Yepyeni bir yılın ilk sayısında buluştuk sizlerle. Bu sayımızda size yılbaşının anlamını tekrar hatırlatan yazılar ve filmlerle merhaba diyoruz. Öncelikle geçtiğimiz senenin sıkı bir değerlendirmesini yaptık. Dergimizin yazarları hem yabancı hem de Türk filmlerinden oluşan beş filmlik listelerini yaptılar. Her biri kendi bakış açısıyla 2008’i değerlendirdiler. 2008’e güle güle diyen çalışmalarımız bunla da kalmadı. Yılbaşı’nın manasını bize anlatan film seçkisinin olduğu bir dosya hazırladık. Belki Yılbaşı gecesini film seyrederek geçirecek sinefiller olur diye hazırlandı bu dosya.
2009’un Ocak ayı Türk Sineması adına daha önce hiç olmadığı kadar dolu. Dört haftada tam sekiz yeni Türk filmi vizyona girecek. Cinedergi’de kendine yakışan şekilde bütün bu filmleri mercek altına aldı. Yönetmenleriyle yapılan röportajlar ve özel dosyalarla size perde arkalarını getirdi. Öncelikle Süt filminin yönetmeni Semih Kaplanoğlu ve Pandora’nın Kutusu’nun yönetmeni Yeşim Ustaoğlu ile yapılan röportajların çok konuşulacağını düşünüyorum. Yeşim Ustaoğlu öyle fazla medyayla içli dışlı olan bir yönetmen değil. Fakat bizi kırmadı ve uzun bir röportaj verdi Cinedergi’ye. Pazar: Bir Ticaret Masalı ile gündemimize düşen Türk Sineması’nda Doğu Filmleri dosyamız da Banu Bozdemir’in kaleminden okunulası bir çalışma oldu. Kerem Akça ise iğneli fıçı sayılacak bir dosya hazırladı sizin için; üçlü ilişkileri anlatan bu dosyanın ilham kaynağı da kapak konumuz olan Vicky Cristina Barcelona. Fırat Sayıcı’nın bayılarak hazırladığı Rolleriyle Yaşayanlar köşesinde ise sinemanın son kadın tanrıçası Monica Bellucci var. Vaz geçilmez köşelerimiz Sindrella, Mesela Dedik, 18+ ve Kamera arkası birbirinden ilginç konularla bu sayıda emrinize amade olacak. Her sayıda dolu dolu bir içerik sunan Cinedergi’nin Ocak sayısı kendini bile aştı. İyi okumalar diliyorum…