Bu ay köşemizde dünya çapında işlere imza atmış ve kısa filmi her yere ücretsiz yaymayı amaçlayan Carter Pilcher var. Onun önderliğinde yürütülen Shorts TV, tüm dünyada ilgiyle takip ediliyor.
İşte Carter Pilcher’dan dünyada kısa filmin durumuyla ilgili görüşler ve en önemlisi kısa filmcilere dünyaya açılmaları için ilginç tavsiyeler…
Öncelikle biraz kendinizden bahseder misin? Sektörde ne tür işler yaparak bugünlere kadar geldiniz?
2000 senesinde Shorts International’ı (o zamanlar adı Britishorts idi) bedavaya kısa film gösteren bir web sitesi olarak kurduk. Bizim için bu iş modeli heyecan verici idi ancak masraflarımızı karşılamıyordu. Bu nedenle, daha geniş bir kitleye ulaşacak olan bir kısa film dapıtım ağı geliştirdik. 2005 yılında dünyanın en büyük kısa film kataloğunu bünyemize almıştık. 2006 senesinde işimizi genişlettik ve iTunes ile bir işbilriğine girdik. Buna ek olarak Oscar’a aday olan filmleri Amerika’da sinemaya çıkmaya başladık. 2007 senesinde Fransa’nın lider kablo operatörü Numericable ile anlaşarak Shorts TV’yi Fransa’da yayına aldık. Şimdi Amerika, Hollanda, Belçika, Romanya, Lüksemburg, Doğu Afrika ve tabii ki Türkiye faaliyet gösterdiğimiz bölgeler arasında yer alıyor.
2009 yılında AMPAS’a (United States’ Academy of Motion Pictures Art and Sciences) üye oldum. Bunun yanısıra BAFTA’nın film komitesine davet edildim. Eğitimimi uluslararası ilişkiler üzerine tamamladıktan sonra Amerika Hava Kuvvetleri’nde mühendislik okuyup üzerinde Georgetown’da hukuk okudum.
Sizin için kısa filmin tanımı nedir?
Kısa filmleri aslında en fazla türü kapsayan filmler olarak değerlendirebiliriz. Kapsadıkları türler arasında drama, komedi, müzikal, belgesel, animasyon ve daha aklınıza gelebilecek birçok tür bulunuyor. Bu kadar çok türe hitap etmelerinin yanısıra kısa filmlerin ilgi çekici olmalarının bir başka sebebi ise başka hiç bir film dalında büyük oyuncularının yeni girişimcilerle bir araya gelememesidir. Bu sene En İyi Kısa Film dalında Oscar’a aday olan filmler tam olarak da bunun bir örneğidir. İki tane aday animasyon dünyasının devlerindendi; Disney ve The Simpsons. Bir başka aday ise, yalnızca 1 dakika 40 saniye ile bugüne kadar aday gösterilen en kısa filmdi. Başka hiç bir film dalında bu kadar çeşitlilik görmek mümkün değil. Bunun yanı sıra kısa filmler sonsuz kaynakların müdahelesine izin vermeden yeteneklerin birbiri ile yarışmasını sağlıyor, bu sebeple birçok genç film yapımcısına, yönetmene ve oyuncuya fırsat tanıyor.
Dünyada kısa filmin gelişimini ve ülkeler arası farkları en iyi görebilecek isimlerden birisiniz. Şu an hangi ülkeler kısa filmde istenilen noktaya ulaşmış durumdalar?
En başta tüm yapımlar kısa filmdi formundaydı. Yirminci yüzyılda teknolojinin gelişmesiyle birlikte birçok film ortalama doksan dakikaya yükseldi. Yapım aşamasının uzunluğu ve masrafları sebebiyle animasyonlar bir süre daha kısa film olarak kalmaya devam etti ancak Disney 1930’lardan itibaren animasyona büyük yatırımlar yaptı. Hollywood’un domine ettiği pazarlar ve ülkelerde kısa filmler 1940’dan itibaren düşüşe geçti. Dünyanın birçok yerinde kısa film prodüksiyonu ticari kazanç olmamasına rağmen devam etti. Avrupa hala dünyada en fazla kısa film prodüksiyonu yapılan bölgeler arasında yer alıyor. Batı Avrupa’da, Fransa kısa filmler konusunda lider konumunda. Fransız hükümetinin film yapımcılarını destekliyor olması da bu ülkenin bu konuda ilerlemesine büyük katkıda bulunuyor. Hem devlet desteği hem de özel finansal destek sayesinde son zamanlarda Belçika’da kısa film yapımları hızlandı. İngiltere birçok sayıda gen yapımcı ve yönetmen kısa film çekiyor ancak sadece devlet desteği ile. Almanya’da da kısa film sayısı artmaya başladı. Orta Avrupa’da, Polonya’nın uzun zamandır devam eden kısa film çekimleri, kısa filme adanmış festivaller ve seyircinin desteği sayesinde sektör büyümekte ve yeni fırsatlar yaratmakta. Latin Amerika’da, özellikle devlet desteğinin uzun filmlere desteğini kesmesi ile birklikte kısa film sektörü canlanmaya başladı.
