Adrien Brody’den Leonardo Dicaprio’ya, Matt Dillon’dan George Clooney’e bütün erkek starların vazgeçemediği Vera Farmiga farklı güzelliği ve etkileyici oyuncu performanslarıyla çok önemli bir isim.
Onu perdede gördüğünüzde mavi gözleri ve keskin ifadesiyle diğer oyunculardan hemen ayırıyorsunuz. İçindeki mücadelenin perdedeki enerjisinie büyük şeyler kattığı çok belli. Vera Farmiga bir çok yüksek bütçeli yapımın, ünlü erkek oyuncularının beraber rol almak istediği bir isim oldu. 2002 yapımı Dummy’de Adrien Brody’nin kuklasına baktı, 2006’da Running Scared’ta Paul Walker’ın vurulduğu mahallenin isyankar kızını oynadı, aynı yıl Departed’ta Leonardo Caprio’nun güvenini kazanan psikolog olarak bir erkek filminde nasıl başarılı kadın performansı gösterilir bize kanıtladı. 2008 yılında ise Nothing But The Truth filminde yaptığı haberin kaynağını açıklamak istemeyen gazetecinin sırdaşı oldu. Kate Beckinsale ve Matt Dillon karşısında çok az rolü olmasına rağmen kendi rengini filme yansıtabildi. Bu ay ise Up In The Air-Aklı Havada’da George Clooney’nin aklını başından alan kadın rolünde karşımıza çıkacak. Filmin çekimlerinden iki hafta önce bir kız çocuğu dünyaya getiren Vera bu sebeple hiç bir filminde yaşamadığı bir güvensizlik yaşadığını söylüyor. Hamileliğin getirdiği vücut değişiminin üstüne George Clooney gibi bir yakışıklıyı kendine aşık eden kadın rolünü oynamanın kendisini çok zorladığını itiraf ediyor. Aslında Vera bu tür değişimleri yaşamaya alışık bir isim. 1973 yılında New Jersey’de dünyaya gelen Vera 7 çocuklu bir alinenin ikinci çocuğuydu. Kendinden sonra gelen beş kardeşine bakarken Ukraynalı koyu katolik ailesinin baskısı altında büyüdü. Hatta bu baskı o kadar büyüktü ki 6 yaşına kadar İngilizceyi öğrenemedi. Ukrayna Katolik Okulu’nda başlayan öğrenimi daha sonra devlet okuluna gitmesiyle hayatını değiştirdi. O dönemlerde utangaç olan Vera piyano öğrenmesiyle hayatında bir çok şeyin değiştiğini söyledi. Piyano Vera’yı öyle etkilemişki Hollywood’un en gizemli ve aranan kadın aktörlerinden biri olmuş.