MERVE GENÇ
Kendine has üslubu ile beyazperdede ayrı bir yer edinen Onur Ünlü’nün yeni filmi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”nin çekimleri tamamlandı. Film ilk kez 18. Uluslar arası Adana Altın Koza Film Festivali’nde Ulusal Yarışma kategorisinde prömiyerini yapacak…
Filmin adındaki “aşırı” kelimesini görünce filmin Onur Ünlü imzası taşıdığını anlamak hiç de güç değil…Çünkü Ünlü; “Polis”, “Güneşin Oğlu” ve “Beş Şehir” ile tuhaf, absürd, klişeleri tam tersinden okuyan ve ölümle derdi olan bir senarist ve yönetmen olduğunu bizlere kanıtladı.
Bu kez önerilen aile tipiyle ilgili derdini beyazperdeye taşıyan Ünlü’nün oyuncu kadrosu da oldukça geniş… Ünlü’nün daha önceki filmlerinde de izlediğimiz Bülent Emin Yarar ve Tansu Biçer gibi isimlerine yanı sıra filmin başrollerinde Selçuk Yöntem, Ezgi Mola ve Türkü Turan yer alıyor…
Sinemada kolay olmayanı yapıp kendi sinema dilini yaratan, bu film “Onur Ünlü Kafası”nda tamlamasını bizlere dedirten Ünlü’nün derdi; “normal değil, anormal olanlar gerçekleşirse ne olur” sorusunda gizli….
“Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” Eylül’de Adana Altın Koza Film Festivali’nde ilk kez beyazperdeye çıkacak ve bir aksilik olmazsa Kasım’da vizyonda olacak. Filmin İstanbul’da gerçekleşen son set günlerinden birinde biz de Celal Tan ve Ailesi’nin Aşırı Acıklı Hikaye’sini öğrenmeye gittik…
Her zamanki gibi Onur Ünlü kafasını anlamaya çalıştık ve anladık ki filmi izlemeden bu sefer nelerle karşılaşacağımızı anlamak pek mümkün değil…Buyurun şimdi de siz filmi filmin sahiplerinden öğrenin….
ONUR ÜNLÜ:
Filmde; Ortalama bir Türk ailesinin, ortalama okumuşluktaki, ortanın ortası ve belirli ölçülerde muhafazakar bir Türk ailesinin başına hiç kimsenin başına gelmesini istemeyeceği bir şey geliyor ve aile de bir arada durmaya çalışıyor. Fakat bu birlikte duruşu neden sergilediklerini bilmiyorlar, pek de emin değildirler. Çok da inanmadan bir arada durmaya devam etmeye çalışıyorlar. Bu yüzden de aptal durumuna düşüyorlar, film bunla ilgili diyebilirim. Filmin ismi “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”. Filmin isminde belli ölçülerde mizah var ve bu filmin içinde de devam ediyor. Başa gelen durumların tuhaflığı belirli bir şiddette gülme isteğine neden olacak ama bu komedi filmi değil. Fakat ne yapacağımızı şaşırma filmi diyebiliriz mesela. Film aslında Eskişehir’de geçiyor, İstanbul’da evin dekorunu kurduk. Ev sahneleri dışında tüm çekimler Eskişehir’de gerçekleşti. Film; Kasım ayında vizyona girecek. Filmin ismini beğenenler gelirlerse seviniriz.
SELÇUK YÖNTEM:
Ben Celal Tan karakterini canlandırıyorum. Celal Tan bir hukuk anayasa profesörü ama bu yalnızca titri. Filmde bu unvan bağlamında giden pek fazla değişiklik yok. Celal Tan’ın bir ailesi var ve bu aile içindeki ilişkiler ve bir olayın dışa yansıması var. Celal Tan’ın titrine göre davranmasını gerektirmeyecek nedenleri olduğunu görüyoruz bu filmde. Celal Tan da böyle kuvvetli, dominant ve egoist bir karakter. Kendi aile yapısıyla birlikte yaşamı değerlendiren bir adam. Ailesinde de “kol kırılır yen içinde kalır” sözüne uygun bir olayın yansımasını görüyoruz.. Bir aktör için dramatik yapısı kuvvetli karakterleri oynamak çok zevkli ve keyiflidir, hedef de hep odur zaten… Bu film de benim bu şekilde rastladığım senaryolardan biri. onun için de çok mutluyum Onur’la çalıştığım için.
EZGİ MOLA:
Canlandırdığım karakter Jülide 30 yaşlarında, eşini kaybetmiş, bir oğlu olan bir kadın. Coğrafya öğretmeni aynı zamanda açıköğretim kanalında ders anlatıyor. Enteresan git – gelleri olan bir kadın olduğunu düşünüyorum, bir anı bir anını tutmaz bir tip. Aynı zamanda filmdeki diğer karakterler gibi sürprizli. Filmin içinde etkili bir karakter ve bu senaryo içinde olması gereken olay örgüsünü destekleyen birçok durumu ve hikayesi var aslında…
TANSU BİÇER:
Ben Celal Tan’ın oğlu Kamuran Tan’ım. Babasına ve ablasına göre okumuş bir ailenin okumamış bir mensubu. Kendini ticarette var etmeye çalışan ve oradan yolunu bulmaya çalışan biri. Aile içinde acıklı bir olay gerçekleşiyor. O da sırdaşlardan biri olarak hayatına devam ediyor. Filmin ortasında bir karakter çünkü aile de filmin ortasında. Ailedeki herkes bütün yaptıkları, gördükleri, görmedikleriyle ve görüp görmediklerine göre tepkileriyle tamamen filmin ortasındalar ve tamamen aileyi ilgilendiren bir durum var. O yüzden de filmin adı “Celal Tan” değil “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”. O yüzden de yürüyüp giden, olup biten bütün olaylar içinde hepsi varlar ve olayların içinde sürükleniyorlar…
KÖKSAL ENGÜR:
Ben konuk sanatçı sınıfına giren kısa bir role sahibim. Celal Tan’ın arkadaşıyım, kanser olduğum için son günlerimi yaşıyorum ve ona sırdaşı oluyorum…Eğer bu karakter olmazsa film çok şey kaybediyor çünkü bir sürü şey onların ilişkisi ve sonuçlarına bağlı. Şunu da belirtmeliyim; Eskişehir halkı sanata, sinemaya ve televizyona çok daha meraklı. Yolda hemen hemen herkes durdurup bizlerle konuşmak istiyordu bu da çok güzeldi.
TÜRKÜ TURAN:
Benim rolüm Özge Nazlı Tan. Celal Tan’ın çok genç karısı. Özge çok depresif bir öğrenciyken intihar ediyor ve porsuk çayına atlıyor, Özge’yi Celal Tan kurtarıyor. Böylece aslında okuldakı hocalarından biri olan Celal Tan ile tanışıyorlar ve evlenmeye karar veriyorlar. Bu aslında film içinde görmediğimiz bir hikaye. Bu hikayeyi sonradan alttan altta görüyoruz. Bu tanışmanın ardından aileye giriyor. Özge sanatçı ruhlu bir karakter, zaten heykeltıraş. Aslında neşeli ama Celal Tan’ın hayatına girdikten sonra daha neşeli hale gelmiş ve biraz da gizemli bir karakter.