Ankara Sinema Derneği’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Artvin Valiliği, Artvin Belediyesi ve Ordu Valiliği’nin katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival 16. kez filmlerini yüklenip yollara düşecek. İlk festivalden bu yana olduğu gibi yine Behiç Ak’ın çizdiği ve Yeşim Demir’in grafik tasarımını gerçekleştirdiği afişle yola çıkan Festival, bu yıl Almanya’dan Güney Kore’ye, Singapur’dan Polonya’ya 33 ülkeden 71 yönetmenin toplam 68 filmini sinemaseverlerle buluşturacak.
Bu yıl 16. yaşını kutlayacak olan Festivalin teması “Darbe!” olacak. 12 Eylül askeri darbesinin 30. yıldönümünde Gezici Festival, yalnızca Türkiye’de değil Portekiz’den Şili’ye, Arjantin’den Brezilya ve Yunanistan’a askeri darbelerin birçok ülkenin geleceğini nasıl kararttığını ve insan hayatlarını yok ettiğini anlatan filmleri bir araya getirecek.
GEZİCİ FESTİVAL YİNE YOLLARDA
Festival bu yıl da Ankara’dan yola çıkıyor. 3-9 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek Festival’de Ankaralı sinemaseverler birbirinden güzel filmlerle buluşacak.
İkinci durak Artvin, sonra Ordu
Gezici Festival 10-16 Aralık tarihlerinde ise Artvin’de konaklayacak. Artvin Valiliği’nin ve Artvin Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılacak Festival’in Altın Boğa Film Yarışması bu yıl da Artvin’de düzenlenecek. Festivalde bu yıl toplam 9 film yarışacak ve Altın, Gümüş Boğa Ödülleri ile SİYAD Ödülü sahiplerini bulacak. Festival’in son durağı ise Ordu olacak. 16-19 Aralık tarihleri arasında Ordu Valiliği’nin katkılarıyla gerçekleşecek Festival, Ordulu sinemaseverlerin karşısına Türkiye sinemasının son dönem önemli örneklerinin ağırlıkta olacağı özel bir programla çıkacak.
- Gezici Festival’in Ankara’daki gösterimleri Kızılay Büyülüfener Sineması’nda ve Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Festival’in Artvin’deki gösterim mekânı Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi, Ordu’daki ise Ordu Kültür Sanat Merkezi olacak.
ALTIN BOĞA ULUSLARARASI FİLM YARIŞMASI
Gezici Festival’in Artvin durağında yapılacak Altın Boğa Uluslararası Film Yarışması’nda bu yıl Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Lüksemburg, Macaristan, Peru, Türkiye, Yunanistan’dan 2010 yapımı 9 film yarışacak.
Oscar’dan önce Gezici Festival’de
Yarışmalı bölümde yer alan filmlerin beşi Amerikan Akademisi Ödülleri’ne (Oscar) aday adayı olma özelliğini taşıyor. Bunlardan Macaristan’ın 2011 Oscar adayı olan Bibliyotek Pascal (Bibliotheque Pascal, 2010) festival’in en şoke edici filmi…
Estonya’nın aday filmi Aziz Tony’nin Günahı (Temptation of St Tony, 2009) ise, bir şirkette yönetici olan Tony’nin babasının ölümünden sonra sürüklendiği acılı varoluş krizini anlatıyor. Yönetmen, bu evrensel temaya Estonya’nın politik ve coğrafi manzarasını da başarılı bir şekilde yerleştiriyor ve Tony’nin yaklaşan çöküşünü resmederken gerçekçiliği ve gerçeküstücülüğü birlikte kullanıyor.
Belçika’nın 2011 Oscar adayı olan İllegal (Illegal, 2010) Olivier Masset-Depasse’ın ikinci kurmaca uzun filmi. Belçika, Lüksemburg ve Fransa ortak yapımı olan film, Rusya’dan kaçıp geldiği Belçika’da 14 yaşındaki oğluyla yeni bir hayat kurmaya çalışan ve burada illegal yollarla yaşayan Tania’nın hikâyesi üzerinden seyirciyi mültecilerin yaşadıkları zulümle yüzleştiriyor.
Cannes’dan ödüllü filmler
Adrienne Pal’ı (Adrienn Pal, 2010). Ágnes Kocsis’nin Macaristan, Hollanda, Avusturya ve Fransa ortak yapımı olan filmi hak ettiği başarıya ulaştı ve “Belirli Bir Bakış” bölümünden Sinema Yazarları Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü’nü kazandı. Kocsis’in görselliğiyle ürperten filmi, özel hayatındaki yalnızlık ve mutsuzluk işindeki stres ile birleşince obez olan bir hemşirenin geçmişe dönüşünü konu alıyor.
