Tüm dünya çocukların suça sürüklenmesi ve çocuklar tarafından gösterilen şiddet davranışlarının artması sorunu ile uğraşmaktadır. Adalet Bakanlığı’ndan edinilen verilere göre yılda hakkında dava açılan çocuk sayısı yaklaşık ikiyüzbindir.
Henüz ruhsal ve fiziki olarak gelişimlerini yeterli seviyede tamamlamamış olan çocuklar bu sebeple sıklıkla hem suça sürüklenmekte hem de suç mağduru olmaktadırlar. Tüm dünya çocukların suça sürüklenmesi ve çocuklar tarafından gösterilen şiddet davranışlarının artması sorunu ile uğraşmaktadır. Adalet Bakanlığı’ndan edinilen verilere göre yılda hakkında dava açılan çocuk sayısı yaklaşık ikiyüzbindir.
Bu sayılara ceza sorumluluğu olmayan ve hakkında sadece tedbir uygulanan 12 yaşın altındaki çocuklar dahil değildir. Tespit edilemeyenler de düşünüldüğünde ülkemizdeki suça sürüklenen çocuk sorununun ne kadar ciddi boyutlarda olduğu görülmektedir. Esas itibarıyla sadece kolluk ve mahkemelerde muhatap olduğumuz ve her yıl yeni on binlerin ilave edildiği suça sürüklenen çocukları bu şekilde topluma kazanmak mümkün olabilir mi? Anayasamızda, taraf olduğumuz sözleşmelerde ve kanunlarımızda öngörülen çocuğu koruyucu tedbirler neden etkin bir şekilde hayata geçememektedir? Zaten çeşitli sorunlarla karşı karşıya olan adli sistem dışında, çocukları damgalamadan alternatif çözümler bulamaz mıyız? Bu aşamaya gelmeden çocuklarımızı kanunların suç olarak belirlediği davranışlardan niçin koruyamıyoruz? Adli süreçler ve cezalandırma gibi yaptırımlar sonrasında gerçekten onları suç davranışlarından uzak tutabiliyor muyuz? Sorun büyüyor. Nerede hata yapıyoruz? Bu sorulara cevap bulmak için, öncelikle sorunun ortaya çıkış nedenlerinin çeşitli açılardan araştırılarak tartışılması ve buna bağlı olarak çözüm aranması gerekir. İşte bu nedenlerle, Festivalimizin ana temasının suça sürüklenen çocuklar bağlamında “Çocuk(ça) Adalet?” olması karalaştırıldı.
Çok yönlü böyle bir soruna çözüm arayışı, sadece hukuk değil farklı akademik disiplinlerle birlikte yapılmalıdır. Sorunun kökenlerinin, boyutlarının ve etkilerinin anlaşılması bakımından, sanatın ancak özellikle sinema sanatının perspektifi de çok yararlı bir işlev görecektir. Toplumun her dokusunda, bugününde ve yarınında ciddi olumsuz sonuçları olan böyle bir sorun karşısında sivil toplumun katkısının vazgeçilmez olduğu açıktır. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivalinin üçüncüsünde, yerli -yabancı ilgili tüm çevreler, sinema ve akademik zeminde bir araya gelerek tartışacak ve sonuçlar çıkarmaya çalışacaktır.
Bu amaç doğrultusunda; festivalin bu seneki programında gelenekselleşmiş program başlıkları, uluslararası kısa ve uzun film yarışmaları, özel gösterimler, söyleşilerin yanı sıra “Suça Sürüklenen Çocuklar” konusunda film seçkisi, tematik yarışma, panel ve sergiler de yer alacaktır. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası alanda çalışmaları bulunan tanınmış sayıları 100’ü aşkın akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve sinema sanatçıları ile iletişime geçilmiş olup, davet edilen katılımcıların konuya ilişkin deneyimlerinden tartışmalar aracılığıyla faydalanılması sağlanacaktır. İstanbul sinemaları Çocuk(ça) Adalet diyerek, festival filmleri ile soruna sanatsal bakışı sizlerle buluşturacaktır.
Akademik bir program ile sinema sanatını birleştiren, sorunlara çok boyutlu yaklaşımı ve her türlü paydaşı katarak çözüm arayan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivalinin Üçüncüsünde sizleri akademik programlarda dinleyici ve tartışmacı, sinema salonlarında izleyici ama herkesi ilgilendiren bu sorunda çözüm ortağı paydaş olmak için bekliyoruz.
Prof. Dr. Adem SÖZÜER
Festival Başkanı
