14 Şubat için bir aşk filmleri dosyası yapmasaydık ayıp olurdu. Hazır 12 Şubat’ta Jessica Alba, Jessica Biel Julia Roberts gibi sinemanın en tanındık dilberlerinin oynadığı Sevgililer Günü filmi vizyona girecekken bu fırsattan yararlanalım dedik. İşte bu filmden yola çıkarak hazırlanan en iyi aşk filmleri…

Sinema çok kişisel birşey. Bu sadece biz yazarlar izleyiciler için değil yönetmenler ve oyuncular için de geçerli. Bir yönetmenin kariyerinde zirveye oturttuğu filme izleyici rağbet göstermiyebiliyor. Çünkü izleyen, seyreden, yazan, oynayan insanın nerede durduğuyla, nasıl algıladığıyla çok ilişkili bir durum sinema. Bu noktadan bakınca herkesçe kabul görecek bir film listesi yapmak imkansız. Böyle bir çaba veya iddiada bulunmak çok anlamsız. Onun için yaptığım her dosyada olduğu gibi aşk filmleri dosyasını da en iyi aş filmleri diye adlandırmak istemem. Olsa olsa bu dosya Serdar’ın en sevdiği aşk filmleri dosyası olur. Dosyamı hazırlarken üç kategoriye ayırdım filmleri. Birinci kategoride ölümün yolunu kestiği aşk hikayelerini topladım. Nedense en etkileyici filmler bir sebeple yaşanamayan aşklar. Bu noktada Love Story’in en başa koymak benim için en doğru tercih. İkinci kategoride ise bir ölüm olmadan başka şartlar sebebiyle imkansız aşklar var. Bu kategoriye giren filmler ise bence aşk duygusu üzerine en gerçekçi yorumları yapan filmler. Bridges of Madison County – Yasak İlişki biz yaşlardaki erkek ve kadınların kalbini burkan önemli bir film. Yaşanmışlık insan doğasının değişkenliğinin önüne engeller kuran bir kavram. Özellikle geride bir hayat bırakan insanlar için ahlaki ve toplumsal kavramlarla insan doğasının yarattığı tezat bu tür hikayelerin yaşanmasına sebep oluyor. Siz benim hikaye dediğime bakmayın hayatın kendisi zaten hikaye. Üçüncü kategori ise daha çok romantik komedileri kapsayan ve aşk peşinde mutluluğu yakalayan filmler. Her ne kadar kurmaca olsa bile seyretmekten en zevk aldığım filmler. Saçma sapan hikayeleri mutluluk göz yaşı dökerek seyretmeyi çok seviyorum. Sanal olsa bile büyük aşklar, sonsuza kadar sürecek gülen mutlu insanlar falan filana insanın ihtiyacı oluyor. Bu listelerde anmadığımız bir çok eski ve yeni isimler, filmler var. Bu filmleri sevmediğimizden değil ama yerimizin göreceli olsa bile kısıtlı olması biraz da popüler filmleri seçme tercihimiz yüzünden listemizde yer almadılar. Mesela Woody Allen ve Diane Keaton gibi önemli isimlerin filmlerine de yer verebilirdim. Manhattan ve Annie Hall erkek kadın ilişkileri üzerine benim en beğendiğim filmlerdendir. Spencer Tracy ve Katharine Hepburn’ün 1940’larda beraber çevirdiği filmler de TRT tek kanalken bizim dimağmızı temellendiren aşk hikayelerine örnektir. Bu dosyayı yaparken bir konuda danıştığım dostum Ali Ulvi ile konuşurken onun da bir önerisi vardı ve bence haklıydı. Bu kategorilerin içinde bir tane daha olması gerekiyordu, aşk ve şiddeti içinde barındıran filmler. Mesela ilk dakikada aklıma gelen Julia Roberts ile Patrick Bergin’in beraber rol aldığı 1991 yapımı Yatağımdaki Düşman – Sleeping with The Enemy. Tabii Danny DeVito’nun yönettiği Güllerin Savaşı- War of The Roses, Kathleen Turner ve Michael Douglas’ın müthiş yorumuyla evliliğin nasıl bir cehennem olacağını bize espiritüel bir dille anlatan filmlerdi. Fakat bu örneklere bakınca evlilik eşittir aşkın sonu gibi bir mesaj çıktığını düşünüp böyle bir kategori açmamaya karar verdik. Şaka bir yana bu liste bitmez bir yerde dur demek lazım. Şte 14 Şubat için size önerdiğimiz aşk filmleri.

