Evet sinema endüstrisi kendine ihanet ederek 100. yıla hiç aldırmasa da biz Cinedergi olarak her ay size bunu hatırlatacak çalışmalar yapacağız.
Bu bizim boynumuzun borcu çünkü etrafta bunu yapacak yayın da kalmadı. Altyazı, Arkapencere gibi dergiler dışında artık sinemayı takip edeceğiniz dergimiz de yok. Cinedergi bu anlamda üstüne düşen sorumluluğu gösterme kararlılığında. İnternetten ücretsiz takip ettiğiniz dergimiz hiç bir maddi kazanımları olmadan bize yazan yazarlarımız sayesinde hayatını devam ettiriyor. Hepsi sağ olsunlar. Bu ay 100 yılın en iyi 21 filmini sizler için seçtik. 12 yazarımız 20 filmlik listeler oluşturdular biz de bu listelerde en çok yer alan 21 filmi seçtik. Dergimizin Altın Filmler Listesi sayfalarımızda. 3 Mart’ta sinema dünyasının en büyük ödülleri sahiplerini bulacak. Oscar adayı filmleri sizler için izleyip favorilerimizi yazdık. Bakalım hangi yazarımız daha çok ödülleri tutturacak. Röportajlarımızla sinemamızın nabzını tutmaya devam ediyoruz. Bu ay vizyona girecek Gulyabani filminin yönetmeni Orçun Benli ve filmin başrol oyuncularından Deniz Uğur sorularımızı cevapladı. Bir filmin içinde birkaç dakika görünüp bu kadar ünlü olmuş bir figür var mıdır bilmiyorum ama sonunda Gulyabani kendi filmine kavuştu. Sürgün İnek filminin güzel yıldızı Vildan Atasever dergimizi seçen bir diğer ünlü isim. 14 Şubat Sevgililer Günü vizyona girecek olan Balayı filminin bir özelliği de yönetmeninin ve oyuncularının ilk film tecrübesi olması. Başrol oyuncuları Emre Kılıç ve Seda Tosun ile konuştuk. Çok yüklü bir gündem var Şubat ayında, birçok Oscar adayı film ve büyük bütçeli Hollywood filmleri vizyona giriyor. Dosyalarımızla her tür araştırmayı size ulaştırıyoruz. Jim Jarmusch’un Sadece Aşıklar Hayatta Kalır filmini Melis Fransa’da Cannes festivalinde seyretti ve sizin için güzel bir dosya hazırladı. Oscar adayı Para Avcısı filminin yönetmeni Martin Scorsese Utku’nun sağlam kaleminden sayfalarımızın arasına düştü. Bir başka Oscar Adayı Her ise Egemen’in içselleştirdiği bir hikaye. Belki bizim gibi hayal dünyasında takılanların adına konuşan yazarımızın en iyi yazılarından. Ölen ölüyor, ışıklar içinde yatsın falan hepsi hikaye ama biz unutmamakta kararlıyız bu ay vizyona giren Mandela: Long Walk to Freedom filmini odağına alan Halil İbrahim ünlü insan hakları savunucusu Mandela’yı konu alan filmleri yazdı. Uzak Doğu sinemasının uzmanı diyebileceğim Murat Kızılca ise Uzakdoğu’dan kalburüstü bir korku seçkisi olan J-Horror Theatre ile bizi tanıştırıyor. Banu Diren, Sinema köşesinde artık neye direneceğini şaşıran sinemamız adına önemli belirlemelerde bulundu. Ve ilk yazısıyla çok ses getiren Deniz Uğur, yine bıçak gibi bir konuyu sayfasına taşımış. Hiç yalpalamadan senaristlerimizin içler acısı durumunu incelemiş Deniz. Onun yazılarını dikkatle okumanızı öneririm birinci elden bu kadar dürüst yazılar ve eleştiriler az duyabilirsiniz. Gazeteci olsaydı ya aç kalırdı ya parmaklıklar arkasındaydı, Allah korusun… TV yazarımız Gizem Merve Kaboğlu televizyon dünyasının nabzını sizin için tutuyor. Yayından kaldırılan Vicdan dizisi ve basına çıkmamakta kararlı olan Berk Hakman ile röportajı ilgiyi hak ediyor. Yer bitti. Dergi bitmedi. Eh siz de okuyun bari…