Cannes’ın Belirli Bir Bakış Bölümü’nden Jüri Ödülü’yle dönen Peru, Venezüella, İspanya ortak yapımı Ekim (Octubre, 2010) Daniel Vega Vidal ve Diego Vega Vidal kardeşleri müjdeleyen bir ilk film. Hüznü ve komediyi bir araya getiren Ekim tefecilik yapan, pusulası para, insanlarla olan ilişkileri de rakamlardan ibaret Clemente’nin yalnız ve bencil hayatının terk edilmiş bir bebeği bulmasıyla değişmesini anlatıyor.
Çinli yönetmen Wang Xiaoshuai’nin Cannes’da Altın Palmiye için yarışan filmi Chongqing’de Hüzün (Chongqing Blues, 2010) gizemli bir yas hikâyesi.
Rotterdam’ın en iyisi
Taylandlı kadın yönetmen Anocha Suwichakornpong’ın bu yıl Rotterdam Film Festivali’nde Kaplan Ödülü’nü kazanan filmi Sıradan Bir Hayat (Mundane History, 2010) geçirdiği kaza sonucu felç olan, bakıma muhtaç Ake ve Ake’nin bakımını üstlenen genç hasta bakıcı Pun’ın hikâyesini anlatırken aynı zamanda gündelik hayatın sıradan ve önemsiz ayrıntıları üzerinde duruyor ve aile, sınıf, yaşam döngüsü ve politika üzerine ilginç bir meditasyon etkisi uyandırıyor.
Türkiye’yi iki film temsil edecek
Yarışmada Türkiye’yi iki film temsil ediyor. Seren Yüce’nin Çoğunluk’u Tayfun Pirselimoğlu’nun Saç’ı.
En iyi filme 10 bin Avro
Artvin Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenecek Altın Boğa Uluslararası Film Yarışması’nda en iyi filme 10 bin Avro değerinde Altın Boğa Ödülü verilecek. 5 bin Avro değerindeki ikincilik ödülü ise Gümüş Boğa olacak. 16 Aralık akşamı Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde yapılacak Ödül Töreni’nde ayrıca, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) jürisi de SİYAD Ödülü verecek.
UYGUNADIM HAYATLAR!
Festival’in bu yılki teması 12 Eylül askeri darbesinin 30. yılı olması nedeniyle oldukça manidar: Darbe! Festival bu tema çerçevesinde bir de bölüm hazırladı: “Uygunadım Hayatlar!”. Askeri darbelerin insanların hayatlarında nasıl gediklere yol açtığını çarpıcı örneklerle anlatan filmleri içeren bu bölümde toplam 6 film gösterilecek.
12 Eylül 1980’den sonra Türkiye
Bu bölümde, Adalet Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği, 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı, 171 kişinin işkence sırasında, 50 kişinin de idam cezasıyla öldürüldüğü 1980 askeri darbesini konu edinen iki film gösterilecek. Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez’in birlikte yönettikleri Beynelmilel ve Özlem Sulak imzalı 12 Eylül belgeseli.
11 Eylül 1973’ten sonra Şili
Bölümdeki filmlerden ikisi 3 binden fazla insanın öldürüldüğü, 30 bin kişinin işkence gördüğü ve binden fazla insanın kaybolduğu Pinochet diktatörlüğündeki askeri darbenin gölgesinde geçiyor. Usta yönetmen Costa Gavras’ın başyapıtlarından sayılan Kayıp (Missing, 1982), Elizabeth Farnsworth ve Patricio Lanfranco’nun birlikte yönettikleri Yargıç ve General.
1 Nisan 1964’ten sonra Brezilya
Cao Hamburger’in yönettiği Annemler Tatilde (The Year My Parents Went on Vacation, 2006) izleyiciyi, 400’den fazla insanın öldürüldüğü ve 160 kişinin de kaybolduğu 1964 darbesi sonrası Brezilyasına götürüyor.
28 Mayıs 1926’dan sonra Portekiz
Bölümün son filmi 1926’dan 1974’e, 48 yıl süren António de Oliveira Salazar diktatörlüğündeki Portekiz’den geliyor. Susana de Sousa Dias’ın 48’i (2009), askeri rejim döneminin siyasi mahkûmlarıyla yapılmış görüşmeleri sunuyor.
TÜRKİYE SİNEMASI 2010
Türkiye sinemasının son bir yıldaki en iyi örneklerini bir araya getiren, yönetmen ve oyuncularını seyirciyle buluşturan “Türkiye Sineması 2010” bölümünde 4 film gösterilecek.
Ankara Sinema Derneği’nin 2007 yılında düzenlediği Kars Öyküleri Senaryo Yarışması’nda Zeki Demirkubuz, Ümit Önal ve Önder Çakar’ın seçtiği beş senaryodan çekilen Kars Öyküleri,, Ankara Sinema Derneği’nin başkanı Ahmet Boyacıoğlu’nun ilk konulu uzun filmi Siyah Beyaz, İlksen Başarır’ın senaryosunu Mert Fırat’la birlikte yazıp yönettiği Atlıkarınca ve Belma Baş’ın yönettiği Zefir.