Her aşk ölümü tadar

Love Story – Aşk Hikayesi (1970)
Yönetmen: Arthur Hiller
Oyuncular: Ryan O’Neal, Ali McGraw
Fakir kız ile Üniversite yıllarında tanışıp aşık olan iki genç, önce aileleriyle, sonra da amansız bir hastalıkla mücadele etmek zorunda kalırlar…

Brokeback Mountain – Brokeback Dağı (2005)
Yönetmen: Ang Lee
Oyuncular: Heath Ledger, Jake Gyllenhaal
Wyoming ve Teksas’ın büyüleyici manzaralarında çekilen filmde biri çiftlik kâhyası, biri rodeo kovboyu olan iki genç erkeğin hikâyesi anlatılıyor. 1963 yılında tanışan ikili arasında beklenmedik şekilde bir ömür boyu sürecek bir bağ kurulur ve beraberinde getirdiği sorunlar, mutluluklar ve trajediler aşkın dayanıklığını gözler önüne serer.

An Autumn in New York – New York’ta Bir Sonbahar (2000)
Yönetmen: Joan Chen
Oyuncular: Richard Gere, Winona Ryder
Çapkın ve uslanmaz Will, genç Charlotte’a aşık olunca hayatı değişir ancak Charlotte hastadır… Aşkı ve saflığı bulan çift ölümün yollarına dikilmesi ile bütün güzellikleri kaybederler.

Thelma ve Louise (1991)
Yönetmen: Ridley Scott
Oyuncular: Susan Sarandon, Geena Davis
Garson kız Louise ile kocası ile sorunları olan Thelma arabaya atlayıp her şeyi geride bırakarak seyahate çıkarlar. Bir barda dururlar ve bir adam Thelma’ya tecavüze yeltenir. Ve arkadaşı Louise adamı öldürür. Ve kovalamaca başlar…

Endless Love – Sonsuz Aşk (1981)
Yönetmen: Franco Zeffirelli
Oyuncular: Brooke Shields, Martin Hewitt
Bu, aşkın gücünü anlatan bir hikaye… Gücü, etrafındaki herkesi etkisi altına alacak kadar şiddetli bir aşkın hikayesi… İtalyan yönetmen Franco Zeffirelli, Brooke Shields ve Martin Hewitt’i çağdaş bir Romeo&Juliet uyarlamasında buluşturuyor ve sizleri genç bir kızla bir delikanlı arasındaki şiddetli duygu yoğunluğuna şahit olmaya davet ediyor. Filmin bir diğer özelliğiyse, küçük bir rolle de olsa sinemaya ilk adımını atan Tom Cruise’un da bulunması!

The English Patient – İngiliz Hasta (1998)
Yönetmen: Anthony Mingella
Oyuncular: Ralph Fiennes, Kristin Scott Thomas
Michael Ondaatje’ nin Kont Laszlo Almasy’ nin hayatının iki dönemini anlatan başarılı romanından uyarlanan film, Almasy’ nin savaşın başlarında arkadaşının karısıyla olan ateşli ilişkisini, Nazi yanlısı yaklaşımları, savaşın yaralarını konu ediyor. İngiliz Hasta’ nın ( Ralph Fiennes ) Fransız-Kanadalı hemşirenin ( Juliette Binoche ) gözetiminde bir İtalyan Manastırı’ nda geçirdiği günler, unutmak istediği karmaşık geçmişini yavaş yavaş hatırlamasını sağlıyor.

