Hürmüz’ün erkekleriyle eğlenmek!
Banu Bozdemir
Ezel Akay, Bundan üç sene evvel Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü diye hem başarılı hem de politik göndermelerle dolu bir film yapmıştı. Ama filmin gider ve gelir dengesi birbirini karşılayamadığı için iflasın eşiğine gelmişti yönetmen. Hacivat ve Karagöz bir eğlencelikti elbette ama bol taşlamalı bir eğlencelikti. Ezel Akay da filmin bu yanını ağır tutunca film beklenenin altında bir izleyici yakaladı… Yedi Kocalı Hürmüz’ün hikayesi malum. Sinemaya birkaç kez uyarlandı. 1800’lü yılların sonlarında İstanbul Taşkasap’ta yaşayan Hürmüz’ün hikayesi yeni ama ana yapıya sadık… Hürmüz tarihine kısaca bir bakarsak, Hürmüz farklı mesleklerden altı erkekle hiçbir yasal yan olmaktan evlenen bir kadın. Her koca haftanın bir günü bu güzel ve doyumsuz kadına gelmekte ama masal bu ya bir şekilde ona dokunamadan sabah olmakta. Ancak berber kocasının dükkanında gördüğü doktora gönlümü kaptırmasıyla işler sarpa sarıyor. Bir hastalık uyduran Hürmüz, onu da kendisine aşık etmeyi başarıyor. Sonrasında olaylar karışıyor, erkeklerin birbirinden haberi oluyor… Hürmüz de kadınlığını kullanarak tüm bu karmaşadan kolayca sıyrılıyor vs…
Suna Pekuysal ve Türkan Şoray’dan Türk sinemasının üçüncü Hürmüz’ü olan Nurgül Yeşilçay’ın Hürmüz yorumu da bir hayli iç gıcıklayıcı. Yeşilçay’ın performansının en fazla Ayten Gökçer’in Hürmüz’üyle karşılaştırılacağına şüphe yok. Sadık Şendil’in ünlü oyunundan uyarlanan filmin en önemli unsurlarından biri de müzik. Eski İstanbul’u yansıtan ve tamamı bu sette çekilen filmde klasik Türk müziği, kantolar, İnce Saz, Longalar, Oyun Havaları, İstanbul, Karadeniz ve Rumeli türküleri iç içe geçiyor. Kalabalık oyuncu kadrosu, müzikleri, kostümleri ve renkli hikâyesiyle sinemanın tüm iddialı yönlerini öne çıkaran film için 2,5 milyon TL harcandığını da notlarımıza ekleyelim.
Akay, bol dekorlu, kostümlü, danslı, çalgılı, sazlı sözlü filmlerin yoğunluğunun altından kalktığını bir kez daha gösteriyor. Her şey renkli ve cıvıl cıvıl bir ortamda geçiyor. Özellikle hamam sahnesindeki danslar gayet samimi ve ilgi çekici. Film konuşmalar anlamında da çok rahat. Eski sözleri özellikle kalfa rolündeki Gülse Birsel çok kullanıyor. Birsel bu role rahat oyunculuğu ve uçuk mimikleriyle gayet iyi yerleşmiş. Bel altı espriler, kekemelik, Hürrem’in erkeklere göre kişilik geliştirmesi filmin komik unsurları… Ama kekemelik nedense insanları çok güldürüyormuş, bunu çevredekilerin gülüşmelerinden anlamış bulunmaktayım! Nurgül Yeşilçay, meğerse yıllarca bu rolü bekliyormuş… Tüm güzelliğini bu filme katmış ve bu güzellik filme fazlasıyla yakışmış…
Sonuçta karşımızda kadınların ağır bastığı, akıllarını, bedenlerini, güzelliklerini ortaya serdikleri bir film var. Erkekler bu kadınlar dünyasında fazlaca ezikler… Haluk Bilginer, Hacivat ve Karagöz’deki filmine benzer bir rolde karşımıza çıksa da, çılgınlığı bir kat daha katmerlenmiş duruyor… Sonuçta amaç eğlendirmekse Ezop bunu başarmış gibi görünüyor.