Banu Bozdemir

Film Festivallerinin hepsinin Mayıs ayı içine toplanması ayrı bir konu ben kendi adıma iki üniversitenin film festivalini tercih ettim. İlki artık yıllardır gittiğim bildiğim ve kendimi artık festivalin bir parçası olarak hissettiğim Anadolu Üniversitesi’nin yaptığı Uluslar arası Eskişehir Film Festivali’ydi. 14. yılıydı ve biz Cinedergi olarak bu senenin en iyi internet sinema dergisi ödülünü kazandık. İnternet dergiciliği konusunda ilklerden biriyiz, hatta ilkiz diyebilirim. Aslında ilk olmaların benim için çok önemi yoktur, ama yine de insan bazen vurgulamak istiyor…

Gelelim benim için ilk deneyim olan ama beşincisi düzenlenen Malatya İnönü Üniversitesi Kısa Film Festivali’ne… Öğrencilerin düzenlediği, tüm sıcaklık aynı zamanda çekingenliklerini ortaya koydukları ve herkese ‘hocam’ dedikleri festivalde kendi adıma hem eğlendim hem de birçok aktivitenin içinde yer alarak öğrencilerle iletişime geçtiğimi hissettim.

Festival bu sene Selda Alkor’a Onur Ödülü verirken, ikinci ödülü Siyad Kısa Filme Katkı ödülü başlığında ben aldım. Yeri gelmişken söyleyeyim SİYAD dört yıldır uzun metrajın yanı sıra kısa film ve belgeselleri de ödüllendiriyor. Ben de bu altı kişilik kısa film kurulunun içindeyim. İnönü Üniversitesi’nin bu ödülünü farklı ve anlamlı buldum, kısaya katkım, katkımız her şekilde ve koşulda sürecek!

Festivalde ödül gününe kadar tatlı bir telaş vardı. Jüri otelde filmleri izlerken biz de okulda yapılan söyleşi ve aktivitelerin içindeydik. Malatya’ya iki kere Malatya Film Festivali için gittim, o yüzden şehre karşı bir tanışıklığım var, ama yine de küçük mahallelerin arasında dolaşmak, yemek yemek, bir doğa harikası olan Su Sesi denen yerde hayatımın en kalabalık kahvaltısını yapmak harikaydı…

Yeşilçam sineması üzerine Selda Alkor, Murat Tolga Şen ve Nihal Menzil’in yaptığı güzel sohbet, insanların eski filmleri hala çok sevdiğini ortaya çıkardı. Bu arada Selda Alkor’un tam bir anne anaçlığında olduğunu ve hepimize inanılmaz sevgi gösterdiğini söylemeden geçemeyeceğim. Açıkçası bu kadar sıcak bir oyuncu beklemiyordum karşımda, mutlu oldum. Aynı şekilde dizilerden aşina olduğumuz ve Nihal Menzil’de sıcak ve ilgili davranışlarıyla gönlümüzü fethetti. Sanırım büyük festivallerde yakalayamayacağımızı türden bir dostluk oluştu aramızda!

Türkiye Sineması, Kısa Film ve Sosyal Medya üzerine ben, Begüm Kütük, Alper Turgut, Duygu Kocabaylıoğlu ve Fırat Sayıcı’nın yaptığı sohbet ise kısa film, oyunculuk ve sosyal medya etkiliydi. Konuşmalarımızı kısa kestik ve soru cevap bölümünde öğrencilerin kafalarındaki soru işaretlerini yanıtlamaya çalıştık… Keyifli bir sohbet oldu evet…

Festivalde bir an olsun yanımızdan ayrılmayan Teksin Begeç ve Ünal E. Güzel’e buradan teşekkürlerimi sunuyorum, kısıtlı imkanlarıyla dev bir festival ortamı yaratmaya çalıştılar. Üstelik bu sene Kültür Bakanlığı’ndan destek alamamışlar. Sanki festivaller çoğaldıkça Kültür Bakanlığı ödenekler konusunda kısıntı getiriyor, bunu birçok festivalden duyuyoruz. Bu yüzden yapamayanlar hatta erteleyenler oluyor! Bu da ileriki yıllarda ele alınması gereken konulardan biri oldu artık!

Kısa filmi maddi olarak ödüllendirmek teşvik edici olmak en kıymetlisi. Her dalın birincisine üçer bin lira ödül veren festivalin sonuçları da şöyle:
En İyi Kurmaca :
Ali Ata Bak / Orhan İnce

En İyi Belgesel :
Ben Geldim Gidiyorum: Metin Akdemir
Bir Avlu Bir Kent: Canan Altınbulak

En İyi Deneysel : 
Bir Kelebeğin İntihar Denemeleri : Ragıp Türk
Pessimist Cam : Eray Dinç

Kurmaca Dalı Jüri Özel : 
Diyare Dilşad: Dilşad Bayram
İs: Musa Ak
Belgesel Dalı Jüri Özel : 
Çöp : Burak Türten
Deneysel Dalı Jüri Özel:
Toros Canavarı : Fırat Yavuz

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.