Dying Young – Genç Ölmek (1991)
Yönetmen: Joel Schumacher
Oyuncular: Julia Roberts, Campbell Scott
Sevgilisinin kendisine ihanet ettiğini öğrenen Hilary O’Neil (Julia Roberts) yeni bir başlangıç ve yeni bir iş arıyor. Böylece kan kanserine yakalanmış acı çeken genç bir adamın özel hemşiresi oluyor. Zaman geçtikçe birbirlerine aşık oluyorlar ama bu yaşadıkları aşkın çok uzun sürmeyeceğini de biliyorlar. Çünkü genç adam ölmek üzeredir…

Ghost – Hayalet (1990)
Yönetmen: Jerry Zucker
Oyuncular: Demi Moore, Patrick Swayze
Sam’in hayaleti, eşi Molly’yi tehlikelerden kurtarıp ve ilahi adaletin yerini bulmasını sağlamadan dünyadan ayrılmayacaktır…

 

İmkansız aşklar da var

Closer
Yönetmen : Mike Nicholas
Oyuncular : Natalie Portman , Jude Law , Julia Roberts
Aynı adlı tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanan filmde dört karakterin yaşamlarına odaklanıyoruz.Alice(NathaliePortman), Londra sokaklarında kendisine bir araba çarptığında onu kurtarıp hastaneye götüren Dan(Jude Law) ile birlikte yaşamaktadır.Ancak yazar olan Dan, kitabının kapağı için fotoğraf çalışması yapan Anna’ya (Julia Roberts) gönlünü kaptırır.Dan, Anna’ya duygularını açıklar ancak Alice ile birlikte yaşadığını bilen Anna bu sebeple Dan’i geri çevirir.Kısa zaman sonra bir yanlış anlama sonucunda Dan, arkadaşı Larry’yi (Clive Owen) Anna ile tanıştırır.Bu ikili arasında ikili arasında başlayan aşk evliliğe dönüşür.Bundan sonra yaşanacak dört yıl içinde çeşitli ihanetler ve aldatmalarla birlikte bu dört karakterin duygusal hayatında büyük sarsıntılar yaşanır.

Bridges of Madison County – Yasak İlişki (1996)
Yönetmen: Clint Eastwood
Oyuncular: Clint Eastwood, Meryl Streep
1960’larda bir gün fotoğrafçı Robert Kincaid Madison County’e bazı köprü resimleri çekmek için gelir. Ama orada tanıştığı Francesca Johnson adlı bir ev kadınına da aşık olur. 4 gün boyunca müthiş bir aşk yaşayan Robert ve Francesca bu dört günün sonunda bir seçim yapmak zorunda kalırlar. Francesca evlidir ve çocukları vardır. Robert, ondan kendisiyle beraber gelmesini ister ama Francesca’nın bir ailesi vardır. Orta yaşı geçmiş her bireyin yaşayabileceği bir iç çatışma.

Gone With The Wind – Rüzgar Gibi Geçti (1939)
Yönetmen: Victor Fleming
Oyuncular: Clark Gable, Vivien Leigh
İç Savaş zamanında Amerika… İnatçı Scarlet O’Hara ile Rhett Butler’ın çatışmalı ilişkileri, aslında ateşli bir aşkın başlangıcıdır…

Paris’te Son Tango – Ultimo tango a Parigi (1972)
Yönetmen: Bernardo Bertolucci
Oyuncular: Marlon Brando, Maria Schneider
Paris’te Son Tango, karısını henüz kaybetmiş Paul ile Jeanne () arasında seks odaklı başlayan, ancak farklı açılımları olan ilişkiyi merkeze alıyordu. Cüretkâr sevişme sahnelerinin yanı sıra, insanın beklenmediği bir anda elinden kaçıp giden aşkı yüzünden içine düştüğü boşluğu ve bunalımı, kalbine girmeye çalışan yeni yüzlerle ilişki kurmakta nasıl bocaladığını müthiş bir duyarlılıkla perdeye taşıyordu.

In the Mood for Love – Aşk Zamanı (2000)
Yönetmen: Wong Kar-Wai
Oyuncular: Lai Chin, Maggie Cheung
Hong Kong, 1962. yerel günlük gazetenin baş editörü Bay Chow ile eşi, genellikle Şangay kökenli kişilerin oturduğu bir binaya taşınır. Adam kısa süre sonra, onlar gibi kocasıyla birlikte binaya yeni taşınmış olan Li-Chun adında güzel bir genç kadınla tanışır. Kadın bir ihracat firmasında sekreter olarak çalışmaktadır. Kocası ise bir Japon firmasının temsilcisidir ve sık sık iş gezilerine çıkmaktadır. Kendi karısı da çoğunlukla dışarda olduğundan, Chow, Li-Yun’la gittikçe daha çok vakit geçirmeye başlar. Sık sık ev sahipleriyle buluşup mahjong oynar ya da birlikte son dedikoduları tartışırlar. Chow ve Li-Yun arkadaş olurlar, ama bir gün gerçekle yüzyüze gelmek zorunda kalırlar: eşlerinin arasında bir ilişki vardır…

