SERDAR AKBIYIK
2008, bir on yıllık sürecin düğümlerinin çözüleceği veya düzenin farklılaşacağı bir dönemin başlangıcıydı. Dünya sineması denince istenildiği kadar tartışılsın Hollywood’un liderliği çok belirgin. Üstelik duruma göre ayar çekmesini çok iyi bilen bu endüstri son dönem yaptığı eleştirisi yüksek filmlerle kendine göre bir önlem alıyor. Alman, İngiliz ve Güney Amerika sinema endüstrileri de eleştirel bir bakış açısına sahip iyi filmler yapıyorlar. Bu noktada benim listem Hollywood’un siyasi eleştiriyi öne çıkaran filmlerinin ağırlıkta olduğu bir liste oldu. Türk Sineması ise biz gazetecilerin önceden yüklediği Yeni Türk Sineması nitelemesini daha fazla hak eden yapımlarla bu yıl kendini gösterdi. Semih Kaplanoğlu, Yeşim Ustaoğlu, Reha Erdem, Nuri Bilge Ceylan gibi ayrıcalıklı yönetmenler bu Yeni Türk Sineması’nın çerçevesini çizen filmler yaptılar. Özcan Alper, Hüseyin Karabeyoğlu ve Cemal Şan gibi genç isimler de yaptıkları üretimlerle bu yeni çizgiye destek verdi.
Yabancı
Tehlikeli Oyun (Die Welle – The Wave)
Aramızda Casus Var (Burn After Reading)
İşte Özgür Dünya (It’s a Free World)
Charlie Wilson’ın Savaşı (Charlie Wilson’s War)
Yalanlar Üstüne (Body of Lies)
Türk
Sonbahar
Issız Adam
Mustafa
Süt
Üç Maymun
Banu Bozdemir
2008 yılı için kısaca yükselişe geçen Türk sinemasının zaferi diyebiliriz… Türk sineması, yabancı filmler içinde küçücük bir noktayken, yavaş yavaş büyüdü ve sektöre ağırlığını koydu. Nitelik ve nicelik tartışması yapmadan, 2008’in özellikle son aylarının seyirci grafiğini yükselttiğini söyleyebiliriz… Kültür Bakanlığı destekleri ve festivallerde ödenen meblağlar da bu işe iyi bir destek attı… Issız Adam, tam bir nostalji patlaması yaşattı, Recep İvedik feleğimizi şaşırttı. Bu sene yabancı filmler, kitap uyarlamaları, yeniden çevrimler ve devam filmleriyle öne çıktı. 1979 yapımı Apocalypse Now, uzun versiyonuyla tekrar gösterime girme şansını bu yıl yakaladı… Çevreci filmler, Arkadaşım Tilki ve robot Vol.İ özel olarak ilgimi çeken yapımlar oldu, aborjinlere saygı niteliği taşıyan Avustralya da geç gelen selamıyla ilgiye değerdi…
Türk filmleri:
- Sonbahar
- Üç Maymun
- Gitmek
- Rıza
- Ara
Yabancı Filmler:
- 4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün
- İhtiyarlara Yer Yok
- Alexandra
- Çıkış Yok
- Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi
FIRAT SAYICI
Her şeyden önce, son beş yılın üzerine, neredeyse tek bir tuğla bile koyamayan bir Hollywood’la karşı karşıya kaldık 2008’de. Türk sineması ise nicelik olarak tutarlılığını korusa da, nitelik olarak üstündeki tembelliği hala atamadı. Derviş Zaim, Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu, Çağan Irmak, Reha Erdem, Ümit Ünal ve Yeşim Ustaoğlu gibi Türk sinemasının demirbaşları yurtdışına açılmayı yine es geçmezken, aralarına Hüseyin Karabey, Özcan Alper ve Cemal Şan gibi taze kanlar da katıldı. Recep İvedik, A.R.O.G, Mustafa, Osmanlı Cumhuriyeti, Issız Adam ve Muro gibi filmler gişenin ateşini canlı tutarak Hollywood filmlerine aman vermediler. ( Bknz. Sarışın Bond ) Şimdi Türk sinemasının tek yapması gereken, söz konusu seyirci avantajını da kullanıp, 2009 yılında daha kaliteli işlere imza atması.
İlk 5 Türk Filmi
- Üç Maymun
- Devrim Arabaları
- Issız Adam
- Ara
- Mustafa
İlk 5 Yabancı Film
- Tehlikeli Oyun
- Kan Dökülecek
- Kalpazanlar
- İşte Özgür Dünya
- Rec
ALİ ULVİ UYANIK
2008, şahsını ve politikalarını neredeyse tüm Hollywood’un yerden yere vurduğu Bush’un defedildiği bir yıldı ve gerek stüdyoların yan şirketleri, gerek bağımsızlar sayesinde, ABD Sineması dünyanın yakıcı sorunlarını -aynen dünyanın diğer sinemaları gibi- gündeme getirdi. Ben memnun kaldım. Türk Sineması ise, uluslararasında da dikkat çeken bireysel çıkışlar ve sürprizlere, hatta sinema tarihimizin en iyi birkaç filmini çıkarmasına rağmen, yine –genel olarak- suya sabuna dokunmadı. Estetiğe ihanet eden televizyon dizilerinin düşünsel tembelliğe alıştırdığı seyirciyi, sinemalara, ciddi öyküleme / tartım sorunları olan filmler –maalesef- çekti. Bir gerçek iyice su yüzüne çıktı: Sinemamızdaki en iyi filmler, maddi olanaksızlıklardan ve cesur yüreklerden süzülenler!
En iyi 5 Yerli (Alfabetik sırayla):
Devrim Arabaları
Gitmek
Rıza
Sonbahar
Üç Maymun
En İyi 5 Yabancı (Alfabetik sırayla):
4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün
Gomorra
Kan Dökülecek
Sınıf
Tanrının Vadisinde
KEREM AKÇA
Yıl içinde biyografi, korku, western ve kara film evrim geçirirken, dünya sineması ‘anime estetiği’ adlı yeni bir görsel üslup kazandı. Biyografiyi Beni Orada Arama, ana karakteri birden fazla insana bölerek farklılaştırırken, Rec: Ölüm Çığlığı ve Canavar korkuda ‘gerçeklik’ olgusuyla izleyicinin zihinsel yaklaşımını değiştirdi. İzleyiciyi pasif
konumdan aktif konuma yerleştirdi. Western, İhtiyarlara Yer Yok sayesinde; Psycho-noir alt türü ise Tabanca sayesinde kara komedi ile birleştiler. İkinci Nefes ise 40’ların siyah-beyaz kara filmlerini renkli bir estetikle
postmodernize etti. Tabii Speed Racer’ın anime estetiğini kavramını sinemamıza getirmesi bir yana; 2008 içinde Kıyamet Öyküleri, Kırmızı Balon’un Yolcuğu ve Paranoid Park’ın Godardiyen film modelinin hala yolu açık olduğunu kanıtlaması da önemliydi.
1-Uc Maymun
2-Bir tugra kaftancioglu filmi
3-Tatil kitabi
4-Ara
5-Osmanli cumhuriyeti
1-I’M NOT THERE
2-CLOVERFIELD
3-NO COUNTRY FOR OLD MEN
4-REVOLVER
5-PARANOID PARK