Ergenlerin ayıla bayıla izlediği fantastik soslu gençlik serisi Twilight / Alacakaranlık bitti. Bir furyanın geleceğinden emin olmakla birlikte acaba daha iyi örnekler izler miyiz diye düşünüyordum ki Muhteşem Yaratıklar bu ümidimi de tamamen yitirmeme yol açtı.
Filmi izlediğimiz salondaki, kitabı yemiş yutmuş, kızların da yaptığı “çook sıkıcı” mikro eleştirisi de bu yazıyı gönül rahatlığıyla yazmama yol açıyor.
Fantastik sinemanın bu ‘genç’ örneklerinin beni hiç heyecanlandırmadığını söylemek zorundayım. Bütün bu çabalar Western dekorunda bilim kurgu çekmek kadar anlamlı olabiliyor ancak! Bu filmleri izlediğimde gördüğüm tek şey, hayatta her şeye hakkı olduğunu sanan sorunlu Amerikalı gençler ve onların popülarite kaygılı aşkları…
80’ler The Lost BoysFright Night gibi hiç fena olmayan örnekleri var bu türün ama o zamanlar çoktan geçmiş anlaşılan. Twilight ve ardından gelenler pek tatsıs tuzsuz ve ayrıca türün geleneklerine saygısız. Gümüş kurşunla öldürülen vampirler mi? Daha neler!
Kami Garcia ve Margaret Stohl’un aynı adlı roman serisinden bu sefer Hollywood tarafından beyazperdeye uyarlanan filmin arkasındaki isim ise Not: Seni Seviyorum, Water for Elephants gibi filmlerle tanınan Richard LaGravenese.
Filmin kadrosunu ise Alice Englert, Alden Ehrenreich, Emma Thompson, Jeremy Irons, Emmy Rossum, Viola Davis ve Thomas Mann gibi yıldız isimler oluşturuyor. Muhteşem Yaratıklar, vampir-kurtadam mitosuna bulaşmadan daha supernaturel bir alana, büyücülüğe dalıyor, bunu Amerikan iç savaşında yaşanan bir aşk ve o zamanlardan gelen bir lanete dayandırıyor. Yan karakterleri tanıtmaya çalışırken bir de macera yaşatalım diyen ilk film reçetesi bu kez çalışmıyor. Jeremy Irons ve Emma Thompson dışında bütün oyuncular kötü hele başrol seçimleri tam bir felaket… Başka bir filmde başroldeki yakışıklının en şapşal arkadaşını oynamak haricinde şansı olmayacak Alden Ehrenreich gereksiz bir sırıtma ile gezinmek dışında bir şey yapmıyor. Buna aşık olup gidecek kızın vay haline!
Film Amerika’da da beğenilmedi ve gişede iki seksen yattı. Buna sevindim çünkü Twilight’ın ardından girilecek bir alana dönüşmesini istemiyorum gençlik fantastiklerinin. Aslında bu film için Fantastik filmlerin Altın Pusula’sı bile diyebiliriz. Bu kadar kötü bir girişten sonra devam filmi geleceğini hiç sanmıyorum.
Muhteşem Yaratıklar, geceyarısından sonra TV’de karşınıza çıkarsa uykunuza meze edebileceğiniz türden bir film, başka hiçbir önemi yok. Fantastik sinema adına gerçek bir başarısızlık…
MURAT TOLGA ŞEN