ABD ordusu her robotu yener
Bu hafta vizyona giren Transformers: Yenilenlerin İntikamı 147 dakika süresince sizi yerinize çivileyecek. İyi robotlarla kötü robotlar arasındaki savaşa ABD ordusu da katılıyor
Shia LaBeouf’un başrolünü oynadığı Transformers 2007 yılında vizyona girince izleyici tarafından büyük beğeniyle karşılandı. 80’lerin çizgi dizisinden uyarlanan film iyi kalpli robotlarla kötü kalplilerin dünyanın üzerine oynadıkları savaş oyununa odaklanmıştı. Son dönemlerin Hollywood’ta kabul gören ismi Shia Labeouf belki de en iyi performanslarından birini Transformers’ta göstermişti. Üstelik 2007 yapımı olan bu film Megan Fox gibi güzeller güzeli genç bir yıldızı da gündemimize soktu. Açıkçası Kızılderili ve İskoç melezi olan güzel yıldız Transformers serisinden de çok iyi yararlandı. Şu an beş yeni projede birden yer almakta. 2010 yılı onun olacak ve birçok filmde seyredeceğiz Megan Fox’u. Bu hafta vizyona giren Transformers: Yenilenlerin İntikamı birincisi kadar ilgi çekici bir yapım. İlk bölümü 150 milyon dolar olan filmin bu 147 dakikalık ikinci filmi tam 200 milyon dolar bütçeye sahip. Böyle bir bütçe ile tabii mükemmel çekimler ve bilgisayar efektleri filmi daha da seyredilir kılıyor. Geçen bölümden hatırlayacağımız iyi robot olan Autobotlar Optimus Prime, Bumblebee kötücül olan Decepticonlar, Megatron, Scorponok bu filmde de yer alıyor ve büyük bir savaşa giriyorlar. Decepticonlar’ın lideri olan Megatron hayata geri dönüyor ve kendisinden daha kötü olan Fallen adlı bir robota hizmet ediyor. Fallen’in ise bütün amacı dünyanın güneşini yok etmek. Shia LaBeouf’un canlandırdığı ve bu savaşın ortasında yer alan iyi robotlara yardım eden genç Sam Witwicky ise iyilerin lideri Optimus Prime ile bütün kötülere karşı ayakta kalmaya çalışıyor. Tabii yeni girdiği üniversitede edindiği arkadaşlar ve kızlar, savaştığı kötü robotlar kadar başını belaya sokmuyor değil. Bu filmin en dikkat çekici yanıysa öyküde ABD ordusuna verilen rol. Uzaydan gelen bütün kötü robotları ABD donanması, hava kuvvetleri ve özel timleri tek başlarına yeniyorlar. Filmin öyküsünün dışında çekimler ve sinema hileleriyle oluşturulan anlatım ABD ordusunu neredeyse kanatsız bir melek yapıyor. Üstelik Mısır ve Ürdün topraklarında bütün savaşlar geçiyor. Gerçek hayatta o coğrafyada yaşanan katliamları düşünürsek ortaya çıkan tezat canımızı sıkıyor. Kötü robotları yok etmek için uçak gemilerinden havlanan o jetlerin gerçek hayatta kimleri bombaladığı hepimizce malum. Hep söylüyoruz Hollywood ABD politikalarının bir takipçisi, dünya kamuoyunu etkileyip bozulan imajları düzelten bir endüstri. Hollywood’un böyle bir rolü var ve bunu fütursuzca hayata geçiriyor. Her ne kadar bu durumu eleştirsek de Türk Sineması’nın bu bağlamda Hollywood’tan bazı dersler alması gerektiğini düşünüyoruz.