Cem Yılmaz yaptı yapacağını

Büyük merakla beklenen A.R.O.G. bu hafta vizyona girdi. Artık Türk sinemasında ne G.O.R.A’nın ne de başka bir yeni nesil komedi filminin sözü edilmeyecek. Cem yılmaz yapmış yine yapacağını…

Cem Yılmaz Türk komedi dünyasının tartışılmaz lider ismi. G.O.R.A ile gişe rekorları kırdı. Sinema eleştirmenlerinden farklı tepkiler aldı. İkinci filmi Hokkabaz ise bu sefer eleştirmenler tarafından beğenildi ama gişesi G.O.R.A kadar büyük olmadı. Sonra A.R.O.G’u duyduk. İlk önce beş dakikalık kısa filmleri gösterildi sinemalarda. Onlar bile internetten en çok indirilen fragmanlar oldu. Herkes gibi biz de büyük bir merakla bekledik. Hatta filmin çekimlerine Afyon’a gittiğimizde Cem Yılmaz yine de ağzını ve setini sıkı tutmuştu. A.R.O.G’un setine yaptığımız iki günlük gezi bile merakımızı tatmin etmemişti. Sonunda filmi seyrettik. Bu sefer Cem Yılmaz hedefi tam on ikiden vurmuş. Filmin daha ilk sahnesinde teknik kalitesi ortaya çıkıyor. Burada Cem Yılmaz ile beraber yönetmen koltuğuna oturan Ali Taner Baltacı’nın ve görüntü yönetmeni Soykut Turan’ın da hakkını vermeliyiz. İşte bu film yurt dışında Türk sinemasını hakkıyla temsil eder. Tabii bu bazılarına ters gelebilir. Çünkü sinemamızın yurt dışında övgü ve ödül alan örnekleri farklı içeriklere sahip filmler oldu hep. Yılmaz Güney’den, Nuri Bilge Ceylan’a Avrupa sineması tadında filmler. Sinemanın eğlence yönünü biraz es geçen ama sanatsal yanı insanı etkileyen filmler. Halbuki A.R.O.G tam da Hollywood tarzı popüler bir komedi. Bilgisayar efektleri olsun, kurgusu olsun Hollywood ile yarışacak bir film. Bu bazılarımızın pek de önemsemediği yapı bence tam tersine Türk sineması için çok da önemli. Çünkü bizim sinemamızın en önemli eksiği bu teknik alt yapı aslında. Özellikle komedi söz konusu olduğunda çok çeşitli zenginlikler taşıyor bu topraklar. Cem Yılmaz’ın A.R.O.G’da canlandırdığı iş bitirici Arif gibi zenginlikleri var bu toplumun. Bu adamlar içimizde yaşıyor. Komedilerini zaten hayatlarında var oluşlarında taşıyorlar. Cem Yılmaz gibi ustalar da bunları sanatla yoğuruyor, izleyicinin karşısına getiriyor. Burada problem hikayenin sinemasal olarak ne kadar başarılı beyaz perdeye taşındığı. A.R.O.G filmine ben gülmem diyen babayiğit olabileceğini sanmıyorum. Cem Yılmaz’ın her daim bizi çılgınlar gibi güldüren iş bitirici karakteri burada da karşımızda. Ve tabii onun ölümcül düşmanı Logar. Cem Yılmaz gibi bir isimle karşılıklı oynayıp ta altında ezilmemek zor iş. Bu noktada Ozan Güven G.O.R.A.’da canlandırdığı eşcinsel robot tiplemesi kadar başarılı yeni yetme bir aşığı oynuyor. Bence ilk filmden daha başarılı ikili olmuşlar Cem Yılmaz ile. Kadronun diğer isimleri, Nil Karaibrahimgil, Özkan Uğur, Zafer Algöz, Özge Özberk filme katkıda bulunmuşlar. Hiç biri filmde eklenti durmamış. Rollerinin haklarını vermişler ve Cem Yılmaz’ın rolüne de başarıyla destek vermişler. En önemlisi bu filmin bir absürd komedi olarak algılanması. Farklı sınıflandırmalar yapıp eleştiri kılıcını bilemeye hiç gerek yok. Hani bazı filmler vardır, canınız sıkılmışken filme bakarsınız ve sizi gülümsetir. İşte A.R.O.G bu görevini layıkıyla yerine getiren bir film. Seyredin ve gülün. Filmin kısa konusuna gelince; Gora gezegeninde yaşadığı maceradan sonra yanında sevdiği kadın Ceku ile beraber dünyaya dönen Arif mutlu bir yaşam kurmuş, doğacak çocuklarının tatlı telaşı içinde yaşamını sürdürmektedir. Dünyada yaşam, mutlu bir şekilde devam ederken Gora gezegeninde de hain bir plan işlemeye başlamıştır. Logar ve has adamı Tihulu bu planın baş kahramanlarıdır. Logar, tüm evrendeki en büyük düşmanı Arif’den intikam almaya yemin etmiştir. Arif’i öldürmenin basit bir intikam olacağını düşünen Logar daha acı verici bir yöntem bulmuştur, Arif’i 1 milyon yıl öncesine göndermek… Logar’ın kusursuz planı sayesinde 1 milyon yıl önce yaşayanlar da Arif ile tanışma fırsatına sahip olacaklardır. Tarihin taşlı, topraklı sayfalarında yaşanan, iyilerle kötülerin savaşına Arif’in katılması ile artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır… Tarih kitapları yeniden yazılacak, belgeseller yeniden çekilecek, müzeler yeniden düzenlenecek…Ve insanlık tarihini yeniden yazacak…

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.