Peki en geri kalmış ülkeler hangileri? Nedenlerini de sayarsanız sevinirim…
Seyirci kısa filmleri izleme fırsatı buldukça ilgilerini çekiyor ve bu konu ile ilgili heyecanları artıyor. Internet ile birlikte genç kitleler kısa filmler hakkında eğitiliyor, bu filmlere daha rahat ulaşma fırsatı buluyorlar. Shorts TV de kısa filmlerin daha geniş kitlelere erişmesinde etkili bir rol oynuyor. Kısa filmlere olan ilgi bizi her geçen gün biraz daha şaşırtıyor. Yakın zamanda Shorts TV Afrika’da yayına girdi ve aldığımız olumlu geri dönüşler ve gördüğümüz destek bizi çok mutlu etti.
Türkiye’deki kısa filmlerle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’nun ortasında bulunan kültürel lider konumu ile içerik üretiminin de merkezine yerleşti. Geçen sene kısa film dalında Altın Palmiye ödülünü kazanan kişinin bir Türk olması Türkiye’deki gelişimin ve dünya pazarındaki yerinin en büyük kanıtıdır. En kısa zamanda bir Türk yönetmenin Oscar kazanmasını umuyorum!
Sizce hızla gelişen teknolojinin, kısa filme ne gibi katkıları olabilir? Neler götürür?
Kısa filmler değişik formatların yaygınlaşmasından büyük ölçüde faydalanıyor. Önceden, kısa filmler sadece belirli bir kitleye ulaşabiliyor, yalnız o kesim tarafından izleniyordu. Günümüzde ise kısa filmlere ulaşım çok daha kolay bu nedenle daha geniş bir kitle izliyor ve bundan keyif alıyor. Teknolojinin gelişimiyle birlikte hem izleyici kitlesi genişliyor hem de kısa film bütçeleri çok daha düşük bir hale geliyor. Günümüzde akıllı telefon sahibi herkes film çekip bunları edit edebilir. Shorts TV olarak biz film çekmek isteyen herkese ait bir dünyanın parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
Bir kısa filmci eserlerini dünyaya duyurmak için, kısa filmini değerli kılmak için neler yapmalıdır?
Daha geniş bir kitleye ulaşabilmek için film yapımcılarının festivallere ve önemli festivallerdeki, özellikle uluslararası ödülleri kazanmaya odaklanması gerekmektedir. Festivallere katılmak hem çok eğlenceli hem de kariyerlerinin ilerlemesi açısından en etkili yol. Kısa filmlerin pazarlanmasını kolaylaştıracak unsurlar arasında filmlerde hiç diyalog geçmemesi ya da İngilizce dilinde çekilmeleri etkili oluyor. Daha geniş kitlelere ulaşmak açısından dil engelinin ortadan kalkması önemli bir rol oynuyor. Kısa filmlerin sürelerinin kısıtlı olması sebebiyle tüm dünyada kabul görmüş bir dilin kullanılması pazarlamada ektili oluyor, İngilizce yönetmenin ana dili olmasa bile. Bu sene Oscar adaylarının hepsinin diyalogsuz olması dil engelinin ortadan kalkmasının öneminin altını çizdi.
Kısa filmlerin başarılı olmasında önemli bir oynayan başka bir unsur ise tanınmış oyunculara yer verilmesi oluyor. Her filmde olduğu gibi uluslararası üne sahip oyuncular her zaman küresel anlamda filmlerin pazarlanmasını sağlıyor. Görüntü ve değişik sahne kullanımları da etkili olan unsurlardan yalnızca birkaç tanesi. Festival yetkilileri ve ödül jürileri genellikle 12 ila 20 dakika uzunluğundaki filmleri, 7 ila 10 dakika arasındaki animasyonları tercih ediyorlar. Kısa filmlerin dağıtımı ise uzun metrajlara göre büyük titizlik ve özen gerektiriyor.
Son olarak Shorts TV’nin gelecek planlarından da bahsedelim…
Shorts TV, tüm dünyadaki kablo operatörleri ile yakından çalışıyor ve bu sayede geniş bir kitleye ulaşıyor. Hedefimiz tüm dünyadaki kısa film severlere en kısa sürede ulaşabilmek.
Fırat Sayıcı
twitter.com/firatsayici