Ruhunu şeytana satan ergen
Geçen ay, yine gecikmeli olarak vizyona giren İblis, oldukça standart bir şeytan çıkarma hikayesi sundu seyircilere. Pek fazla yenilik sunmayan, klişeler çerçevesinde ilerleyen film, türün hiçbir örneğini kaçırmak istemeyen fanatiklerine özel…
On beş yaşındaki Emma Hawkins çevresindeki genç kızlardan biraz farklıdır. Ergenliğin getirdiği bazı psikolojik sorunlarla boğuşan kız, anne ve babasının onu anlamadığını düşünmektedir. Aile bağları ve kendi özgürlüğü ile ilgili problemleri olduğunu düşünen Emma bir süre sonra çok daha baş ağrıtıcı bir problemle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Günlerden bir gün ani olarak hem psikolojik hem de fiziksel olarak değişmeye başlayan kızın sorunlarının tıbbi olduğunu düşünen ailesi kızlarını doktora götürür. Yapılan testlerden herhangi bir sonucun çıkmaması üzerine aile, Emma’nın rahip olan amcasına başvuracaktır.
İspanyol yönetmen Manuel Carballo, Sophie Vavasseur, Doug Bradley, Tommy Bastow ve Stephen Billington gibi tamamen İngilizlerden oluşan bir oyuncu kadrosuyla İngiltere’de çalışmayı tercih etmiş. Dolayısıyla filmi tam olarak bir İspanyol korkusu olarak tanımlamak hatalı olacaktır. Bir an önce aile baskısından kurtulmak isteyen Emma, ruhunu şeytana satarak onunla bir anlaşma yapıyor. Özgürlüğünü kazanmak ve ailesinden uzaklaşmak için girdiği bu tehlikeli pazarlık onu çıkmaz sokağın sonunda bırakıyor. Kendisine yardımcı olmak isteyen ailesine sırt çeviren Emma’ya en büyük desteği ise rahip olan amcası veriyor. Ancak filmin belki de tek sürprizi, amcanın geçmişinde saklı. Emma’ya yardım etmesinin bambaşka bir amacı (İzlemeyenleri düşünerek burada açık etmeyelim) var. Oyuncuların muhteşem performanslar sergilemediği aşikar. Ancak özellikle Emma ve amcasının inandırıcılıkları gayet yerinde. Filmin en büyük eksikliği ise yetersiz sayıdaki şeytan çıkarma sahnesi.
Son yıllarda seyrettiğimiz şeytan çıkarma filmlerinden “The Rite”, “The Exorcism of Emily Rose” ve “The Last Exorcism” gibi örnekler kadar iyi olmasa da, özellikle de insanoğlunun ergenlik döneminde içine girdiği köşeye sıkışmışlık psikolojisini exorcism ile harmanlaması ve türün bağımlılarına yeni bir film armağan etmesi bakımından es geçilmemeli.