Banu Bodemir
18 Ağustos 1969’da Boston’da dünyaya gelen Edward Norton çocukluk yıllarını Columbia’da geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren zekası ve ciddiyeti çevresindekilerin dikkatini çeken Norton’un oyunculuğa olan ilgisi daha beş yaşındayken, sonradan kendisi de aktris olan bakıcısı Betsy True ile birlikte gittiği “ Cinderella ” müzikaliyle başladı. Bundan kısa süre sonra Orestein’s Columbia School for Theatrical Arts’da okumaya başlayan Norton, ilk sahne heyecanını sekiz yaşında “ Annie Get Your Gun ” ile tadacaktı.
Norton, tarih diplomasını aldıktan sonra birkaç ayını Japonya’da geçirdi. Ardından New York’a giderek, şehirlerdeki bozulmaya karşı mücadele veren “ Enterprise Foundation ” için çalıştı. Bu dönemde de oyunculuk konusunda karşısına çıkan her fırsatı değerlendirmeye devam eden aktör, sonuçta oyunculuğu meslek olarak benimsemeye karar verdi.
Aktör, 2100 kişinin katıldığı seçmeleri geçerek “ Primal Fear ” da rol aldı. Seçmelere gelen yönetmen, Norton’un kusursuz bir Kentucky aksanıyla konuştuğunu duyduğu anda – canlandırılacak karakterin geldiği yer Doğu Kentucky idi – rolü Norton’a vermeye karar vermişti.
Aynı yıl Woody Allen’ın yönettiği “ Everyone Says I Love You ” isimli Hollywood müzikalinde Drew Barrymore’un nazik nişanlısını canlandıran aktör, rolündeki şarkıları kendi söyleyerek bu alandaki başarısıyla da izleyicileri etkilemeyi başardı. Bir yıl içinde birbirinden bunca farklı iki filmle hızını alamayan aktör, Milos Forman’ın beğenilen filmi “ The People vs. Larry Flynt ” isimli filmde de azimli ceza avukatı rolüyle dikkatleri üzerinde topladı.
1998 yılında Norton iki ayrı filmdeki performansıyla yine sinemaseverlerin beğenisini toplamayı başardı. Bunlardan ilki, “ Rounders ” filmindeki, Matt Damon’un “ Solucan ” lakaplı arkadaşı rolüydü. Film hakkındaki yorumların yetersizliği aktörün başarısını da biraz gölgeledi. Aynı yıl rol aldığı “ American History X ” filmi de box-office’te fazla başarı elde edemedi ama Norton filmdeki rolüyle izleyicileri hayran bırakarak Oscar adaylığını elde etti.
1999 yılında Brad Pitt ve Helena Bonham Carter ile birlikte “ Fight Club ”da rol aldı. Ardından 2000 yapımı “ Keeping the Faith ” ile yönetmenliğe adım atan Norton, filmde aynı zamanda en yakın arkadaşıyla aynı kadına aşık olan papaz rolündeydi. 2001 yapımı “ The Score ”da yine bambaşka bir kişilikle – saldırgan ve yetenekli genç bir hırsız olarak – hayranlarının karşısına çıktı. Aktörün filmdeki rol arkadaşları arasında, Hollywood’un dev isimleri Robert de Niro ve Marlon Brando da vardı.
Sonrasında Frida, Cennetin Krallığı, Sihirbaz, Hulk gibi önemli ve popüler işlerde rol aldı. En son 2010 yılında rol aldığı Şantaj’da aklanmak için iyileştiğini ispatlaya çalışan bir mahkumu oynadı… Uzun zamandır ortalıkta yoktu hissiyatımız ise bu ay vizyona girecek Moonrise Kingdom filmi ile giderilecek. Değişik bir arayış hikayesi izlerken Norton’la da hasret giderme imkanı bulacağız…