Banu Bozdemir
Sanırım birçok kişi için kişiliğiyle, yeteneği, karizması ve muhalif tavırlarıyla birçok şeyin karşılığı o… Her şeyde Sean Penn’den bir parça bulabilirsiniz, metallica sever, Patrick Dempsey’le inanılmaz benzer, depremlerde insan kurtarır, Amerikan politikalarını eleştirir ve bunlardan ötesi çok iyi rol keser, rolüne anlam katar ve muhteşem bir aktördür…
17 Ağustos 1960’da Rus bir baba ve İtalyan bir anneden Amerika’da dünyaya geldi. Çocuk yaşta sinemanın içine daldı, Süper 8’lerle film çekme denemelerine girişti. Oyunculuk eğitimi aldı, diziyle başladı, sinemaya sıçradı, ünü Ridgemont Lisesinde Hızlı Günler filmindeki Jeff Spicoli rolüyle oldu. Hatta bir dönem Madonna’nın kocası bile oldu!
Arkasından Fast Times at Ridgemont High” geldi. Bu komedi filmi, Penn’in başrolünü oynadığı ilk yapımdı ve afişte kendisi yer aldı. 1986’da At Close Range’de oynayarak toplu bir övgü yağmuruna tutuldu, Savaş Günahları’nda savaşın günahına eğilen askerlerden birini, Biz Melek Değiliz de rahip kılığına giren zanlıyı, Carlito’nun Yolu’nda düzenbaz bir avukatı, Ölüm Yolunda, idama mahkum olmuş ve yaşamak için çırpınan bir adamı, Oyun’da abisine ‘Oyun’ hediye eden bir kardeşi, Kaybedenler’de kasabalı insanlara yakalanan Bobby Cooper’ı canlandırdı.
Muhteşem İnce Kırmızı Hat’ta çavuş oldu, savaşın anlamsızlığını oralardan haykırdı, Woody Allen filmi Sweet and Lowdown’da caz gitaristi Emmet Ray oldu, Benim Adım Sam’de kızını çok seven zeka özürlü bir babayı canlandırdı. 11 Eylül’ü anlatan en güzel kısa filmi o çekti bana göre… Gizemli Nehir’de ölen kızının peşindeki acılı baba oldu, 21 Gram’da bir kesişmenin öğesi, Çevirmen’de FBI ajanı oldu, kafası kızdı Into the Wild diye bir film çekti, uzaklara gitti, doğaya verdi kendini, tabii yönetmen olarak! Milk’de Oscar kazandı Harvey Milk olarak. Yani velhasıl şu sinema aleminde her role girdi çıktı, çapkın, idam mahkumu, şizofren, ajan, uyuşturucu müptelası, eşcinsel… Hepsine de en iyisini kattı, alnının akıyla çıktı, seyirciye istediği performansı verdi, Dennis Hopper ve Jack Nicholson’ın oyunculularına bayıldı… Her yerde muhalif sesini duyabilirsiniz, bu ay da onu Fair Game’de izleyebilirsiniz… Bir Bush dönemi skandalının içinde… Bu adamı izlemeye devam edin yani!