Kadının gücü, erkeğin suçluluğu

Serdar Akbıyık

İranlı yönetmen Abbas Kiarostami’nin Cannes’dan ödül alan son filmi Aslı Gibidir bu hafta vizyona giriyor. Juliette Binoche’nin izinden erkek kadın ilişkisine gerçekçi ve dramatik bir göz atış…

Bazı filmlerin içeriği diğer bütün özelliklerini ezip geçiyor. Mesela Aslı Gibidir ünlü İranlı yönetmen Abbas Kiarostami’nin Cannes’dan ödül alan son filmi, başrolünde yine Cannes’da ödül alan Juliette Binoche oynuyor. Kiarostami’nin operaya ilgisi bilinir. Bu ilgi ünlü İngiliz bariton William Shimell’in Binoche’nin karşısında rol almasına sebep olmuş. Shimell’in performansına hayran olduğumuzu belirtelim. Şimdiye kadar sadece iki filmde rol alan sanatçı müthiş bir yetenek. Fakat yine de filmin bütün bu artıları senaryonun gerçek hayatta kapsadığı hacim karşısında eziliyor. Kiarostami ilk kez İran dışında bir film çekiyor. Ne konusu ne de çekim yapılan coğrafya Kiarostami için yerel değil. Ama bütün enstrümanları büyük başarıyla kullanıyor yönetmen. İtalya’nın Toscana bölgesi filmin bir karakteri sanki. Kasabayı, ağaçları, o kasabanın insanlarını, heykelleri kamerasıyla filmin kahramanları yapıyor Kiarostami. Bütün bu mekan ve karakterler erkek, kadın ilişkisinin gerçeklerini anlatan 106 dakikalık diyaloglara şahit oluyorlar. Öyküye bir giriyor bir çıkıyorlar. Binoche’nin canlandırdığı kadının filmde bir adı yok. Bu isimsizliğiyle bütün kadınları ifade ediyor tabii. Shimell’in canlandırdığı yazar James Miller karakteri ise erkeğin umarsızlığını, var oluşundan gelen ve acı veren kadına üstünlüğünü resmediyor. İki karakter erkeğin yazdığı bir kitap üzerine konuşmaya başlıyorlar. Taklitlerin bazen orijinalden bir farkı olmadığını söylüyor erkek. Çünkü önemli olan orijinalin ifade ettiği anlam onun için. Bu anlam her kopyaya da yüklenebildiğine göre fark nedir diye soruyor. Bu bağlamda erkeğin kadına olan bağımsızlığını da sorguluyor. Erkek bir mite aşık olurken ve bu miti yozlaştıkça, kadından kadına geçerek değiştirip yaşattıkça bir bağımsızlık elde ediyor. Tabii hayata karşı doğal yeterliliğinden de yararlandığını söylemeliyiz. Zaten Binoche’nin bu fikre karşı gelmesi ve karşısındaki erkeği gerçek hayatta kendisini bulunduğu duruma iten rollere bürünmeye zorlamasının sebebi bu. Onu ilgisizliğe, yalnızlığa ve tatminsizliğe iten sistemin sorumluluğunu almasını istiyor Miller’dan. Çünkü kendi eşi olmasa da o orijinalinin anlamını taşıyan bir kopya, bir erkek. Film bu anlamda bir genellemeye gidiyor ve bu tartışılabilir. Ama sistemin bütünü için, kadın erkek ilişkileri anlamında doğru bir bakış açısı, en azından benim için. Zaten Miller karakteri karşısındaki kadının zorlamasıyla olsa bile o rolü üstüne giydiğinde çok tanıdık buluyor. Ve kendini yargılıyor. Bu her erkeğin kendisiyle yaşadığı bir hesaplaşma. Bu hesaplaşma biz erkekler için hep suçluluk duygusu doğurur. Filmin finali de bunu doğruluyor. İnsan dünyaya geldiği andan itibaren kendi varlığıyla çatışmaya başlar. Bu erkek ve kadın için de geçerlidir. Bu çatışmanın sonucunda kendisini ne kadar değiştirebilir ve bu doğal mıdır? İşte asıl soru bu. Kadın erkek ilişkisi bağlamında zaman kavramı çok ilgilidir bu tartışmayla. Zaman kadının aleyhine işlerken erkeği yüceltir. Bu da erkeğin suçluluğu, kadının gücüdür. Kadın bunu erkeğe elbette ödetir…

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.