Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Editoryal için yazacaklarımı düşünürken gündemin bir ay önceyle hiç bir farkı olmadığını gördüm. Yine hiç Türk filmi yok. Her hafta bir tane büyük bütçeli yabancı bir film giriyor. Şirketler ise ellerinde kalan küçük ölçekli filmleri birer ikişer vizyona sokuyorlar. Setlerdeyse inanılmaz bir hareketlilik var. Herkes film çekiyor. Belki önemli olan ve konuşulması gereken bu “Herkes film çekiyor” sözü. İlk filmini çeken yönetmen sayısında bu yıl rekor kıracağımızı düşünüyorum. Bu duruma ne kadar eleştiri getirmek gerektiğini de tam kestiremiyorum. Yeni solukların Türk sinemasına bir şeyler katacağını düşünüyorum. Ama neyi ne kadar götüreceğini de düşünmek gerekir. Kalitesiz yapımların izleyicide oluşturacağı yılgınlık önemli mesela. Türk filmine özel ilgi gösteren izleyicinin bu duygusunu sömürmek anlamına gelir mi bu kadar fazla yapım. Özellikle bir çok konuyu işlemek için çorba haline gelmiş yapımlar, gişe hasılatı için avam olan bir sinema dili izleyiciyi ne kadar yıpratacak? Bunlar hep cevabı düşünülmesi gereken konular. Türk sineması yükseliyor derken yüksekten yere çakılmanın acısının daha büyük olduğunu hatırlamalıyız diye düşünüyorum. Yine de sözümüzün başında dediğimiz gibi bu durumun zararlı mı yoksa yararlı mı olduğunu çok iyi kestiremiyoruz. Belki bu kadar fazla üretim yepyeni isimleri ortaya çıkaracak ve ilk filmlerinde olmasa bile ikinci, üçüncü üretimlerinde kaliteli yapımlar sunacaklar bize.
Cinedergi özelinde Ağustos ayına gelirsek dar bir içerikten dolu dolu bir dergi çıkardık size. Ahmet Boyacıoğlu’nun ilk filmi olan Siyah Beyaz projesine katılan son isim Derya Alabora sorularımıza içtenlikle cevap verdi. Bir diğer röportaj konuğumuz ise Muro karakteri ile fırtınalar yaratan Mustafa Üstündağ oldu. Onunla da Abimm filminin setinde bir sohbet yaptık. Bu ayın en büyük bütçeli iki filmi G.I Joe ve Soysuzlar Çetesi sayfalarımız arasında değişik yönleriyle yer buldular. Mesela G.I.Joe’nun kötü kahramanını canlandıran Sienna Miller merak edilen yönleriyle Portre sayfamızda. Soysuzlar Çetesi ise film şirketinin geniş basın bülteninden sizin için seçtiğimiz bilgilerle sırlarını açık edecek. Banu Bozdemir’in yorumuyla tecavüz filmleri dosyası okunmaya değer bir çalışma. Fırat Sayıcı da İspanyol iç savaşını anlatan filmleri yorumluyor bu sayımızda. Kerem Akça ise korku türünü kendi özel tarzıyla dosya haline getirdi. Akça askerlik sebebiyle kısa bir ara verecek yazılarına. Ama hem onun yazılarına tutkun olanlar hem biz çalışma arkadaşları dört gözle bekleyeceğiz dönüşünü. Sonuçta dört beş ay göz açıp kapatıncaya kadar geçer gider. Dergimizin bir diğer önemli kalemi Ali Ulvi Uyanık ise 18+ köşesinde kışkırtıcı yazılarına devam ediyor. Özellikle Benim Oyuncularım sayfasında çok da popüler olmayan ama oyunculuk ve sinema adına unutulmaması gereken isimler Uyanık’ın dikkatinden kaçmıyor. Kritik sayfalarımızda ise Alper Turgut’tan İstanbul Film Festivali’nin en beğenilen filmi Zift, Halk Düşmanı, Harry Potter filmelirinin eleştirilerini bulacaksınız. Vizyondakiler, Pekyakında gelecek müthiş filmler, Türk ve dünya sinemasının nabzını tutan haberler, DVD’ler ve daha neler neler…
