Semih Kaplanoğlu’nun Altın Ayı’ya uzanan ‘Bal’ filminin çocuk oyuncusu Bora Altaş, söyleyemediği her sözle Berlin’deki izleyicilerin kalplerine destanlar yazdı…

Bal filmi Altın Ayı’yı alınca hepimiz çok sevindik. Türk sineması adına büyük başarı tabii. Ama ‘Bal’ın yönetmeni Semih Kaplanoğlu’nu tanıyanlar başka bir sevindi. Yıllardır onun sinema macerasını takip eden bizler popülariteye açtığı savaşı, hatta umursamazlığı içten içe kıskandık belki. İnanç ile sanatı filmlerinde birleştiren Kaplanoğlu insanın en büyük dramlarını bu ahenk içinde işledi. Belki de bizim zayıflıklarımızdan yola çıkarak en güçlü yönümüze ulaşmak istedi. 2004 yılında ‘Meleğin Düşüşü’nü seyrettiğimizde Tülin Özen’in oynadığı karakterin babası tarafından taciz edilmesi tüylerimizi diken diken etti. Daha sonra ‘Yumurta’ ve ‘Süt’ geldi. Yumurta’da Nejat İşler bir kangal köpeği tarafından esir alındığında sinema salonundaki bazı izleyiciler güldü, bazıları ise oyuncunun teslimiyetini an ve an içinde hissetti. Üçlemenin ikinci ayağı ‘Süt’ü seyrederken ise yine Tülin Özen’in baş aşağı ayağından bağlanarak sarkıtıldığı sahnede ağzından çıkan yılan bazılarının çığlık atmasına sebep oldu. Halbuki Özen’in ağzından çıkan insanoğlunun günahları pişmanlıklarıydı. Kısacası Kaplanoğlu hep zor tüketilen ve hayatla savaşan filmler çekti.

Özellikle bu üçlemenin her bir filminin öyküsünün üç köşesinde insan, inanç ve doğa vardı. Bunları birleştirdiğimiz zaman evreni tamamlıyorduk belki Kaplanoğlu’nun zihninde. Sonuncu film ise ‘Bal’ oldu. Hayatın kendine has bir komedisi var. Kaplanoğlu’nun yaptığı küçük şakalardan birini bu sefer ona kader yaptı. ‘Bal’ filmine Altın Ayı geldi. Bal mı ayıyı çekti ayı mı balı bilinmez. Semih Kaplanoğlu filmlerinde müzik kullanmaz.

Ama doğayı ve insanın acizliklerini kullanır hikâyede. Mesela ‘Bal’ı niçin Doğu Karadeniz’de çektiği sorulduğunda ünlü yönetmen bölgenin filmin ruhunu yansıtması gerektiğini, insanların orman içindeki acizliğini ve kırılganlığını yansıttığı için bu mekânı seçtiğini ifade etti. Maneviyatın filmindeki yeri içinse “Maneviyatın olmadığı bir sanatın biraz eksik kaldığını düşünüyorum. Manevi bir dil üretmeye çalışıyorum bu sinemanın içinde” diyerek açıkladı. Yine onun filmlerinde insanlar konuşmak istemez, bakmak isterler birbirlerine, az diyalog filminin en önemli rengidir. Bunun sebebini belki ‘Bal’da oynayan Erdal Beşikçioğlu en iyi anlatan isim oldu. ‘Bal’da Semih Bey’in dünyasının içindeki durum anlatılıyordu, bir mesaj verilmiyordu.

Bir şey anlatılmak için uğraşılmıyordu. Yaşanan neyse, doğa karşısında seyirciyle beraber buluşturuluyordu. Diyalogların gereksiz olduğunu düşünüyorum.

Seyirci okumalı. Durumun içinde var olmak, o duygunun içinde olmak önemli” diye konuştu. Zaten filmde konuşma zorluğu çeken çocuğu canlandıran Bora Altaş’ın bu özrü festivale katılan bütün konuklar tarafında alkışa tutuldu. Çünkü her konuşamadığı anda belki sözlerle ifade edilemeyecek gerçekleri yüzüne vurdu insanların. İşte bu sözsüz diyalog Altın Ayı’yı Kaplanoğlu’na, bize, Türkiye’ye getirdi.

Teşekkürler Semih Kaplanoğlu…

Semih Kaplanoğlu ‘Bal’ filmiyle Altın Ayı’yı alınca yabancı basında ilginç başlıklar atıldı.

ALMAN BERLINER MORGENPOST GAZETESİ: Bal ile Ayı Avlanır

BILD AM SONNTAG GAZETESİ: Onlar Ayıları Avladılar

 

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.