Harry Potter’lıktan kurtulabilirsin ama hayaletlerden asla!
Hani neredeyse elimizde büyüdü kerata! Daniel Raddcliffe’den bahsediyorum. İlk Harry Potter’daki ağlak, ezik İngiliz veledini oynadığı tarihten bu yana 11 sene geçmiş, o da bu zaman içinde büyümüş, ağabeyliği de atlamış, hemen baba olmuş! (filmdeki karakterden bahsediyorum.)
Siyahlı Kadın (The Woman in Black) Gotik bir korku filmi, hani şu eski usül dediklerinden… Baştan belirtmekte fayda var; eğer bol kapı gıcırdamalı, pencere çarpmalı, örümcek ağlı, tozlu mobilyalı metruk malikânelerde geçen korku, gizem filmlerini seviyorsanız bu filme de bayılırsınız. Filmimizin konusu türe yenilik getirmese de, gerekliliklerini sağlayacak bir set ortamını oluşturacak cinsten… Karısını kaybetmenin üzüntüsünü henüz atamamış olan ve ondan geriye kalan tek hatıraya, oğluna sarılan genç avukat Arthur Kipps bir malikânenin satışı için İngiltere kırsalına gidiyor ama ünü bölgeye çoktan yayılmış bu lanetli evi bırakın satmak şöyle dursun, başına ne belalar açacağından dahi habersiz…
Şimdi elimizdeki malzemeyi sayıyorum: Lanetli malikane + yaşananlardan habersiz bir yabancı + yabancıları sevmeyen yerli halk + çocuk hayaletleri… Tür meraklıları kimbilir kaç böyle film izlemiştir ama hepsi eninde sonunda Peter Medak’ın 80’lerin en iyi korku filmlerinden biri olan The Changeling’ine dayanıyor. Sanırım Ringu’nun yönetmeni “The Changeling’i izlemesem Ringu’yu çekmezdim” gibisinden laflar etmişti zamanında… George C. Scott’un başrolünde oynadığı bu kült filmden Siyahlı Kadın’ da da epey nemalanmış.
Korku filmlerinde artık özgünlük aramıyoruz. O yüzden kim neyi, nerden almışı, çalmışı bırakıp filme dalabilirsek karşımızda her anında etkileyici, meraklı bir izleme sağlayan çok önemli olmasa da hiç de fena durmayan bir seyirlik var. Daniel Radcliffe rolünün hakkını vermek için epey uğraşıyor. Henüz kafamdaki büyücü çocuk imajı silinmese de bu çabasını alkışlamamak imkansız…
Filmin çekildiği malikâne ve çevresi ise uzun yıllardır bir korku filminde gördüğüm en etkileyici mekan çalışması ve yönetmen James Watkins seyirciyi görsel ve duygusal olarak etkilemesini çok iyi biliyor. Kimselerin dikkatini çekmeyen vasat ama bir o kadar da etkileyici filmi Eden Lake’den bu yana takibimde olan yönetmen, büyük bütçenin de hakkından gelebileceğini ispatlıyor.
Filmin zayıf noktası ise günümüz korku filmlerinin acilen paçasını kurtarması gerekli olan CGI efektler… İnanın bir hayaleti CGI’la kotarmak onu bir çizgi film kahramanına çevirmekten başka bir işe yaramıyor! Filmin tüm atmosferine kan doğrayan ve ucuz gösteren bir teknik bu…
Uzun lafın kısası; Siyahlı Kadın, korku filmi severlerin hoşuna gidebilecek türden bir film… Keyifle okunan bir roman tadında akıp gidiyor tüm hikaye… Daha ziyade bir atmosfer filmi ama korkutmayı da başarıyor.
Murattolga@gmail.com