Film festivallerinin art arda geldiği şu günlerde, kısa filmin öneminin sık sık vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. İster uzun metrajın bahçesi, ister başlı başına bir dal olarak görün, kısa film her geçen gün değerini hissettiriyor. Bu sayıda kısa film severlere, yine çeşitli duyurular, festival haberleri vermeyi bir görev bilirim.

Ayrıca bu ay sizlere, son birkaç yıl içinde adından sıkça söz ettiren genç bir sinemacı, Cahit Çeçen’le gerçekleştirdiğimiz röportajı sunmak isterim. “Tamirci Çırağı” ve “Kahpe Devran” filmleriyle birçok festivalde başarı kazanan Cahit Çeçen, bu yılki SİYAD ödüllerinde de Ahmet Uluçay Umut Ödülü’nü kazandı. Bakalım genç yönetmenin kısa filme bakış açısı nasıl?

 Senin için kısa film ne ifade ediyor? Kendince bir tanım yapabilir misin?

Kısa filmin tanımı benim için sürekli değişmekte. Sinema –TV bölümüne ilk başladığımda hiç bir estetik kaygı gütmeden sadece ne öğrenirsem kardır gözüyle baktığım bir alandı kısa film. Üniversite hayatım boyunca aynı pragmatist bakış açısıyla 4 kısa film yaptım. Son filmim “Kahpe Devran” bu bakış açısının biraz dışındaydı diyebilirim. İlk başladığım dönemden daha olgun olduğumu düşünüyorum. Kısa film benim için sinema dilini öğrenmemde bir araçtı ilk önce. Şimdi ise kısa filmin tanımı üzerine düşünmüyorum. Bir şeyler düşünüyorum, hissediyorum ve bunları anlatmak istiyorum. Bunun süresi ise sadece bir ayrıntı.

“Tamirci Çırağı” ve “Kahpe Devran” gibi iki önemli işle sektöre giriş yaptın diyebiliriz. Bu filmleri çekmeyi niçin istedin? Amacına ulaştın mı?

İlk film çekmeye başladığım zamanlarda acaba yapabiliyor muyum sorusu vardı. İnsanlarda hep bu sorunun cevabını arıyordum. “Tamirci Çırağı” ve “Kahpe Devran” filmlerini film diliyle anlatmayı öğrenebilmek için çektim. İnsanlarda bir duygu oluşturmaya çalıştım. İnsanların beğenileri ve yorumları beni bu işi yapabildiğime dair ikna etmeye başladı. İnsanların düşlerimi paylaşması güzel bir şey.

Türkiye’deki kısa film festivallerini nasıl değerlendiriyorsun?

Türkiye’deki festivallerde bir çok sıkıntı yaşanıyor. Kısa filmcilerle doğru düzgün bir iletişim kuramıyorlar. Filmini gönderiyorsun mesela, ellerine ulaştığına dair bir geri dönüş olmuyor. Dolayısıyla ön elemeyi geçemeyince acaba DVD bozuk mu çıktı, ellerine ulaşmadı mı, kayıp mı oldu diye düşünüyorsun. Bunun haricinde teknik aksaklıkları falan çok oluyor. Bunun gibi birçok problem sayılabilir aslında. Bunun yanında çok güzel organizasyonlara da imza atabiliyorlar. Temel problem ise bence genel olarak ülke olarak kısa filme çok değer vermiyoruz. En başta kısa filmciler kısa filme değer vermiyor. Esasında ülkede kısa filmci de yok. Uzun metraj çekemeyen insanların yaptığı filmler var.

Sence kısa filmle uğraşmak için illa ki sinema-tv mezunu olmak gerekir mi? Ya da; İyi bir kısa filmci olmak için ne gerekir?

Sinema-tv okuyup da iyi işler yapan çok az insan var. Başarılı olanların çoğu başka alandan gelenler. Sinema sanatçısı olmak için bunun okulunu okumanız gerektiğine inanmıyorum. Kısa film de bir sanat alanıdır ve bunu yapabilen de sanatçıdır. Sanatçıya yol göstermek gerekmez o yolunu bulur. Yeteneğin, zekanın, yaratıcılığın sonradan kazanılabileceğine de inanmıyorum. Zeka ve yetenek sadece geliştirilebilir, bence…

SİYAD’dan Ahmet Uluçay Umut Ödülü kazandın. Neler söylersin?

Yukarda da değindiğim gibi ikna olmam yolunda çok anlamlı bir ödüldü. Mutlu oldum, hak ettiğime inandım. Bu yolda devam etmem konusunda bir dönüm noktası olduğunu hissettim. Bakalım seneler neyi gösterecek.

Kısa ve uzun vadede hedeflerini öğrenebilir miyiz?

Fikirlerim sürekli değişmekte. Şimdilerde 4-5 ay içerisinde meydana çıkabilecek bir proje üzerinde çalışıyorum. Hem biçim hem de içerik anlamında yeni bir film olacağını düşünüyorum, hissediyorum.

Cahit Çeçen’in Kahpe Devran adlı kısa filmini seyretmek isteyenler için: http://www.vimeo.com/21583961
————————————————————–

 

  1. YILDIZ KISA FİLM FESTİVALİ

Yıldız Teknik Üniversitesi Sinema Kulübü tarafından sekizincisi düzenlenen Yıldız Kısa Film Festivali 02-06 Mayıs 2011 tarihleri arasında izleyicisiyle buluşuyor. Genç sinemacılar arasında etkileşimin sağlandığı bir platform oluşturmayı amaç edinen festival süresince kokteyl ve ödül töreni, paneller, söyleşiler, kısa film gösterimleri gibi etkinlikler düzenleniyor. Uluslararası alanda da kendini gösterecek olan festivalin yarışma bölümüne kurmaca, canlandırma ve deneysel dalda ürettikleri eserleri ile öğrenciler katılabiliyor. Belgesel filmlerin ise gösterimi yapılıyor. Ayrıntılı bilgi için: www.yildizkisafilm.com

 

 

Fırat Sayıcı
1979, İstanbul doğumlu. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Malzeme Mühendisliği’nden yüksek lisansla mezun olmasına rağmen, üniversite yıllarında yaptığı sinema kulübü başkanlığı sayesinde, geleceğini ve mesleğini sinema-tv üzerine kurmaya karar verdi. Çeşitli kısa film, belgesel çalışmalarıyla işe koyulan ve Yıldız Kısa Film Festivali'nin kurucularından olan Fırat Sayıcı, yurt çapında çeşitli kısa film festivallerinde de jüri üyeliği yaptı, kısa film üzerine workshoplar düzenledi. 2008’de Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünden mezun olan Fırat Sayıcı, Selçuk Üniversitesi Radyo-Televizyon-Sinema Bölümünde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladı. SİYAD üyesidir. TRT'de metin yazarı olarak başladığı televizyon macerasında birçok kanalda çeşitli programlarda görev aldı, sinema programları yaptı. Kurduğu Mad Informatics Ajansı’yla sinema-tv ve eğlence sektörüne PR ve sosyal medya hizmeti vermeye başlamıştır. "Türk Sinemasında Gerçekçilik" ve "Yeni Başlamayanlar İçin Sinema" adında iki sinema kitabı yayınlanmıştır. Esenyurt Üniversitesi Radyo Tv. ve Sinema bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.