Ergenlerin aşkı bir başka

Serdar Akbıyık

Hollywood’u içimizde eleştiririz. Onun parlaklığının gölgesinde sinema sanatının yozlaştığını ileri süreriz. Ama biz ne kadar konuşursak konuşalım öyle bir film çıkar ki karşımıza tokat gibi patlar yüzümüzde. Bu hafta vizyona giren Çömez tam da böyle bir yapım. Hollywood’un parlak ışıkları, suni havası bu filmde de var. Ama gencecik oyuncuların başarısı, filmin öyküsünün gerçekliği bu suni tarzı yenilir yutulur hale getiriyor. Filmi üretenlere baktığımızda hepsinin televizyon dizilerinden geldiğini görüyoruz. Yönetmen Jeffrey Fine’ın çok da parlak olmayan birkaç sinema filmi var. Kariyerinin çoğu televizyon dizilerinden ibaret. Ama Çömez onun kendi hikayesinden izler taşıyor ve sanıyorum o yüzden kendini bu filmde aşmış. Filmin baş karakteri Aaron’u canlandıran Kyle Galiner ise son dönemde yıldızı parlayan bir oyuncu. Onun da televizyon dizilerinden geldiğini söyleyebiliriz. Gallner’i 2010 yapımı A Nightmare on Elm Street filmindeki rolüyle hatırlayabiliriz. Çömez’in bir diğer başarılı ama genç oyuncusu Brittany Robertson tam bir Lolita. Filmde canlandırdığı karakter bıçak üstünde bir yorum gerektiriyor. Küçük yaşta aşık olan ve annesiyle aşık olduğu insan için rekabet eden bir karakter. Hem bu rekabeti bize hissettirmesi hem de annesine duyduğu sevgiye inandırması gerekiyor izleyiciyi. Yani zor bir görev ve güçlü bir performans gerektiriyor. Aynı zorluk anne karakterini canlandıran Laura Allen için de geçerli. 35 yaşında üniversiteye dönen ve 14 yaşında bir kızı olan Linda’yı canlandıran Allen muhteşem bir performans gösteriyor. Bence filmin en başarılı oyuncusu. Kendisinden 15 yaş küçük Aaron’a duyduğu ilgi, kızına olan bağlılığı ama zayıf kişiliğinin neden olduğu hatalar, polis sevgilisinin sadece cinsel olarak ona yetmesi, bütün bu karmaşanın doğurduğu öyküdeki en gerçek ve katmanlı karakteri yorumluyor Allen. Hem fiziğinin mükemmelliği hem de oyunculuk kabiliyeti rolü tatmin edici yorumlamasın sağlıyor. Söz konusu ergenlerin aşkı olduğunda fazlasıyla romantik ve gerçek dışı yorumları bekleriz hep. Ama bu film hayatın içinde aşk ne kadar yer ediyorsa bizim için ne kadar önemliyse o kadar kullanmış bu tarifi zor duyguyu. Üniversiteye yeni başlayan bir gencin yüreğinin tecrübesizliği, hayatı tanımadaki hatalara açlığı gerektiği gibi verilmiş filmde. Özellikle o yaştaki bir gencin kendisinden daha büyük ve karmaşık bir hayata sahip kadına aşık olması gerçek hayatta da çok rastlanan bir durum. Filmin yönetmeninin de başına böyle bir durum gelmiş. İşte bu hayatı yaşamak ve tüketmekle ilgili. Bu noktada Türk sineması için de bir şeyler söylemek gerekiyor. Bizim sinemamızın gerçek hayatın içinde yer edinememesinin sebebi tam da bu yaşanmışlıkları konu edinmemesinden kaynaklanıyor. Sanki sinemamızın tek teması taşrada başlayıp şehirde biten göç olgusuymuş gibi. Sanki bu toplum şehirleşememiş veya sinemacılar şehirli değil. Modern hayatın problemleri yerine töre ve köy hayatının acılarından ibaretiz biz. Bunun dışında bir de şehirlerin varoşlarındaki hikayeler, eşcinseller, mafya, en marjinal ve sivri hikayeler… Bizim 17 yaşındaki delikanlılarımız öğretmenlerine aşık olmazlar, kızlarımızın ise ergenlik problemleri tamamıyla törenin baskısı altındadır. Bu kızlar ya katledilirler, ya da kötü yola düşerler. Be kardeşim hiç mi aşık olup ergenliğini yaşayamıyor bu gençlerimiz? Bakın Çömez gibi aslında tarz olarak çok da başarılı olmayan bir filmin içinde ne başarılar ve hikayeler görebiliyoruz. Gündelik hayatın gündelik maceralarına bakmaya ne zaman cesaret edeceğiz acaba?

FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orjinal adı: Cherry
Yönetmen: Jeffrey Fine
Senaryo: Jeffrey Fine
Oyuncular: Kyle Gallner, Brittany Robertson, Laura Allen, Esai Morales, Adrian Aguilar, Andrew Vermette, D.c. Pierson, Daniel Louis Rivas, Desmin Borges, Dwight Trice Jr., Emelia Tse, John Judd
Tür:   Dram, Komedi
Yapım: 2010, ABD

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.