Eylül’e geldik. Yaz sezonunda Hollywood yüksek bütçeli filmler ile durumu kurtarırken Türk sineması yine kendi içine kapandı. İzleyicisini mahrum bıraktı. Birdolu film çekildi, etraf setten geçilmez oldu. Biz de bu setleri ve yeni filmlerde oynayan oyuncuları takip ettik. Selim Demirdelen’in yeni filmi Kavşak’ta rol alan Sezin Akbaşoğulları ve Güven Kıraç ile keyifli bir röportaj yaptık. Açıkçası bana Sezin hanımın Maria Cotillard ile benzerliğinden bahsetmişlerdi ama bu kadarını beklemiyordum. Müthiş bir benzerlik. Üstelik Kavşak filmini seyrettikten sonra farklı olsa bile oyunculuğuda mükemmel Sezin Akbaşoğulları’nın. Banu’da bir başka setteydi. Pak Panter filminin setinde Doğa Rutkay ve Ufuk Özkan’a sorularını yönetti. Aksiyon komedi türündeki filmin oyuncularıyla bu türe uygun bir röportaj yapmış. Lale Mansur ile uzun zamandır konuşmak istiyordum. Misafir filminin çekimlerinin bitmesini bekledik. Sonunda buluştuk ve Mansur’un dış görünüşünün altındaki sert ama bir o kadar da etik olarak güçlü kişiliğiyle burun buruna geldik. Okuyucularımızın bu röportajdan zevk alacaklarını düşünüyorum. Son röportajımızda yine uzun zamandır yapmak istediğimiz bir çalışmaydı. Nefes filminin karizmatik yüzbaşısı Mete Horozoğlu bizden daha fazla kaçamadı ve Banu’nun sorularını cevapladı. Bence dörtdörtlük bir röportaj olmuş. Gelelim dosyalarımıza. Murat Tolga Şen Kaslı erkek filmlerini ve 80 dönemine damgasını vuran bu türün oyuncularını odağına almış. Eski dostları birer birer saymış. Bir diğer dosyamızdaysa Banu eskilere dönmüş ve Hippi filmleri dosyası yapmış. Bu kadar vurdulu kırdılı film arasında bize nefes alacak vakit kazandırdı Banu. Burak Yarkent’in Hollywood köşesinde daha Türkiye’ye gelmeden haberlerini okuduğumuz Eat Pray Love filminin kritiği var. ABD’de filmi seyredip vakit geçirmeden bizim için yazdı Eat Pray Love filmini Burak. Episode’de ise Zeynep Bonçe Kavak Yelleri’nden başlayarak ekranları istila eden gençlik dizilerini topa tutmuş. Bağımsız dergimizin en cesur kalemlerinden Bonçe. Ali Ulvi Uyanık İşte O An köşesinde benim bile kanımı donduran bir sahne seçmiş. 1972 yılında çekilen Bluebeard filmindeki sahne sizi koltuklarınıza mıhlayacak. Teşrifatçı’da ise Seray Şahiner, Sattirik Greg’in Günlüğü filminden yola çıkarak ergenliğe geçişin peşinden gitti. Fırat Rolleriyle Yaşayanlar köşesinde Audrey Tautou’yu konuk etti. Kerem DVD köşesinde Blu-Rayleri öne çıkardı. Vizyondakiler, kritikler, müzik ve kitap köşemiz derken beni sayfa yapmaktan bıktıracak kadar dolu bir Cinedergi daha karşınızda.