Amerikan televizyon kanalı Showtime, kablolu yayın yapıyor olmanın verdiği rahatlıktan olsa gerek, yarattığı dizilerinde “aşırı”ya kaçmaktan, oldukça “edepsiz” işler ortaya koymaktan çekinmiyor. Yer yer rahatsız edici bulunabilecek bu aşırılıklar aslında bizim yaratıcı hikayeleri ile farklı karakterleri izlememize olanak sağlıyor. Bu sayımızda Showtime’ın bu edepsiz dizilerine bir göz atmak istedik;
Californication
Seks bağımlısı, karizmatik, az biraz alkolik, feci şekilde talihsiz, çok yetenekli ama ilhamını kaybetmiş yazar Hank Moody’nin başına gelenleri anlatan bu dizimizin baş rolünde, yıllarca The X-Files dizisinde FBI ajanı Fox Mulder olarak izlediğimiz David Duchovny bulunuyor. Hank Moody yayınladığı kitabının başarısının ardından bir film projesi için New York’tan Los Angeles’a taşınıyor sevgilisi Karen (Natascha McElhone) ve kızı Becca (Madeleine Martin) ile birlikte. Ancak (Charles Bukowski tribindeki) Hank yapısı gereği kadınlara, uyuşturucuya ve alkole pek hayır diyemediğinden; bir de tek başarılı olduğu ”yazma” konusunda sıkıntı yaşadığından işler pek yolunda gitmiyor kendisi için. İlk bölümünden itibaren özellikle seks ve uyuşturucu konusunda hiç çekingen davranmayan dizi, bol küfürlü (ama zekice) diyaloglar sunuyor bize. Bu “hayat tarz”larını yargılmak bize düşmez ama önceden uyarmamız gerek; kimin kimi kiminle/nasıl aldatacağının hiç kestirilemediği, insanların en yakınlarına ihanet etmekten çekinmediği, uyuşturucunun sıradan bir içki kadar “doğal” şekilde tüketildiği bu “Kaliforniyalılık” hali hassas bünyelerde sindirim sıkıntısı yaratabilir, diğer taraftan gerçekçiliğini de sorgulatabilir. Ama dizi çok eğlenceli, Hank Moody rolünde David Duchovny’e sempati duymamak imkansız.
Californication’ın 6.sezonu 13 Ocak 2013’te “The Unforgiven” isimli bölümle başlayacak.
Dexter
Dexter Morgan yıllardır onlarca insanı soğukkanlılıkla öldürüp, güzelce parçalara ayıran, her parçayı paketleyip teknesinden okyanusa atan bir seri katil aslında. Ancak bir gazete haberinde okusak bizi korkudan ürpertecek bu katilin bizim için yeri ayrı, biz kendisinden “Ailemizin seri katili” diye bahsediyoruz. Jeff Lindsay’nin “Darkly Dreaming Dexter” romanlarından esinlenerek yaratılan “Dexter”ı bir seri katilden çok “anti-kahraman” (hatta bazıları için kötüleri öldüren bir süper kahraman) olarak görüyoruz. Çünkü Dexter içindeki öldürme isteğini kontrol altında tutmak için yalnızca suçluları öldürüyor; katiller, tecavüzcüler, adeletin elinden kaçan kötü insanlar. Katillerin katili Dexter, 2000’li yılların en iyi dramı olarak görülen Six Feet Under’da da rol almış başarılı oyuncu Michael C. Hall tarafından canlandırılıyor ki kendisi bu rolle Golden Globe ödülünü de kazandı 2010 yılında. Cinayetler, katiller, her çeşidinden şiddet ve bolca kan eşliğinde, kendisini; içindeki “karanlık yolcusu”nu anlamdırmaya çalışan ama bir taraftan da aile babası, ağabey, arkadaş ve iyi bir vatandaş taklidi yapan Dexter Morgan ekranların gördüğü en derin ve anlaşılması zor karakterlerden birisi.
Geçtiğimiz haftalarda 7.sezon finalini izlediğimiz Dexter 8.sezon onayını da aldı. 2013 Sonbaharında başlaması beklenen 8.sezonun dizinin final sezonu olması kuvvetle muhtemel.
Shameless
Shameless aslında aynı isimli 10 sezondur devam eden İngiliz dizisinin Amerika uyarlaması; orijinalinden daha başarılı olan ender uyarlamalardan da birisi. Fiona (Emmy Rossum), Lip (Jeremy Allen White), Ian (Cameron Monaghan), Carl (Ethan Cutkosky), Debbie (Emma Kenney) ve Liam kardeşlerin alkolik ve işe yaramaz babaları Frank’e (William H. Macy) rağmen Chicago’nun varoşlarında hayata tutunma çabalarını izliyoruz Shameless’te. Bu cümlenin ardından sanılmasın ki dizi kalp kıran bir dram dizisi. Kalbiniz kırılıyor evet, yer yer dizi dram olarak da görülebilir ama asıl amaç hiç bir zaman bu değil. Shameless eğlendiren, güldüren, çılgın bir dizi. Gallagher ailesi çok çalışmakla birlikte hayatta kalabilmek için gereken herşeyi yapıyorlar; hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekarlık vs. vs. Ama bu sırada eğlenmeyi de ihmal etmiyorlar, kokain buldukları anda kaçırmıyorlar mesela. Bazen yapılan edepsizlikler öyle bir boyuta geliyor ki “bu kadarı da absürd yahu” diyebilirsiniz ama dizi kendi içerisinde tutarlı. Kendi çocuklarını dolandırmaktan gocunmayan, bir şişe bira için yapmayacağı şey olmayan, çok (ama boş) konuşan Frank Gallagher rolünde William H. Macy inanılmaz başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Ailenin diğer üyeleri de her ne kadar özdeşleşmek zor olsa da hemen sevilen, başarılı yazılmış karakterler. Cinsellik, alkol ve uyuşturucu kullanımın yoğunluğu ve bol küfürlü diyaloglar ile Shameless’de Californication’dan geri kalmayan dizi genel geçer ahlak kurallarını öyle yerle bir ediyor ki bazen tahammülü zor oluyor; örneğin hamile iken alkolden, uyuşturucudan uzak durmayan 15-16 yaşındaki bir genç kızın doğmamış bebeğini satmaya çalışmasını izlemek pek kolay değil. Yine de öylesine farklı bir dizi ki izlememek büyük kayıp olur.
9 Ocak 2013’te yayınlanacak “El Gran Cañon” isimli bölümle Shameless 3.sezonuyla ekranlara geri dönecek.
BURCU MERCAN