SERDAR AKBIYIK
Maymunlar Cehennemi Başlangıç sömürü ve işkenceye isyan eden maymunların devrimini anlatıyor. Sol eli gökyüzüne uzanmış bir devrim lideri isyanı ateşliyor…
Bilimkurgunun en iyi örneklerindendir Maymunlar Cehennemi. Yazar Pierre Boulle’in Fransızca “La Planète des singes” adlı romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini Franklin Schaffner yapmıştır. Charlton Heston’un başrolünde oynadığı filmde bilinmedik bir gezegene gelen astronotlar büyük bir sürprizle karşılaşırlar. Maymunlar bu gezegende yönetimi ele geçirmiştir. İnsanlar ise vahşi hayvanlar gibi avlanır veya tutsak edilir. Charlton Heston’un canlandırdığı Taylor yakalanır. Maymunlar bu yeni esirlerinin diğerlerinden farklı olduğunu anlarlar. Bu onları korkutur. Diğer arkadaşlarını bulmak ve esaretten kurtulmak isteyen Taylor, çıkan bir kargaşayı fırsat bilip güzel Nova’yla birlikte kaçmayı başarır. Ancak kaçışı ve arayışı, onu çok şaşırtıcı cevaplarla ve acı bir gerçekle yüzleştirecektir. Filmin finali bu yapıtı unutulmazlar arasına sokmuştur. Çünkü kaçan Taylor ile Nova sahile geldiklerinde çok büyük bir sürpriz ile karşılaşırlar. Yıkılmış dev bir heykelin eli sudan dışarı çıkmıştır. Elinde özgürlük meşalesi vardır. Gezegen aslında dünyadır. Film o kadar sevildi ki 1970 – 73 arasında dört devam filmi çekildi. Bu yetmedi 2001 yılında Tim Burton gibi çok önemli bir isim Maymunlar Gezegeni diye bir film daha çekti. Açıkçası Burton’un en kötü filmlerindendi. Maymunlar Cehennemi hayranları ve Burton fanatiklerini hayalkırıklığına uğratan bir yapımdı. Yıl 2011 ve Maymunlar Cehennemi Başlangıç vizyona girdi. Rupert Wyatt’ın yönettiği film, yönetmenin kariyerinin en iyi filmi olduğu gibi Maymunlar Cehennemi serisine de değişik ve iyi bir enerji katan bir yapım. Günümüzde herkes birbirini sömürüyor. Bu sömürüler bir şekilde patlak veriyor. Kapitalizmin antitezi komünizm yenilgiye uğrayınca ezilenlerin elinde teorisi olmayan ve moralsiz bir isyan etme hali kalıyor. Maymunlar Cehennemi Başlangıç, devrime moral veren bir uyarlama. Yüzüklerin Efendisi’nde Gollum’u canlandıran Andy Sarkis bu filmde devrimin lideri Sezar adlı maymunu oynuyor. Filmin başrolünde oynayan James Franco ve onun sevgilisini canlandıran Freida Pinto çok başarılı. Pinto’yu Slumdog Millionaire’deki Latika karakteri olarak hatırlayabilirsiniz. “Motion capture” (performans yakalama) tekniğini ile çekilen filmin etkileyiciliği inanılmaz. Tabii bizi bu tekniğin başarısından daha çok yönetmenin ve senaryo yazarlarının günümüzün sömürü düzeninden yararlanarak filmin öyküsünü temellendirmesi etkiledi. İnsanlar maymunları laboratuvarlarda deney hayvanı olarak kullanıyor. Hayvanat bahçelerinde demir çubukların arkasına tıkıyorlar. Yuvalarından anne babalarını vurarak kaçırıyor ve hayvan pazarlarında satıyorlar. Bu filmde görünen insanın hayvana yaptığı eziyet. Ama insan bunun dışında böyle davranarak aslında kendine de yazık ediyor. Doymak bilmez hırsı ve kendisinden başka hiç bir değeri düşünmemesi yaşadığı gezegeni de mahvediyor. Bu gidişat belki filmdeki gibi bir maymunun isyan etmesi ile son bulmayacak ama insanoğlunun bu gidişle dünyadaki varlığının sona ereceği kesin. Filmin alt metnine nereden baktığınız çok önemli. Ben filmin bütününü seyrettiğimde yaşadığı gezegeni yok eden, kendinden başka hiç birşeye önem vermeyen hatta kendini bile önemsemeyen insanoğlunun dramını görüyorum. Ama birşey daha var ki o biraz olsun ümit veriyor. İnsanın içinde her türlü zayıflığa ve yetersizliğe rağmen isyan etme ve başkaldırma duygusu var. İyiliğe ve doğruya ulaşmak için kendini kurban edebilen yaratıklarız. Hem şeytanız hem melek. Ben melek tarafımıza güvenmek istiyorum.