En yakışıklı vampir ile en güzel kızın aşkı
ABD ve Avrupa’yı sarsan romantik gerilim filmi Alacakaranlık-Twilight bu hafta vizyona girdi. Sinemada gelecek 10 yılın kraliçe ve kralını görmek için kaçırılmaz fırsat
Türkiye’de ne yazık ki Batı mantığında bir edebiyat tüketimi yok. Daha doğrusu roman okuma alışkanlığı sinema izleme alışkanlığıyla birbirini tetiklemiyor. Mesela bu haftanın en iyi filmi Alacakaranlık’ın uyarlandığı roman ABD’de 40 haftadır en çok satanlar listesinin başında yer alıyor. Stephanie Meyer’ın yazdığı Alacakaranlık yurtdışında bir fenomen. Bu kitabın filme çekileceği duyulduğu zaman filmin başrollerinde kimlerin yer alacağı merak konusu oldu. Yapımcılar öyle iki seçim yaptılar ki turnayı gözünden vurdular diyebiliriz. 18 yaşındaki Kristen Stewart, “Panic Room” ile başlayan başarılı filmler serisinin sonunda Alacakaranlık’ın başrolünü kaptı. Gelecek 10 yılın en önemli ismi olacağına inancımız tam. Gizemli yüzü, derin bakışları ve bağımsız filmlerin diline uyan müthiş oyunculuğuyla filmin başarısında büyük rol oynuyor. Stewart’ın aşık olduğu vampir rolünde ise “Harry Potter, Ateş Kadehi”nde Cedric Diggory’i canlandıran Robert Pattinson romandaki karakteri müthiş bir başarı ile filme aktarmış. Karizmatik ve farklı bir yakışıklılığa sahip Pattinson, Stewart ile öyle bir ikili oluşturmuşlar ki tüm zamanların en başarılı aşk filmi Love Story’daki Ali Mcgraw ve Ryan O’Neal’a taş çıkartıyorlar neredeyse. Bram Stoker’ın Dracula’sında yer alan vampir ile bir insanın imkansız aşkını anlatan Alacakaranlık tabii ki Drakula’dan çok daha naif bir düzlemde ilerliyor. Ama etkileyiciliği hiç de azımsanacak gibi değil. Romantizm ve imkansız aşklar kategorisinde en üst sıraları hedefleyecek bir hikayeye sahip Alacakaranlık. Bu anlamda Romeo ve Juliet’in hikayesini de anımsatan filmin iki başrol oyuncusu dışında diğer karakterler de başarılı. 2007 yapımı “Feast of Love”dan hatırlayacağımız Stewart’ın babası rolünü oynayan Billy Burke bunlardan biri. Anne babası ayrı olan Isabella babasının yaşadığı kasabaya gider. Uzun yıllardır babasıyla beraber olmamıştır. Yeni okul ve arkadaşlar zaten toplumun geneliyle çok da uyumlu olmayan Isabella için sıkıcı deneyimlerdir. Fakat bütün kalabalık içinde Edward Cullen ile karşılaştığında her şey değişecektir. İnsan olmanın sıcaklığını bir vampire duyduğu aşkın ateşine tercih eden Isabella ile onun kanına susamışlığını aşkının sıcaklığına tercih eden vampir Edward’ın hikayesi artık başkalaşmıştır. Birbirlerini bulan iki sevgili bu imkansız aşkları için her şeylerini feda etmeye hazırdırlar. Bütünüyle maddileşen hayatımızın böylesi basit bir hikaye ile sarsılması ne garip. İnsanlık geçirdiği her türlü çirkin değişime rağmen aşka duyduğu ihtiyacı bastıramıyor. Belki de onun için Alacakaranlık’ın romanı 40 haftadır en çok satanlar listesinin başında ve belki de bu yüzden bu hafta bu filme gitmelisiniz.