Ekim ayında Star TV ekranlarından izleyiciye merhaba diyen ve Arap-Türk ortaklığı ile yapımcılığını O3 Turkey Medya’nın üstlendiği Kaderimin Yazıldığı Gün’ün merkezinde Antakyalı Yörükhan ailesi yer alıyor.
Başrollerini Özcan Deniz (Kahraman Yörükhan), Begüm Kütük Yaşaroğlu (Defne Yörükhan), Hatice Şendil (Elif) ve Gürbey İleri’nin (Kerem) paylaştığı dizinin hikâyesini özetleyerek başlayalım. Yörükhan ailesi İstanbul’da yaşayan ama Antakya’dan kopmamış bir ailedir. Ailenin toprakla olan bu münasebeti ataerkil yapıya bağlılıklarının hem göstergesi hem de normalleştiricisidir. Ailenin iki erkek çocuğundan gözde olanı idealize edilmiş evlat Kahraman’dır. Bu nedenle Kahraman’ın erkek çocuğu olmalı ve ailenin soyadı bu bebekle yürümelidir. O kadarki ailenin büyük oğlu Yakup’un kızları birkaç sahne görünmelerinin dışında neredeyse o hikâyede ve dolayısıyla o evde yok sayılmaktadırlar. Yörükhan’ların kızı Meryem’in oğlu Kerem’in hikâyedeki varlığı ise daha çok Elif’e duyduğu aşk ile ilintilidir. Kerem’in aşkı onu çok sevdiği dayısıyla karşı karşıya getirecektir.
Ailenin erkek torun beklentisine rağmen yıllar önce Kahraman’ın hatası sonucu hamile eşi Defne bebeğini kaybetmiştir ve bir daha anne olamayacaktır. Ailenin beklentileri ve özellikle kayınvalidesinin dayatmaları anne olmayı her şeyden çok isteyen Defne’nin çözümü sözde taşıyıcı annelikte bulmasına neden olur. Taşıyıcı anne Elif ise kendisini para karşılığı Maksut’la evlenmeye zorlayan babasını öldüren annesini ve kalp hastası kız kardeşini kurtarmak için Kıymet Hanım’ın bu teklifine boyun eğmiştir.
Yoksa Bütün Anneler Melek Değil mi?
Defne’ye bebek sahibi olma konusunda yardım edecek isim tabii ki ataerkil kültürün cinsiyetçi sisteminin neferi rolündeki Kıymet Hanım’dır. Kendi ailesinin devamlılığı için her yolu meşru gören Kıymet Hanım’da eşi gibi Kahraman’ı Yörükhan ailesinin yeni reisi görmekte, bu nedenle de Defne’nin bebek sahibi olamamasında Kahraman’ın rolünü görmezden gelerek gelinini acımasızca iğnelemektedir. Kıymet Hanım’ın gerek çocuklarına karşı üstü kapalı ya da direk ayrımcı tavrı. Gerek dayatmacı ve erkek torun uğruna herkese yalan söylemeyi göze alan bencilliği, gerekse de özelikle annesinin rahatsızlandığı anlarda Elif’e gösterdiği kuralcı duruşu iyilikle kutsanmış anneliğe ilişkin soru işaretlerini bir kez daha akıllara getiriyor.
Bu noktada anne olmayı ve Kahraman’ı kaybetmemeyi isteyen Defne’nin Kıymet Hanım’la yaptığı işbirliği ise geçmişten günümüze duyulma/görülme sıklığı azalan ancak hala var olan erkek evlat için terk edilen, suçlanan ve/veya kumalığı kabul etmeye zorlanan kadınlara ilişkin hikâyelere olan benzerliği, modernize edilmiş haliyle çokta yabancı olmadığımız bir durum maalesef. Normal şartlarda Kahraman gibi çocuk sahibi olamayacaklarını kabul edebilecekken baskı altında kalan Defne’nin, uğradığı psikolojik şiddetle kabul ettiği aslında sistem karşısında gönüllü/çağdaş kulluktur. Defne’nin kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olmasına rağmen sahip olduklarını kaybetmemek için her şeyi yapacağının en güzel göstergesi bebeğin biyolojik annesinin Elif olduğunu öğrenmesi üzerine hem Kıymet Hanım’dan intikam almak, hem de Kahraman ile evliliklerinde tehlike yaratmaya başlayacak Elif’i ve bebeği hayatlarından çıkartmak için Elif’e bebeği düşürmesine neden olan karışımı içirdiğinde parmağında olan ve kendisine hamile olduğu için verilen aile yadigârı yüzüktür.
Aslında dizinin ilk bölümünden (Elif’in Kahraman’a hayran bakışları) itibaren atılan tohumlar ilerleyen süreçte Kahraman ve Elif arasında yaşanacak olan ‘imkânsız’ aşkın işaretlerini taşıyor. Diğer bir ifade ile bu noktada Defne, kıskançlıklarında haklı çıkacak gözüküyor. Sosyal medyada yapılan yorumlarda da görüldüğü üzere Defne’nin boğucu kıskançlığı, saldırgan tavrı ve acımasızlığı Kahraman’ın masum, naif Elif’e âşık olmasını izleyici gözünde de meşrulaştıracak. Hatta muhtemelen bir süre sonra Kıymet Hanım’da bu konuda saf değiştirecek. Sular ısındıkça ısınacak, işler arap saçına dönecek. Yalnız bu noktada anlaşılmaz olan ideal bir aşk evliliği yaşayan Kahraman’ın dizinin en başından itibaren, yani daha Defne ile sorunlar yaşamaya başlamadan önce Elif’ten etkilendiğine dair çıkarımlara neden olacak sahneler. Bu durum çok eşliliğe yatkınlığa bir göstergemi yoksa ben mi önyargılıyım bilemedim.
Aile Hikâyelerinin Kaçınılmaz Çatışması Habil-Kabil Göndermesi
Birçok aile film ve dizisinde olduğu üzere bu dizide de birbirinden farklı karakter ve zihniyete sahip iki erkek kardeş yer alıyor ve aralarındaki çatışma dizinin tansiyonunu yükseltmede iş görüyor. Erkek egemen değerlerin hâkim olduğu ailede kız evlat Meryem ise etkisiz durumda. Şirketin yönetiminde iki erkek kardeş söz sahibi ancak Kahraman’ın ailenin kahramanı olabilmesi içinde kaçınılmaz olarak Kabil rolü Yakup’a kalıyor. Babasını gizli işlerini, sırlarını ortaya dökmekle tehdit eden Yakup yönetime ortak oluyor ve kardeşler arasında gerginlik gün yüzüne çıkıyor. Bu çatışma kardeşlerin eşleri arasında da gizli bir rekabete neden oluyor. Özellikle Yakup’un eşi gözde gelin olma yolunda sürekli bir çaba ve kıskançlık içerisinde. Buda sırların gizli kalmasını ve suların durulmasını zorlaştıran bir başka etken.
Nergiz KARADAŞ