2374_19.tif

Zeitgeist Addendum

Hızlı düşün, görüntü ekle, iki satır yazı yaz, bir siteye yükle ve olayın küresel bir çığa dönüşmesi için saniyeleri say…

Dünyanın en bunaltıcı ama aslında en önemli meselesine, yani insanlığın gündelik yaşamına yeni bir düzen getirme iddiasıyla ortaya çıkmak, bundan 30 yıl öncesine kadar epey cesaret isteyen bir işti. Elinizde söylediklerinizi kanıtlayacak “Das Kapital” gibi ismiyle müsemma koca koca kitaplarınızın olması gerekirdi. Parmağınızla uzakları gösterip “İşte ütopya orası! Yürüyün!” demeden önce ekonomi, siyaset bilimi, tarih, sosyoloji, hatta psikolojiyi yalayıp yutmalıydınız.

O zamanlar fikir hızı henüz internetten film indirme hızına erişmemişti, “copy-paste” ise hak getire… Daha önce yazılmışları temize çekmek bile başlı başına bir zaman demekti. Fikir hızı; okuma, düşünme, yorumlama, tez üretme, yazma, basma ve dağıtmanın izlediği süreçlerin toplamına eşitti. Yani en az aylarla, genelde yıllarla ifade edilirdi.

Reality şovlarla hiç olmazsa ahalinin bir kısmını edilgen izleyici pozisyonundan çıkarıp, etkin esereklilere dönüştüren televizyonun yeni çağında ve tabii ki internet döneminde ise fikir ne ay, ne de yıl, sadece saniye hızında dolaşıma girer oldu. Hızlı düşün, görüntü ekle, iki satır yazı yaz, bir siteye yükle ve olayın küresel bir çığa dönüşmesi için saniyeleri say… “İnsan hız yeteneğini bir makineye devredince herşey değişir: Artık kendi gövdesi oyunun dışındadır ve bir hıza teslim eder kendini, cisimsiz, maddesiz bir hıza, katıksız hıza, hızın hızlığına, esrime hıza.” (Milan Kundera)

Zeitgeist filminin ikincisi olan Addendum, gerek savunduğu tezler, gerekse zaman zaman powerpoint’teki hazır imajların üç boyutlusunu andıran görüntüleriyle insanda Milan Kundera’nın tarif ettiğine benzer hisler uyandırıyor. Peki Zeitgeist’ta doğru tespitler yok mu? Çok…

Mesela Goethe’den yapılan “Kimse özgür olduğunu zanneden köleler kadar umutsuzca köleleştirilmemiştir” alıntısıyla başlayan ve İktisata Giriş derslerini andıran birinci bölüm, Amerikan merkez bankası FED’in nasıl borçtan para yarattığını anlatıyor. “Borç toplumları fethetmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silah, faiz de onun birincil cephanesidir” sözüne kim itiraz edebilir.

Ya; “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabının yazarı John Perkins’in ikinci bölümde verdiği yaşanmış örnekler…

1953 İran: Petrolün yabancı şirketelere daha pahalıya mal olmasına neden olan Musaddık rejiminin devrilip yerine Şah Penlevi’nin getirilmesi. 1954 Guatemala: Yönetime geldikten sonra yabancı şirketlerin çıkarlarına zarar veren Arbenz’in devrilip yerine şirketlerin eski pozisyonlarına dönmesini sağlayacak birinin getirilmesi. 1981 Ekvador: Ülkesindeki petrol kaynaklarının kontrolünü ele geçirip çıkartılan petrolden ABD’nin çokuluslu şirketleri yerine halkının yararlanmasını isteyen Jaime Roldos’un şaibeli bir uçak kazasında ölümü. 1981 Panama: Kanalı geri alan Başkan Omar Torrijos’un bir uçak kazasında ölümü. 2002 Venezüela: Venezüella petrolünü Venezüella halkı için kullanmaya çalışan Chavez’e CIA destekli darbe düzenlenmesi. 2003 Irak: Saddam’ı ekonomik ya da siyasi anlamda iktidardan düşüremeyen ABD’nin askerlerini yollayıp devirmesi…

 

Bunlara da itiraz etmek mümkün değil.

