ZEYNEP BONÇE
Eylül’de dizi severler ayrı bir heyecan yaşıyorlar. Bir yandan sevdikleri dizilerin geri dönüşleri, bir yandan yeni dizilerle tanışma, diğer yandan da en prestijli televizyon ödülleri Emmy’lerin dağıtılması… Bu seneki Emmy’lerin çok azı hak edene gittiğinden ve “Mad Men”in artık kabak tadı veren gövde gösterisine dönüştüğünden, hakkında çok da fazla konuşmaya gerek yok bence. Geçelim diğer konuya…
Eylülün gelişiyle birlikte ekranlar da hareketlenmeye başladı. Özlediğimiz diziler de, yeni yüzler de birer birer evlerimize konuk olmaya başladılar. Yurtdışına göre daha erken sezon başı yapan yerli dizileri şöyle bir gözden geçirelim.
Sensiz de olur aslında…
“Sensiz Olmaz” Nurgül Yeşilçay’ın başrolünü üstlendiği yeni dramlarımızdan. Daha ilk bölümüyle ne kadar sıkıcı, soğuk, başarısız bir dizi olacağını kanıtlayan yapımdaki sorunlar saya saya bitecek gibi değil. Özellikle, diziyi bilinçli olarak sabote etmeye karar vermiş gibi görünen Yeşilçay’ın sinir bozucu oyunculuğu -ki kötü bir oyuncu olmadığını hepimiz biliyoruz.- dizinin izlenmesini imkansız hale getiriyor. Diyaloglar olabildiğine yapay, senaryo ise fazlasıyla sıkıcı. Ayrıca dizinin neredeyse bütün karakterleri somurtkan, sevimsiz ve seyirciye binlerce kilometre uzaklar. Bu dizi bolluğunda ne yaparsa yapsın silinmeye mahkum gibi görünüyor Sensiz Olmaz…
Yeni fenomenimiz Kuzey Güney
“Kuzey Güney”, belli ki yeni sezonun en büyük reyting savaşçılarından biri olacak. Özellikle diyaloglarını beğendiğim dizinin oyunculukları da şimdilik göz dolduruyor. Kıvanç Tatlıtuğ’un kendini “Aşk-ı Memnu”dan beri ne kadar geliştirdiğini görmek mümkün. Karakter seçimleri de oldukça başarılı olan dizinin senaryosu da şimdilik tatmin edici görünüyor.
Ne gerek vardı?
“Selvi Boylum Al Yazmalım” neredeyse her Türk vatandaşının izlediği filmlerden biri. Belli ki bir dönem moda olan klasik Türk romanı uyarlamalarının yerini Türk sinemasından uyarlanan diziler almaya başladı. “Fatmagül’ün Suçu Ne?”nin başarısını gören yapımcılar, eski Türk filmlerini birer birer didiklemeye başladılar işte. Çok yakında bu furyaya “İffet” de katılacak. “Al Yazmalım” da bu girişimlerden biri. Lakin filmi o kadar tatmin edici, o kadar akılda kalıcı ki, dizinin tutacağından şüpheliyim. Filmin yanında amatör ve sığ kalan dizi şimdilik umut vaat etmiyor.
Karanlık sular
“Bir Çocuk Sevdim” kötü bir şaka gibi… Gittiği yönü anladığımdan beri izlemek içimden gelmiyor maalesef. Karanlık sularda yüzen dizinin sorunu işlediği konunun sertliği değil. “Oz” gibi “Six Feet Under” gibi dizileri düşünelim… Konunun ağırlığı, senaryonun rahatsız ediciliği izleyiciyi itmez aksine çeker. Lakin Bir Çocuk Sevdim’de sevimsiz, insanı irite eden bir yan var. Karakterlerin ilerledikleri yollar izleyiciyi geriyor. Senaryo nerelere kadar gider bilemem ama izlediğim kadarı bu sınırlarını çizemediğim diziyi rafa kaldırmama yetti de arttı bile.
Özlediğimiz tat
“Perihan Abla”dan beri neredeyse her sezon elimizde en az bir tane bulunan sıcak aile dizilerine bir yenisi eklendi. “Bizim Yenge” gerek oyunculukları, gerek senaryosu, gerek de esprileri ile tam puan aldı izleyiciden. Her unsuru dozunda kullanan dizi fazlasıyla riskli başladı oysa ki. Başrolünde “Canım Ailem”de 40 yaşlarında bir kadını canlandıran Şebnem Bozoklu’nun, 20li yaşlarında bir yeni gelini oynadığı ve Canım Ailem’de ondan yaşça küçük olan İlker Aksum’la bu sefer karı koca olduğu diziyi izleyicinin kabullenememe ihtimali çok yüksekti. Ama başarılı oyunculuklarıyla izleyicinin alıştığı algıyı daha ilk bölümde değiştirmeyi başardılar. Komediden ve aile dizilerinden hoşlanıyorsanız, bu sıcak diziye bir şans verin derim.
Yeni başlayan belli başlı dizilerin yanında, bir de geçen senenin şampiyonlarının dönüşü var elbette. “Muhteşem Yüzyıl”ı bıraktığımız yerde bulduk. “Öyle Bir Geçer Zaman ki” de neredeyse tamamı ağır çekim, göz yaşartıcı sprey etkisiyle geri döndü. Bu seneki rakipleri çok da fazla olmadığından, eskilerin şansları halen devam etmekte. Önümüzdeki günlerde başlayacak yeni dizilere kadar, eski kralları tahttan indirecek bir yapım şimdilik yok. Umarım Ekim ve Kasımda başlayacak diziler daha yenilikçi, daha orijinal olurlar. Aksi tekdirde Türk seyircisini fazlasıyla sıkıcı bir sezon bekliyor.