Spot: ‘Ejder Kapanı, atmosferi, kurduğu dünya, gerçekliği yüksek seri cinayetleri ve Uğur Yücel perspektifiyle anlatılan farklı bir polisiye filmidir.’

Banu Bozdemir

Bu aralar gözler onun üzerinde… Oyunculuk çıtasını her geçen gün yükselten, kötülük ve iyiliği aynı bünyede harmanlayan ve her rolüyle dikkatleri üzerine çeken Kenan İmirzalıoğlu’yla daha çok yeni filmi Ejder Kapanı’yla ilgili ve birazda oyunculuk, diziler ve Türk sinemasının gidişatı üzerine konuştuk…

Klasik bir ilk soruyla başlayalım. Ejder Kapanı’ndaki rolünüzden bahseder misiniz?
Ejder kapanı filminde, Akrep Celal adında eşkal resimleri çizen, aslında ressam olmak isteyen fakat hayatın onu emniyete sürüklediği, bir polisi canlandırıyorum. Farklı tarafları var. Bu farklı tarafları da filmde görelim.
Genelde elinden silah düşmeyen, toplumun bir kenara ittiği ve kötüyseniz eğer bunun bir sebebi olduğunu düşündüren tipleri oynuyorsunuz. Çok da yakışıyor ve inandırıcı oynuyorsunuz. Ama zaman zaman ‘bu roller üzerime çok yapıştı’ duygusu oluşuyor mu?
Öyle bir duygu oluşmuyor. Çünkü bir taraftan benim için en büyük risk Deli Yürek dizisiydi. Dört yıl böyle bir karakteri canlandırdım. O dönemde her yerde bu soru soruluyordu. Fakat artık bunu çeşitlendirdiğimi düşünüyorum.Türkiye’de çok farklı, benim bugüne kadar oynadığım karakterlerin dışında, bana uyacak senaryolarda gelmiyor. Ben heyecanlandığım projede oynamak isterim. Karaktere bakıp, bunun elinde silah var ya da sert bir karakter var demek çok sınırlayıcı olur. Asıl olan projedir.
Ama bu kez farklı bir rolünüz var. Karşı taraftasınız, kanun tarafında. Bu kez kanunsuzlara mı karşısınız? Filmin çekileceğini ilk duyduğumda sizin bir polisi oynayacağınızı düşünmemiştim doğrusu… J
Umarım bundan sonrasında sizleri daha fazla şaşırtırım:)
Uğur Yücel’le ikinci kez bir aradasınız. Yazı Tura gişede fazla iş yapmayan, fazla bir iddiası olmayan ama ülke sorunlarına daha derinden ve sakin bakan bir filmdi. Şimdi bu filmle Uğur Yücel de hızlanmış görünüyor. Filmlerde buluşma noktalarınız nasıl oluyor?
Öncelik senaryo oluyor. Yazı Tura Uğur Yücel’in yazıp yönettiği özel ve özgün bir filmdi. Yazı Tura’nın değeri yıllar geçtikçe daha da çok anlaşılıyor.Her filmi gişe başarısı ile değerlendirmemek lazım.Esas olan senaryodur. Beni ve Uğur Yücel’i buluşturan Ejder Kapanı filminin senaryosudur.
Genelde dizilerde de kaliteli olan, uzun soluklu ve ses getirecek işleri tercih ediyorsunuz…Dizilerdeki yoğun çalışma konusunda neler söylersiniz? Oyuncuların epey dertli olduğu bir konu sonuçta…

Sadece oyuncuların değil, teknik ekip de olmak üzere tüm sektörün sorunudur. Oyuncular zaman zaman evine gidip dinlenme fırsatı bulurken maalesef teknik ekibin böyle bir zamanı olmuyor. Oyuncuları etkileyen kısmı; uykusuz kalıyorsunuz, yoruluyorsunuz ve yüzünüz düşüyor. Bir hafta boyunca 90 dakikalık bir dizi çekmek için ekstra performans göstermeniz gerekiyor. İş böyle olunca, işin kalitesi için gerekli olan bir çok unsurdan taviz vermeniz gerekiyor. Bu durumu bir şekilde düzeltmek gerekiyor. Belki de bu süreyi 60 dakikaya indirerek, hem insanların daha kaliteli diziler seyretmesi sağlanabilir, hem de dizilerde çalışan insanların çalışma şartları düzeltilmiş olur.
Ejder Kapanı fragmanında gördüğüm kadarıyla yoğun bir aksiyon içeriyor ve de kaliteli bir aksiyon. Bir oyuncu olarak, oynadığınız filmin her aşamasını takip eder misiniz? Yani bazen oyuncular bir filmde rol alıyor ama film istedikleri gibi olmamış oluyor vs…

Bu projesine bağlı. Uğur Yücel ile birbirimize daha önceden tanımamız sebebiyle elbette görüşlerimi ve fikirlerimi ilettim. Ama nihayetinde Ejder Kapanı yönetmenin ve yapımcının filmidir.