 

 

Aşk hem gülmeyi hem mutluluğu hak eder

Eternal Sunshine of the Spotless Mind
Yönetmen: Michel Gondry
Oyuncular: Jim Carrey, Kate Winslet
Joel, eski kız arkadaşı Clementine’in ilişkilerine dair tüm hatıralarını sildirmek için tıbbi bir müdahaleye başvurduğunu öğrenir. Hayal kırıklığına uğrayan Joel de aynı işlemi kendi üstünde uygulatmaya karar verir. Joel hatıralarının altında sevgilisine karşı duyduğu büyük bir aşk olduğunu ve onu kaybetmek istemediğini farkedince, silme işlemini durdurmak ister.

Pride And Prejudice
Yönetmen: Joe Wright
Oyuncular: Keira Knightley, Matthew MacFadyenHikâyemiz, 18. yüzyıl sonlarında, İngiltere’de geçer. Beş kızkardeş olan Bennet’lar, annelerinin iyi bir koca bulup geleceklerini güvence altına alma hayalleriyle büyütülmüşlerdir. Fakat, neşeli ve zeki bir mizaca sahip olan Elizabeth, kendisine düşkün olan babasının da desteğiyle hayatını daha farklı ve dolu dolu yaşamak için çabalamaktadır.

La Boum
Yönetmen: Claude Pinoteau
Oyuncular: Sophie Marceau, Denise Grey
13 yaşındaki Vic (Sophie Marceau), çocukluk ile yetişkinlik arasındaki o garip geçiş dönemindedir. Yeni bir okul ve yeni bir arkadaş çevresi demek yeni partiler anlamına gelir. Tabii erkek arkadaşlar da bu denklemin bir parçasıdır. Ancak Vic’in tek sorunu ergenlik değildir; annesi ve babasının evliliği sallantıdadır. Vic aradığı desteği büyükannesinde bulur. Bu delidolu kadın ilk aşkını yaşayan Vic’e inanılmaz eğlenceli tavsiyelerde bulunur. 1980’lerin bu ilk gençlik filmi, masumiyetin ve içtenliğin de bir filmi. Sophie Marceau’nun 13 yaşında rol aldığı bu film, uluslararası kariyerinin başlangıç noktası olma özelliğini de taşıyor.

Les Animaux Amoureux – Aşıklar (2007)
Yönetmen: Laurent Charbonnier
Bu filmed de ölümüne aşık olanlar, aldatılanlar ve aldatanlar var. Fakat aşkı yaşayanlar insanlar değil. Hayvan dünyasında bu işler nasıl gidiyor film ona bakıyor. 80 hayvan türünü inceleyen, 16 ülkede çekilen film bu listenin en farklı yapımı.

Notting Hill – Aşk Engel Tanımaz (1999)
Yönetmen: Roger Michell
Oyuncular: Julia Roberts, Hugh Grant
Dünyanın en ünlü sinema oyuncularından biri olan Anna Scott, bir kitapçıya aşık olursa ne olur?

You’ve Got Mail – Mesajınız Var (1998)
Yönetmen: Nora Ephron
Oyuncular: Tom Hanks, Meg Ryan
İşlerinde birbirine rakip olan Joe ile Kathleen, Internet üzerinde sanal bir aşk yaşamaktadırlar…

Sleepless in Seattle – Sevginin Bağladıkları (1993)
Yönetmen: Nora Ephron
Oyuncular: Tom Hanks, Meg Ryan
Karısını kaybeden Sam’in oğlu Jonah’ın, bir radyo programında babasına talip aramasıyla adamın şansı açılacak ve Annie ile tanışacaktır…

When Harry Met Sally – Harry ile Sally Tanışınca (1989)
Yönetmen: Rob Reiner
Oyuncular: Billy Crystal, Meg Ryan
Üniversite yıllarında arabayla New York’a yapacakları bir yolculuk birbirinden çok farklı iki insan olan Harry ile Sally’nin yıllar sürecek inişli çıkışlı arkadaşlıklarının başlangıcı olacaktır…

 

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.