KENTİNDE MÜLTECİ
Gezici Festival, kentsel dönüşüm projeleri üzerine tartışmaların hızlandığı, mağduriyetin arttığı bu dönemde “Kentinde Mülteci” adlı bir bölümle çıkıyor karşımıza.
Sophia Tzavella’nın yönettiği Bulgaristan yapımı Cennet Oteli (Paradise Hotel, 2010), Astrid Heubrandtner imzalı Evim Sulukulede’ydi (My House Stood in Sulukule, 2010) bu bölümde gösterilecek olan filmler.
“Kentinde Mülteci” bölümü kapsamında ayrıca bir söyleşi düzenlenecek. Evim Sulukulede’ydi filminin yönetmeni Astrid Heubrandtner, Doç. Dr. Ali Cengizkan ve Sulukule Platformu aktivistlerinin katılacağı söyleşi 5 Aralık tarihinde Ankara’da Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.
KUZEYİN SESLERİ: NILSSON – SIMONSSON
“Kuzeyin Sesleri” başlıklı bölümde 30’dan fazla ödüle sahip ikilinin kült kısa filmleri Bir Daire ve Altı Davulcu İçin Müzik (Music for one Apartment and Six Drummers, 2001) ve Rienne Oteli (Hotel Rienne, 2002) de gösterilecek. İkilinin ilk filmleri Yok Olan Adam (Nowhere Man, 1996), istasyona zamanında gelse bile başına gelen olaylar yüzünden her seferinde treni kaçıran Bay Pendel üçlemesinden Bay Pendel ve Kızlar (Mr Pendel – The Girls, 1998), İsveç (Sweden, 2000), Dil Balığının Kaderi (Way of the Flounder, 2005) ve Kadın ve Gramafon (Woman and Gramophone, 2006) Türkiye’de ilk kez Gezici Festival’de gösterilecek.
KISA İYİDİR
Gezici Festival’in klasikleşen “Kısa İyidir” bölümüne bu yıl dünyanın farklı ülkelerinden 738 film başvurdu. Seçilen birbirinden yenilikçi 24 kısa film seyirciyle buluşmayı bekliyor. Danimarkalı yönetmen Joachim Back’in bu yılın Oscar’larında “En İyi Kısa Film” seçilen Yeni Komşular (The New Tenants, 2010) adlı filmi, David O’Reilly’nin canlandırması Lütfen Bir Şey Söyle (Please Say Something, 2009), bu yıl Berlin’de Altın Ayı kazanan Bankada Vukuat Var! ve Serge Avedikian’ın yönettiği Fransa yapımı bir canlandırma: Hayırsız Ada bu bölümde gösterilecek kısalardan birkaçı.
KISACA YENİ ZELANDA
Her yıl bir ülke sinemasına odaklanan Gezici Festival’in bu yılki konuğu Yeni Zelanda olacak. Yeni Zelanda sinemasının en tanınmış yönetmenlerinden Niki Caro’nun Cannes’da da yarışan filmi Kesin Yükseliş, (Sure To Rise, 1993) izleme fırsatı bulacaklar. Bu bölümde ayrıca; Simon Baré’nin Torino’da ve Yeni Zelanda Film ve Televizyon Ödülleri’nde “En İyi Kısa Film” ödülünü alan Yaşam Suyu (Eau De La Vie, 1993) adlı filmi de gösterilecek. Grant Lahood’un Lemming Yardımı (Lemming Aid, 1994) ise lemminglerin toplu intiharlarını engellemeye çalışan bir grup insanın başından geçen komik olayları anlatıyor.
ÇOCUK FİLMLERİ: SLOVAKYA CUMHURİYETİ
Gezici Festival’in olmazsa olmazlarından “Çocuk Filmleri” bölümünün bu yılki konuğu Slovakya Cumhuriyeti olacak.
1997 yılında kaybettiğimiz Viktor Kubal’ın Janko Hrasko (Janko Hrasko, 1972), Uçan Bebek (Dita in the Air, 1970) ve İki İyi Arkadaş (Two Good Friends, 1972) adlı filmleri, Frantisek Jurisic’in ise Akıllı Domuzcuk (The Wise Little Pig, 1982) ve Kukuriku (Cock-A-Doodle-Do, 1985), ile Vladimir Malik’in Bankadaki Bebek (Baby in the Bank, 1988) adlı canlandırmaları çocuk izleyicilere keyifli dakikalar yaşatacak.
Ücretsiz gösterilecek filmlerin izleyicileri yine çocuklar olacak. Okullardan sinemalara film izlemeye götürülecek pek çok çocuk hayatlarında ilk kez sinemaya gitme deneyimini yaşayacak.