Fırat Sayıcı
Oscar töreninde muhabirlik yapan Whoopi Goldberg, yakaladığı ünlüleri sorularıyla köşeye sıkıştırmaya devam ediyor…
Whoopi Goldberg: Birkaç soru soracağım vaktin var mı?
Sean Penn: Hayır hiç vaktim yok. ABD, Irak’a girmeden bişiler yapmam lazım. Politik filmler çekmek, vatandaşlıktan çıkmam falan lazım.
Whoopi Goldberg: İyi de, ezeli düşmanın Bush çoktan gitti Beyaz Saray’dan. Obama geldi. Hatta sırf bu yüzden sana bu akşam en iyi oyuncu Oscar’ı vereceklermiş diye söylentiler var.
Sean Penn: Yanılıyorsun. O söylentiler doğru ama Bush’tan dolayı değildir. Olsa olsa artık Amerika’da her üç erkekten biri gay olduğundandır. Malum son filmim Süt’de bir eşcinseli canlandırıyorum. Bu arada 5 papelin var mı? Sanırım cüzdanımı düşürdüm yada çalındı.
Whoopi Goldberg: Olsa dükkan senin. Malum, kriz var. Hadi başarılar sana. ( Sean Penn’in yanından ayrılır, birkaç sıra arkada Mickey Rourke’u görür) Hey, Mickey! Selam.
Mickey Rourke: Selam Goldi.
Whoopi Goldberg: Oscar’ı Sean Penn’e vereceklermiş gibi duydum.
Mickey Rourke: (Whoopi’nin kulağına eğilerek fısıldar) Biliyor musun Goldi, eğer böyle bişi olursa Sean’i cehenneme yollayacağım.
Whoopi Goldberg: Ooo! Burası kızışacağa benzer sayın seyirciler.
Bu sırada tören başlar. Sahneye Hugh Jackman gelir. Herkes alkışlamaktadır. Önce vasat sesiyle birkaç müzikal parçayı okur. Bazı seyirciler kulaklarını tıkar.
Hugh Jackman: Herkese merhaba! 2009 Oscar’larına hoş geldiniz. Hemen bir espriyle başlayayım. Whoopi Goldberg’in hayaleti buralarda dolaşıyor, haberiniz olsun! (Kimse gülmez) Ne o, komik bulmadınız galiba.
Whoopi Goldberg: (Salonun ortasında bağırır) Hey, ben buradayım ve hala ölmedim seni aşağılık herif.
Hugh Jackman: Vay vay vay. Bakın burada kimler varmış. Selam Whoopi. Seni göremedim. Neden o siyah kadifeyi giydin. Daha iyi görünebilmek için mi?
Bu sırada içeri FBI görevlileri girer. Hugh Jackman’ı tutuklamaya ve susturmaya kalkışırlar.
Ortalık birbirine girmiştir. Koşanlar, bağıranlar, ağlayanlar…
Whoopi Goldberg: Evet sayın seyirciler. İnanılmaz bir olay oldu. Hugh Jackman’i tutuklamak için içeri onlarca FBI ajanı girdi. Sanırız sebebi benim zenci olmam ve Obama’nın başkan olması. Bilmiyorum hem kafam hem de ortalık karıştı. Hayır Mickey yapma. Ahhh! Sayın seyiriciler, Mickey Rourke, koltukların üstüne çıkıp bir güreşçi edasıyla Sean Penn’in üstüne atladı. Salonda bulunan George Michael, Elton John ve Robin kılığında maskeli bir adam Sean’i kurtarmaya çalışıyorlar. Leonardo Di Caprio, Yahudi olmamak için vazgeçtiği sevgilisini yalnız bırakıp, Penelope Cruz’un arkasına geçti ve dünyanın kralı benim diye çığlıklar atıyor. Kıyafetine bastığı için Leo’yu tokasıyla öldürmeye kalkan Penelope’yi ise Javier Bardem zaptetmeye çalışıyor. Aman tanrım. Orada neler oluyor? Jennifer Aniston, Brad’in kolundan Angelina Jolie’yi kaptığı gibi, saçlarını yolmaya başladı. Şu an ikisi saç saça birbirilerine girdiler. Brad Pitt ve en yakın arkadaşı George Clooney, Angelina üstüne çevredekilerle bahse girdiler. FBI ajanları bir yandan da Slumdog Millionaire’in Hint’li ekibini, özellikle de çocukları kovalıyorlar. Çünkü aldığım bilgiye göre gece boyunca süren cepçilik olaylarının müsebbibi onlar çıktı. Bu kadarına da pes diyorum. Adrien Broody, birdenbire sahneye çıktı ve bu sene de birilerini öpmem lazım deyip Hugh Jackman’in dudaklarına yapıştı. Evet sayın seyirciler, bu rezaleti daha fazla ekranlarınıza taşıyamayacağız. 2010 Oscar töreninde görüşmek üzere! Ha, bu arada… Buradan yetkililere sesleniyorum. Töreni seneye bana sundurun aşağılık herifler!!!