 

Ama bu ay içinde Fütüristler Zirvesi’ne katılmak için Türkiye’ye gelen Jacque Fresco’nun ütopyası “Venüs Projesi”ne kilitlenen üçüncü bölüm insanı epeyce pirelendiriyor. Hadi açık konuşalım bunda Fresco’nun konuk olduğu Fütüristler Zirvesi’ne Bahçeşehir Üniversitesi, yenibiris, anneyizbiz, gittigidiyor, Milliyet, Referans gibi isimlerin sponsor olmasının ve üstüne üstlük katılmak isteyenlerden kişi başı KDV dahil 850 YTL (öğrenci 650 YTL) istenmesinin payı büyük. Zeitgeist’ta “Sosyal sistem, faşist, sosyalist, kapitalist veya komünist olsun, altta yatan mekanizma, para, iş gücü ve rekabettir” diye konuşan Fresco Türkiye’ye gelecek, biz de dinlemek için 850 YTL vereceğiz… Hadi canım…

 

Bunun dışında Fresco’nun kaynak bazlı ekonomi teorisi ve “Venüs Projesi” olarak adlandırdığı geleceğin şehirleri sunum şekliyle, insanların ulaşmak için uğrunda savaşacakları bir idealden çok, pazarlanmak istenen bir yaşam tarzını andırıyor.

 

Zeitgeist’ın dördüncü bölümünde “Parasal sistem, genleşmesinin teorik limitlerine ulaşıyor. Bu aralar gördüğünüz banka iflasları sadece başlangıçtır. Paranın genleşmesi duracak ve daha önce görmediğimiz derecede bir küçülme başlayacaktır. Piramit şeklindeki bir çağın sonu halihazırda başlamıştır. Bu yüzden, finansal batışın zayıflığını avantajımıza çevirerek ne olduğunu ortaya koymalıyız” dendikten sonra sosyal dönüşüm için eylem planı altı madde halinde sıralanıyor:

 

1) Citibank, JP Morgan Chase ve Bank of America’yı boykot edin. Bunlarda banka hesabınız veya kredi kartınız varsa, paranızı başka bankaya yatırın.

2) Televizyon haberlerini kapatın. Haber almak için internetteki bağımsız haber ajanslarını ziyaret edin. İnternetteki serbest bilgi akışından dolayı, kurulu düzen kontrolünü kaybediyor. İnterneti her zaman korumalıyız, çünkü bugün gerçek kurtarıcımız odur.

3) Kendinizin, ailenizin veya tanıdığınız herhangi birinin askeriyeye katılmasına asla izin vermeyin. Irak’taki ABD askerleri, ABD şirketleri için çalışıyorlar, insanlar için değil.

4) Enerji şirketlerini desteklemeyi bırakın. Müstakil bir evde yaşıyorsanız, şehir şebekesinden çıkın. Evinizi temiz enerji ile kendi kendini idare edecek hale getirmenin yollarını araştırın. Araba kullanıyorsanız, bulabildiğiniz en küçük arabayı alın.

5) Politik düzeni reddedin. Demokrasi aldatmacası zekamıza hakarettir. Parasal sistem içinde asla gerçek bir demokrasi olmamıştır, olmayacaktır. Aynı şirketler tarafından yönetilen iki partimiz var.

6) Harekete katılın. www.thezeitgeistmovement.com’a girin. Bize sosyal değişim için yaratacağımız, dünyanın daha önce hiç görmediği büyüklükteki kitle eylemi için destek olun.

 

Bir çağın sonuna gelinmiş ve biz evde oturup internete girmeye devam mı ediyoruz?

 

Hah işte tam burada 70’li yıllardan çıkıp gelen, “Evde oturamayacaksın dostum / Ekranın karşısına geçip ayaklarını uzatamayacaksın” diye başlayan ve Chavez belgeseline de adını veren “Devrim Televizyon Yayınlanmayacak” şarkısını üç kıta halinde Zeitgeist’a uyarlayıp ithaf etmenin zamanıdır:

 

evde oturamayacaksın dostum

bilgisayarın karşısına geçip kulaklıklarını takamayacaksın

youtube senin, facebook benim gezemeyeceksin

torrentten film indirmeye başladığında bira almaya koşamayacaksın

çünkü devrim internetten yayınlanmayacak

 

devrim internetten yayınlanmayacak

explorerın son sürümü tarafından desteklenmeyecek

ad-awareleri olmadan indirebileceğin bir dosya paylaşım programı olmayacak

devrim internetten yayınlanmayacak

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.