Banu Bozdemir
‘Çocukluğumdan beri hep başka birisi olmak istemişimdir’ diyen, Tom Hanks gibi olmak istediği için Hanks’in tahtına aday gösterilen ve hızla yükselişe geçen, henüz 1986 doğumlu bir velettir kendisi desek yanlış laf etmiş olmayız… Transformers serüveniyle ayyuka çıkan ‘ünlülük’ kapasitesi ikincisiyle daha da cilalanacak gibi duruyor…
Tam Adı Shia Saide Labeouf… Shia gerçek aksanlı ‘hiya’ diye okunuyor ve ismine gizemli bir hava katıyor. Filmi çok da fazla geri sarmadan Labeouf’un aile işlerine dalalım… Ailenin tek çocuğu, anne baba ayrılınca sırtına büyük maddi ve manevi sorumluluklar yüklenenlerden. 12 yaşından itibaren çalışmış ve düzenli okula gidememiş. Ama bu hayatının belki de ilk gurur kaynağı olmuş. Üniversiteye gitmemesine verdiği cevap ise bir hayli çarpıcı… ‘Aslında gitmek istiyordum ama Steven Spielberg başka türlüsüne karar verdi. Daha fazla film yapmamı istedi. Böyle bir durumda kalkıp da Spielberg gibi birisine, “Hayır Steven, sizinle birlikte film yapmayacağım. Sınıflarda film eğitimi alacağım ve sizin biyografinizi okuyacağım” diyecek halim yoktu’ diyor ve koca bir alkışı bizden ve izleyicilerinden hak ediyor!
Aileye para kazandırma amaçlı stand up’lar yapan ve oyunculuk özentisi olmadan rol kesen Labeouf ilk defa Holes filmindeki Stanley rolüyle ünlü oldu, ve oyunculuğu bir kariyer olarak hissetmeye başladı. Constantine’de Keanu Reeves’in gölgesinde kaldıysa da ‘Hayatındaki Azizleri Keşfetme Kılavuzu’nda serserilikle yaşamı algılamak arasında kalan bir genç kıvamındaydı. Transformers öncesi biraz ‘Şüphe’ ona iyi gelen bir deneyim oldu. Ardından Michael Bay’ın kanatları altında robotlar gezegenine uzandı ve bir anda patladı… Kartal Göz’de çaresiz bir rehine, Indiana Jones da giderek efsaneleşen bir ekibin parçası oldu… Önünde uzun yıllar var ve Transformers’ın bu ay vizyona giren devam filminde yine başrolde… Piramitlere uzanan serüvende Transformers’ın kökenlerine uzanıyor ve sinema şovunun parçası oluyor ama yine de kendini bir rock yıldızı olarak görüyor!