Banu Bozdemir

Bilmedik şehirlere doğru yollara düşmek en sevdiğim şeylerden birisi… Bu kez bahtımıza Elazığ çıktı… Hakkında fazlaca bir şey bilmediğimiz, belki de harita da yerini gösterirken zorlanacağımız şehirlerden.. Önyargılarımızı silecek kadar modern ve yeni bir şehir izlenimi, ilçesi Palu’yla birlikte tarihsel özlemimizi de giderdi… Erzincan çoraklığın ortasında yeşermeye çalışan hatta bunu başarmış bir şehir, Palu ve diğer ilçelerde öyle… Biz de bu yıl üçüncüsü yapılan Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali için oralardaydık… Dört gün süren etkinlikte film gösterimleri yapıldı, kısa filmler yarıştı, filmlerin oyuncu ve yönetmenleri ellerinden geldiğince Elazığ’da olmaya çalıştı…

Çayda Çıra sonuçta yerel bir festival. Ben bu seneye kadar Elazığ’da bir festival olduğunu bilmiyordum yani ilk iki seneyi kaçırmışım… Bu sene filmin basın tanıtımını yapan arkadaşımız Filiz Öcal sayesinde haberimiz oldu. Kalktık gittik… Halkın ‘ünlü’ görme isteği, hatta küçük bir kızın bana gelip ‘sen ünlü müsün’ diye sorması, daha çok biz basın mensuplarıyla sınırlı kalsa da, Saadet Işıl Aksoy, Betül Demir, Yılmaz Atadeniz Serdal, Suzan ve Serkan Genç kardeşlerin ve en son gün de Kemal Sunal Özel Ödülü’nü almak üzere gelen Ata Demirer’in katılımıyla ortam biraz hareketlendi. Bu arada Yılmaz Atadeniz de Onur Ödülü aldı. Yılmaz Atadeniz lobi sohbetlerimizde engin deneyimleriyle bizi bir hayli aydınlattı bu arada.

Festivalde Vavien, Kara Köpekler Havlarken, Orada, Başka Dilde Aşk, Deli Deli Olma, İki Dil Bir Bavul, Uzak İhtimal, Acı, Usta, Kakosi, Gelecekten Bir Gün, 11’e 10 Kala, Romantik Komedi ve Büyük Oyun olmak üzere toplam 14 film gösterildi. Festivalde diğer festivaller gibi uzun metraj yarışması yoktu. Bu bir anlamda iyiydi, çünkü aynı filmlerin onlarca kere yarışması fikri biraz sıkıcı olmaya başladı. Çünkü festivallerin sayısı arttıkça, bir filmin needeyse 7-8 kere yarışma ve bazen üç kere ödül imkanı oluyor. Bu da bana biraz fazla zorlama geliyor…

Kısa Metraj bölümü ödüllüydü. İstanbul’u Dinliyorum Gözlerim Kapalı adlı belgesel ödül kazandı. Diğer filmler nasıldı bilmiyorum ama benim tercihim eminim ki başka bir film olurdu. Kısa metrajların ödülle desteklenmesi daha anlamlı geliyor bana. Sonuçta öğrencilere yeni fimler çekmeleri için destek olunması güzel… Daha özgün filmler bekliyoruz ama…

 

Bu arada mahkumlara Büyük Oyun film gösterildi, filmin oyuncuları filmden sonra söyleşi yaptılar… Fotoğraf ve afiş sergileri, geziler… Bu arada Elazığ’da dikili bir ağacım hatta üç tane dikili ağacım var. Hatıra Ormanı kapsamında diktik…

Festivaller yapıldığı yerin yerel ruhunu fazlasıyla yansıtıyor dedik… Ben genelde kendi adıma organizasyon eksikliklerine pek takılmam, bir yerlere geç gitmeye, aynı yemeği yemeğe, kötü odaya vs… Elazığ’da yerel ruhunu kullanan festivallerden birisi. Yapılacak olan bir iki etkinlik nedensiz iptal edilince biraz üzüldük ama sonunda kendi ‘serbest zaman’ımızı yaratmayı da bildik…

 

Daha çok genç bir festival Çayda Çıra, zamanla oturacak gibi görünüyor. Belki daha fazla film, daha fazla konuk, daha fazla etkinlik olacak… Festival ruh olarak şehre daha fazla yayılacak.. Umarım olur…

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.