Fırat Sayıcı
Görünen köye yalancı kılavuz…
Son yıllarda dünya siyaset ortamını alevlendiren Ortadoğu sorunu, tüm sinemaseverlerin de bildiği üzere artık Hollywood’un gözde platolarından… Sinemayı her daim iyi bir propaganda aracı olarak kullanabilmiş Amerika, ara sıra da olsa, kendi öz eleştirisini yapan Hollywood’la karşı karşıya kalıyor. Bunun son örneklerinden biri de “Krallık” idi. Şimdi ise karşımızda yeni bir film var; “Yalanlar Üstüne”. Orijinal adına sadık kalan bir tanımlama yapacak olursak, yalanların vücut bulmuş halini gözler önüne seren bu film, Wall Street Journal için çalışan araştırmacı gazeteci yazar David İgnatius’un sıkı bir roman uyarlaması. Yazar, geçen ay ülkemize konuk olarak bir basın toplantısı da düzenlemişti. Kitabı beyazperdeye aktaran isim ise, usta yönetmen Ridley Scott.
Yalan söyleme, aldanma, aldatma, inanmama, paranoya, belirsizlik ve güven sorunu… Filmin izleyiciye geçirdiği bu minik psikolojik travmalar, 128 dakikalık uzunluğuna rağmen filmi sonuna dek heyecan ve merakla izlemenizi sağlayan unsurların başında geliyor. Ardından da Ridley Scott’un, o alışılageldik usta işi, ritmi ve aksiyonu bol kamerası ve dinamik kurgusu… Ridley Scott, aynı zamanda Oscarlı “Köstebek”in de senaristi olan William Monahan’ın elinden çıkma senaryoyu peliküle işlerken, zaman zaman sakin, çoğu kez de panik atak stiller kullanıyor. En büyük yardımcıları ise başrol oyuncuları… İlk kez Scott’la çalışan Leonardo Di Caprio, anlaşılan o ki, yönetmenin dinamizmini sette çabuk yakalamış ve karakterine yansıtabilmiş. Richard Ferris rolündeyken elinden geleni ardına koymuyor ve yukarıda bahsettiğimiz duyguları seyirciye çabuk geçiriyor. Russel Crowe hakkında söylenecek fazla ve yeni bir şey yok. Scott’un isteği üzerine filmden önce 23 kilo alarak, rahat ve dingin bir karakterle filme ivme kazandırıyor. Dikkati çeken belki de en önemli oyuncu, Ürdün’lü istihbarat şefi Hani’yi canlandıran İngiliz oyuncu Mark Strong. Esmerliğinin de verdiği etkiyle yılların Ürdün’lüsü gibi görünen oyuncu soğukkanlı rolüyle inandırıcılığını koruyor, usta oyuncuların karşısında devleşiyor.
Ortadoğu’da birçok önemli ülkeyi mekan olarak kullanan “Yalanlar Üstüne”nin küçük bir bölümü de Türkiye İncirlik’te geçiyor. CIA’in işgüzarlığı sonucu İncirlik’te büyük bir patlama oluyor ve bu sayede aranan hedef görünür hale geliyor. CIA’in iç yüzünü, şaşırtma tekniklerini, zor durumda kalınca ajanlarını nasıl ortada bırakabildiğini, bazen nasıl görüneni hemen anlayamadığını da ortaya koyan Ridley Scott, amacına ulaşmış. “Yalanlar Üstüne”, her ne kadar bazı kesimler tarafından, Amerika’ya karşı ürkek bir film olarak tanımlansa da, bu tarz eleştirel filmlerin öncülerinden biri olarak bile saygı duyulmayı hak ediyor.