 

Bu kadar fazla Türk filminin vizyona girmesi bir oyuncu olarak neler hissettiriyor size? Olumlu mu buluyorsunuz yoksa olumsuz mu?
Daha çok filmin çekilmesi hepimizi heyecanlandırıyor. Elbette bu işin ticari kaygıları da olacaktır. Ama sırf sinemadan para kazanılıyor mantığıyla, kalitesi düşük filmler yaparsak seyirciyi küstürürüz. Yani sadece filmlerin sayısını değil, kalitesini de artırmalıyız.
Ejder Kapanı Türkiye için çekilmesi zor bir sinema tarzı. Siz peki bugüne kadar çektiğiniz filmlerden farklı bir yere koyuyor musunuz filmi?
Ejder kapanı filmi, hem benim oynadığım filmlerden hem de Türk sinemasında bugüne kadar çekilen polisiye filmler içerisinde kendini farklı bir yerde konumlandıracaktır. Ejder Kapanı, atmosferi, kurduğu dünya, gerçekliği yüksek seri cinayetleri ve Uğur Yücel perspektifiyle anlatılan farklı bir polisiye filmidir.
Bugüne kadar tecrübeli oyuncularla kamera karşısına geçtiniz. Oyunculuk bitmeyen bir öğrenme serüveni mi?
Kesinlikle bu yüzden kendimi hep öğrenci olarak görüyorum.
Farklı bir oyuncusunuz. Yakışıklısınız, Ses tonunuz etkili, kendi sesinizi kullanmanız, alçakgönüllü olmanız sizi hayranlarınız karşısında daha da üst seviyelere taşıyor. Biraz Kadir İnanır, biraz Yılmaz Güney havası olduğu söyleniyor siz de? Böyle yakıştırma bir oyuncu için ne ifade eder?
Türk sinemasının duayenleri olan Yılmaz Güney ve Kadir İnanır gibi büyük isimlere yakıştırılmak beni onurlandırıyor. Bir taraftan onlar gibi olmak için, önümde uzun yıllar var. Oyuncu özgür ve özgün olmalı. Herhangi birisini modellerse kendine ait olan rengi kaybeder diye düşünüyorum. Umarım seneler sonra bende Yılmaz Güney ve Kadir İnanır gibi anılan isimlerden olabilirim.
Sert ama kendi içinde duygusallığa bürünen tipleri canlandırıyorsunuz? Ejder Kapanı’nda duygusal yan ne kadar ağır basıyor?
Sertlik dediğimiz tavrın arkasında da bizim görmediğimiz başka bir duygusallık olabilir. Akrep Cello ismini duyduğumuzda, kulağa ne kadar sert geliyorsa da, aslında onu akrep yapan durumunda tamamen onun içindeki duygusallık olduğunu söyleyebilirim.

Sinemayla iletişimimiz hep oyunculuk düzeyinde kalacak mı? İleriye dönük başka planlarınız var mı?
Oyunculuktan haz alıyorum. Aslında oyunculuğun sonunun olmaması beni heyecanlandırıyor. İleride bir hikayeyi kendi gözümden anlatmak ister miyim bilmiyorum. Ama hayatımın sonuna kadar oyunculuk yapmak isterim.
Kadın oyuncuların oynamak istediği iki oyuncudan birisiniz… Sizin beraber çalışmayı istediğiniz kadın oyuncular var mı? Ve de yönetmenler?
Türk Sinemasında son yıllarda damgasını vuran yönetmenleri izliyoruz. Ferzan Özpetek, Zeki Demirkubuz, Çağan Irmak, Fatih Akın, Reha Erdem ve Nuri Bilge Ceylan gibi isimlerle çalışmayı isterim.

Seyirci Ejder Kapanı’nı neden izlemeli?
Polisiye film skalasında farklı bir film. Uğur Yücel yönetmenliğinde iyi bir kastı var. Çok emek harcanarak, kaliteli bir film yapmak adına, hiç bir fedakârlıktan kaçınılmamış bir proje. Bence Ejder Kapanına gelen seyirci filmden çıktıktan sonra pişman olmayacaktır.

Başka projeler var mı?
Önümüzdeki dönem için görüştüğüm sinema projeleri var.Bunlar içinde netleşen olduğu takdirde mutlaka sizlerle paylaşırım.

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.