“Tenten’in Maceraları – The Adventures of Tintin” / Yönetmen: Steven Spielberg
Bizler Tenten’i geçen yüzyılda tanıyıp sevdik. Özellikle “Tintin et le lac aux requins”(1972) adlı animasyonda, esrarın renklerle uyumu, karakterlerin / olayların hareketlendirilmiş iki boyutluluğu, çizgilerin naifliği bizleri mutlu etti. Şimdi dijital teknoloji, ‘performans yakalama’, 3D devrede. Gizemli atmosferler, gösterişli sahneler , her şey tamam. Ancak aksiyondaki baş döndürücü hız, Tenten’i ait olduğu yıllardan koparıyor, günümüz eğlencelerindeki bilgisayar cambazlıklarına hapsediyor. Seyredilmeyi fazlasıyla hak etse de, daha çok yeni yetmelere yönelik.
“Kule Soygunu – Tower Heist” / Yönetmen: Brett Ratner
Soygun suç mudur? Evet. Ancak kapitalist sistem içinde açıkça haksızlığa uğramış emekçiler haklarını aramak için soygun planlayıp uygularlarsa haktır! Tüm lezzetli Hollywood soygun filmlerinde soyguncuların yanında yer aldığınız için adrenaliniz giderek yükselir. Bu film, işte o eski tada günümüz problemlerine uygun bir sos ekliyor: Açıkgöz finans kurtlarına para kaptıranların intikamı! Dengeleri tamam, usta işi bir çalışma. Oyuncuların katkıları da değerini arttırmış.
“Almanya’ya Hoşgeldiniz – Almanya – Willkommen in Deutschland” Yönetmen: Yasemin Samdereli
Türkiye’den Almanya’ya emek göçünün 50. yıldönümünde bir aileden üç kuşağın öyküsünün , bu tür geniş zamana yayılan İtalyan ailelerinin hikayelerini anımsatır biçimde keyifle izlenmesinin sırrı: Zaman içinde ileri geri sıçramalarla dinamizm kazandırılmış öyküleme; gencinden yaşlısına tümü bir ‘sarılma hissi’ uyandıran oyuncu kadrosu; kültürel renkliliğin cömertçe yansıtıldığı sanat yönetimi; en önemlisi de yönetmenle ekip arasında oluşmuş sinerjinin seyirciye geçmesi. Sonuç: Bittiğinde, hüzünlendirdiği kadar mutlu eden bir güzellik.
“Alacakaranlık Efsanesi : Şafak Vakti – Bölüm 1 – The Twilight Saga: Breaking Dawn – Part 1” / Yönetmen: Bill Condon
“Gods and Monsters”(1998) ile ‘ Uyarlama Senaryo’ Oscar ödülü kazanmış Bill Condon da, Bella Swan karakteriyle özdeşleşen ‘yeni yetme’ kız seyircinin, ‘soğuk’ beyaz vampir Edward ile ‘sıcak’ bronz kurt oğlan Jacob arasında hayaller kurmasına katkıda bulundu ya, pes! Hikayenin zaten cılkı çıkmış; üzerine çekilen tüm cila ise, bu sıkıcılığı gereksizce uzatırken daha iyi pazarlamaya yönelik. Artık hiç cazibesi kalmamış, tamamıyla ticari bir ürün.
“Tehlikeli İlişki – A Dangerous Method” / Yönetmen: David Cronenberg
Tehlike, ruhsal çözümlemede ‘cinsellik kuramının’ babası Sigmund Freud ile ondan 19 yaş genç olan, analitik psikolojinin kurucusu Carl Jung arasında ortaya çıkacak fikir ayrılıklarının / sürtüşmenin deney ya da oyun alanında , önce bir hasta daha sonra ilk kadın psikanalist olan Sabina Spielrein’ın olması! Yönetmen Cronenberg olur da, bu üç gerçek kişinin olası ilişkilerini cinselliğin derin karmaşası içinde didiklemez mi? Bu kez şoke edici değil, oldukça klasik bir anlatımla, önemli oyun yazarı Christopher Hampton’ın yoğun metnindeki her sözcüğün hakkını vermiş. Michael Fassbender (Jung) ve Viggo Mortensen (Freud) ise bitmesini istemediğiniz birer aktörlük gösterisi sunarken, anarşistliğiyle tanınan psikanalist Otto Gross rolünde kısa bir süre görünen Vincent Cassel’in rol çalmasına engel (!) olamamışlar. Sonuç: Damıtılmış bir sinema.
“Zirveye Giden Yol – The Ides of March” / Yönetmen:George Clooney
Başkanlık seçimleri yolunda yarışan iki Demokrat Parti aday adayının kampanya beyin takımlarının son virajdaki müthiş stratejileri, sadakatle ihanetin birbirine karıştığı bir ‘nefes nefese’ mücadele ortamında anlatılmış.Ama asıl, medya yönetme – yönlendirme uzmanı olan genç adamın yaşadığı ‘inanılmaz olaylar ve oyunlarla’ geçirdiği değişim öne çıkmış. Soru şu: Politikada yükselmek için insanlığınızı alçaltmanız şart mı? Yanıt, net olarak veriliyor. Sinemada zeka arayanlar için, sapasağlam bir hikaye ve tam bir oyunculuk ziyafeti.
“İntikamın Bedeli – Seeking Justice” / Yönetmen:Roger Donaldson
En sevdiğiniz insan saldırıya uğrayıp feci bir durumda yaşam savaşı verirken, adaletin tecellisini beklemek yerine ‘derhal intikam’ teklifini kabul edersiniz. Buraya kadar tamam, zaten sinemada bu mesele daha önce işlendi. Ancak, karısının intikamı uğruna gizli bir örgüte bulaşan öğretmen adamın ‘kurtulmak için’ çabalaması inandırıcı olmayan bir aksiyona dönüşüyor ki, yönetmenin ustalığıyla bile yenilir yutulur değil! Her yıl en az iki film çeviren Nicolas Cage’in de, en sıradan işlerinden biri.
“Hediye Operasyonu – Arthur Christmas” / Yönetmen:Sarah Smith
“Wallace & Gromit”in yaratıcısı, İngiliz Aardman Animasyon Stüdyosu’nun çalışmalarını takip edenler bu ortak yapımdaki temaları ve üslubu da sevecekler: Babadan oğla geçen Noel Baba görevlerini devretmenin tam da sırası gelmişken, dünyada hediyesi unutulmuş tek çocuğu mutlu etmek için zamanla yarışan tüm bir Noel Baba ailesi ile yüzlerce elfin, sevginin birleştirici gücüne yaptıkları vurgu, değerli bir yeni yıl mesajı. Evet, her Aralık’taki yeni yıl hikayelerinden biri, ancak geleceği bırakacağımız çocuklarımıza vereceğimiz anlamsız hediyelerden çok daha önemli.