Ekranların yeni Osmanlı hikayesi Bir Yusuf Masalı’nın genç oyuncuları Nur Erkul ve Ulaş İnan Torun, Cine Dergi’nin sorularını yanıtladı. Sıcak bir aile hikayesinin Osmanlı temasıyla izleyiciye sunulduğu dizinin başarısının anahtarı ise oyuncularına göre samimiyet…
Sette ilk gün desem…
Nur Erkul: Sakin tanışma, tanıma, alışma, öğrenme, öğretme ve sezme duyularımın zirvesinde bir gün olur. İlk kayıt anında biraz heyecanlanır sonra ipleri daha sıkı tutup kavrarım ve ilk günü güzel bir şekilde geçirmeye çalışırım.
Ulaş İnan Torun: Benim için de heyecanlı ve karışıktır.
“DİZİ YAŞAMADIĞIMIZ VE YAŞAYAMAYACAĞIMIZ BİR DÖNEMDE GEÇİYOR”
Onca dizi içinde izleyici neden Bir Yusuf Masalı’na zaman ayırlamalı?
Ulaş İnan Torun: Bir dönem dizisi olmasına rağmen hem seyirciye yakınlığı, hem gerçekçiliğiyle hem samimiyetiyle farklı bir dizi. Karakterler de hikaye de zaman zaman absürt durumlara bile girse samimi…
Bir Yusuf Masalı hem bir dönem dizisi hem de sıcak bir aile hikayesi… Sizce nostaljik öğeler ve geçmişe duyulan özlem dizinin sevilmesinde etkili mi?
Ulaş İnan Torun: Hiç yaşamadığımız ve yaşayamayacağımız bir zaman diliminde geçmesi . Şu anda öyle giyinsek ve konuşsak deli derler ama izlemek eğlenceli sanırım.
Nur Erkul: Bizim dizimizde hem Osmanlı kültürünü yaşattığımız için hem de karakterleri samimi buldukları için tercih ediyor olmalılar.
Ulaş, sizin için 6 Mantı ve ardından Bir Yusuf Masalı… Nur, Ali Ayşe’yi Seviyor’un ardından Bir Yusuf Masalı… Aile komedilerinde rol almak bilinçli bir seçim mi?
Ulaş İnan Torun: Değil sadece denk geldi.
Nur Erkul: Hayır tamamen denk geldi ayrıca aslında çok da birbirine yakın dizi konsepti ve karakterler değil… Ayşe’nin durum komedisi daha fazlaydı ama Maria’da öyle değil. Bir kere dönemin getirdiği bir ağırlık var hal hareket ve sözlerde dikkat etmek zorundasınız. Bilinçli bir seçim değil yani ben sadece yapmaya çalıştığım her işte ve karakterde yenilikleri yeni bir şeyler üretmeyi seviyorum. Daha önce hiç dönem işinde olmamıştım onu da tatmış oldum.
“DİZİLERDE KİMLİK TEMSİLİYETİ YÜZEYSEL”
Devşirme bir ailenin Macar kızının bir Türk genciyle olan aşk hikayesinin anlatıldığı bir dizide başroldesiniz. Osmanlı’nın çok kültürlü yapısı dizinizde yer buluyor. Siz dizilerde farklı kimlik temsiliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Ulaş İnan Torun: Açıkçası biraz yüzeysel buluyorum ya da öyle olmasa bile dizilerdeki bu durumun kimsenin fikrini değiştiremediğini görüyorum. Yoksa hala kimlik ve kültür yüzünden insanlar ölmezdi, eziyet çekmezdi… Ne diziler ne romanlar ne şiirler ne de filmler insanları her anlamdaki vahşet konusunda utandırmıyor, ne acı…
“YAPTIĞIM TAKILARI MARİA TAKIYOR”
Devşirme bir ailenin Macar kızının bir Türk genciyle olan aşk hikayesinin anlatıldığı bir dizide başroldesiniz. Maria’nın kültürel temsiliyeti sizi tatmin ediyor mu?
Nur Erkul: Tabi ki tatmin ediyor, tatmin etmediği noktalarda yönetmenimizle müdahale edip bir şekilde işin içinden çıkıyoruz. Şimdi Maria’ya benim yaptığım takılardan getirdim. Kendi gerçeğimde yaptığımı Maria’ya yükledik. Odasında olduğu sahnelerde takı yapıyor Maria… Elbette konuların ve kişilerin karakterlerinin açılması biraz daha zaman istiyor.
Osmanlı’nın çok kültürlü yapısı dizinizde yer buluyor. Siz dizilerde farklı kimlik ve kültürlerin temsiliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Ulaş İnan Torun: Açıkçası biraz yüzeysel buluyorum ya da öyle olmasa bile dizilerdeki bu durumun kimsenin fikrini değiştiremediğini görüyorum. Yoksa hala kimlik ve kültür yüzünden insanlar ölmezdi, eziyet çekmezdi… Ne diziler ne romanlar ne şiirler ne de filmler insanları her anlamdaki vahşet konusunda utandırmıyor, ne acı…
Kendi yaşamınızın bir senaryo olduğunu düşünseniz, şimdi o senaryonun neresindesiniz?
Ulaş İnan Torun: “Tanrıları güldürmek istiyorsak, ona senaryolarımızdan bahsedebiliriz.“ bir filmden çalıntı.
Nur Erkul: Hep hayatın en güzel yerindeyim şu an… Daha da olgunlaştığım istediklerimi gerçekleştirdiğim, hayattan karşılık alan bir yerindeyim sanırım 3. sezon…
Peki bu senaryoyu izleyen biri olsanız, bir izleyici olarak “İnan” ve “Nur” hakkında ne düşünürdünüz?
Nur Erkul: İyi yada kötü bir şey yaşadığında onu kendinde iyi hapseden göğüsleyen, yön verip yoluna devam eden, yolunu kendi çizen, çizgisine renkler katan, renklere anlam veren deli, içi içine sığmayan, çoşkulu, duygusal, mantıklı ve daha çok var seyirciler izlemeye devam etsin gerisi 4.sezonda…
Ulaş İnan Torun: Severdim ben beni. Beni güldürürken aniden gözümü de doldururdu çünkü.
Ulaş, Yusuf gibi mutfakta ilginç denemeleriniz var mı? Siz yemek yapar mısınız?
Ulaş İnan Torun: Ben cidden iyi yemek yaparım. Denemekten bir tek mutfakta korkarım.
Röportaj: Gizem Merve Kaboğlu