Banu Bozdemir
Her yıla ortalama üç film sığdıran Depardieu, başarıyla canlandırdığı onlarca farklı karakterin yanısıra özel yaşamıyla da hep gündemde kalmayı başarıyor. Bu ay Kadın Severse filmiyle karşımızda olacak, gülecek güldürecek!
Özel olarak sevdiğim, oynadığı filmlere özel olarak ilgi duyduğum, son filminde (Kadın isterse) fazla kilolarından dolayı bir hayli üzüldüğüm Fransız aktör Gerard Depardieu. Bugüne kadar her rolün, her cüssenin adamı olmuş, Oburiks’ten Germinal’e kadar türlü filmlerde yol almıştır…
Aralık 1948’de Chateauroux, Indre’de dünyaya geldi. Alkol ve sigarayla çok erken yaşta tanışan sanatçı, henüz 12 yaşındayken evden kaçıp Michelle ve Irène adlı iki fahişeyle yaşamaya başladı. Ufak tefek suçlar da bu alışkanlıklara eklenince bir süre hapiste yatmak zorunda kalan Depardieu, 16 yaşında hapisten çıkıp Paris’e döndü.
Bu dönemde Thétre Nationale Populaire’in oyunculuk seçmelerine katılan ve başarılı olan Depardieu’un yaşamında yeni bir sayfa açıldı. Marguerite Duras, Peter Hanke, Israel Horowitz ve Moliere yazarların yarattığı karakterleri sahneye taşıyan sanatçı, on beşten fazla oyunda rol aldı; ancak adını 1973 yılında rol aldığı Bertrand Blier’nin ‘Les Valseuses’ filmi ile duyurdu.
Bu yıllarda art arda çok önemli yönetmenlerle çalışan genç Gerard, 1974 yılında Claude Sautet’nin ‘Sen, Ben ve Diğerleri’ ve Claude Goretta’nın ‘Pas si méchant que ça’sında rol aldı. 1976 yılında Barbet Schroeder’in ‘Metres’, Bernardo Bertolucci’nin ’1900’ ve Marco Ferreri’nin ‘Son Kadın’ı ile aynı yönetmenin 77 yapımı ‘Maymun Düşü’ filminde rol aldı. Sanatçı bu yıllarda ‘Şebeke’, ‘Ona Sevdiğimi Söyleyin’, gibi birçok filme daha imza attı.
90’lara yaklaşıldığında iyice artan kilolarıyla görünümü değişse de yeteneğinden hiçbir şey eksilmedi. 1990 yılında Jean-Paul Rappeneau’nun yapıtından uyarlanan ‘Cyrano de Bergerac’ta rol aldı, Yeşil Kart’ta kendine farklı bir izleyici kitlesi yarattı. Bu deneyimin ardında, ’1492 – Cennetin Keşfi’, ‘Kahraman Babam’, ‘Hayal Arkadaşım’ ve ‘Hamlet’te rol alan sanatçı ‘Demir Maskeli Adam’ filminde de John Malkovich ile kamera karşısına geçti. Bu birliktelik daha sonra ‘Les Misérables-Sefiller’in televizyon uyarlamasına da taşındı.
Kamera arkasında da deneyimli olan sanatçı, 1984 yapımı ‘Le Tartuffe’ün yönetmenliğini, 1988 yapımı ‘A Strange Place to Meet’in ve Satyajit Ray’in yönettiği ‘Shakha Proshaka/Branches of the Tree’nin de ortak yapımcılığını da üstlendi.Nathalie, Rrrrr, Beni Ne Kadar Çok Seviyorsun, Ölümcül İçgüdü, Mamut son yıllarda rol aldığı filmler. Bu ay Kadın Severse filminde rol alıyor, film komik Depardieu tombiş… 2012’de vizyona girecek Ang Lee filminde de rol aldı.
Bu denli yoğun çalışmasına rağmen bazı zevklerinden de vazgeçmeyen sanatçının bu tutumu zaman zaman sağlığına da yansıdı. 1990’da alkollü araç kullanmaktan 6 ay süreyle ehliyetine el kondu ve 2 ay hapis yattı. 1996 yılında bindiği uçak havaalanında başka bir uçakla çarpıştı ama Depardieu yara almadan bu kazadan kurtuldu. 1998’de ciddi bir motosiklet kazası geçiren ve bir süre komada kaldıktan sonra sağlığına yeniden kavuşan sanatçı, 2000 yılında da by-pass ameliyatı oldu.
Her yıla ortalama üç film sığdıran Depardieu, başarıyla canlandırdığı onlarca farklı karakterin yanı sıra özel yaşamıyla da hep gündemde kalmayı başarıyor. Oyunculuğun yanı sıra iyi bir şarap üreticisi olan sanatçının Loire’da üzüm bağları, Romanyada da tekstil firması var.