Fırat Sayıcı
Özet: Harry Potter ve arkadaşları yanlışlıkla yaptıkları bir büyü sonucu kendilerini, Hababam tayfasının arasında bulmuş, Güdük Necmi’nin kopya isteğiyle karşılaşmışlardı. Harry Potter, bu duruma şiddetle karşı çıkıyor. Hababam ise ısrar ediyor.
Harry Potter: Kesinlikle olmaz. Böyle bişi için büyü kullanamam.
Güdük Necmi: Yaparsın güzel kardeşim bal gibi de yaparsın.
Hermione: Bunu yaparsak okuldan atılırız.
Damat Ferit: Bişi olmaz be bitanem. Hem sizi kim görecek ki burada?
Külyutmaz: Evet çocuklar soruları tahtaya yazıyorum. Herkes yerine oturup kağıtlarını hazırlasın bakayım.
Ron: ( Harry Potter’ın kulağına fısıldayarak ) Harry bir an önce buradan kaçmamız lazım.
Harry Potter: İyi ama nasıl?
Güdük Necmi: Len, çilli. Ne fısıldıyorsun ba ba bakayım Harry arkadaşın kulağına. Çakallık mı geçiyor a aklından yoksa.
Damat Ferit: Külyutmaz geliyo beyler. Susun.
Külyutmaz: Şaban, sen yazmadın mı daha soruları?
İnek Şaban: Yazamadım hocam. Kalemim yok da ondan. Kaybettim galiba. Ihıhı…
Hermione, sıkılmış bir şekilde elindeki asayı sallar. Birden Şaban’ın elinde bir kalem belirir.
İnek Şaban: Aha! Meğersem elimdeymiş. Tüh Allah müstahakımı vermesin emi?
Güdük Necmi: Hah şöyle yola gelin güzelim.
Damat Ferit: ( Hermione’e doğru eğilerek ) O asa, eline de pek yakışıyor doğrusu.
Hermione: Şimdi seni bir zürafaya çevirirdim ama dua et sınıftayız.
Külyutmaz: Kızım kalk bakalım ayağa! Niye konuşup da arkadaşlarını rahatsız ediyorsun. Sınavdayız.
Harry Potter: Hocam, o sadece…
Külyutmaz: Sen sus bakayım gözlük. Ben onunla konuşuyorum.
Hermione: ( Ferit’e sert sert bakar, Ferit ben bişey yapmadım edasıyla omuz silker. ) Özür dilerim hocam. Bir daha olmayacak.
Külyutmaz: Hadi bakalım yazılıya devam.
Sınıfta genel bir sessizlik olur. Külyutmaz, her an birilerini kopya çekerken yakalayacağı umuduyla, sıraların arasında gezmeye başlar.
Ron: Harry, hadi şunlara yardım edelim de bir an önce gidelim buradan.
Harry: Peki! Ama bu iş sadece aramızda bir sır olarak kalacak tamam mı?
Hermione-Ron: Merak etme.
Harry asasını kağıdının üstünde sallar. Yavaş yavaş cevaplar belirir. Çevresindekiler şaşkındır. Güdük Necmi memnundur.
İnek Şaban: Anaaam. Valla bir yaşıma daha girdim.
Tulum Hayri: İnekler kaç yıl yaşar ki lan Şaban?
İnek Şaban: ( Ayağa kalkar Tulum’un üstüne yürür ) Senin var ya ben…
Güdük Necmi: Otur lan Şaban. Bi bi bir çuval i inciri berbat edeceksin!
Harry Potter: Şşşt. Sessiz olun. Konsantre olamıyorum.
Damat Ferit: Tamam hadi sustuk.
Bu sırada Ron asasını sallar ve Harry’nin önündeki kağıtlar kopyalanır. Sınıf mevcudu kadar kağıt oluşur.
Hayta İsmail: Hiç bu kadar yazıyla dolu sınav kağıdını bir arada görmemiştim. Vay anasına!
Son olarak Hermione asasını sallar ve Külyutmaz’ın arkası dönük olduğu zamanlarda tüm kağıtlar birer birer her öğrencinin önüne konar.
Külyutmaz: ( Durup durup arkasına dönerek ) Ulan keratalar yine bi işler karıştırıyorsunuz ama bana kül yutturamazsınız.
Güdük Necmi: Aa, ayıp ettiniz hocam. Hangi kü külü size yutturacakmışız. Koskoca Hababam’a yakışır mı hiç.
Bu sırada sınıfın içinde gri bir toz bulutu belirir. İçinden de Profesör Dumbledore belirir.
Dumbledore: Bence de size yakışmaz. ( Harry’lere dönerek ) Hele Hogwarts öğrencilerine hiç yakışmaz.
Harry-Ron-Hermione: ( Yaptıklarından utanarak ) Profesör?
İnek Şaban: Harry’lerin Kel Mahmut’u bu olsa gerek arkadaşlar.
Külyutmaz: Ne oluyor burada. Yine kopya çekmek için ne numaralar çekiyorsunuz bana. Bu sefer kandıramazsınız beni. Çıkar şu sakalı bakalım kimsin sen? ( Dumbledore’un sakalına yapışır, çekeler. )
Dumbledore: Beni düşürdüğünüz şu hallere bakın çocuklar. Düşün önüme Hogwarts’a dönüyoruz. Sen de bırak sakalımı be adam.
Dördü birden kaybolur. Ortalığı yine gri bir duman alır. Bu sırada içeri Kel Mahmut gelir.
Kel Mahmut: Ne oluyor bakayım burada. Bu ne gürültü? ( Havayı koklar ) Sigara mı içtiniz yoksa derste utanmadan?
Güdük Necmi: Gel de açıkla şimdi.
İnek Şaban: Mahmut Hocam, şimdi durum şöyle. Biz tam büyü yapıyoduk, daha doğrusu Harry arkadaş yapıyordu. Daha sonra Külyutmaz hoca sakallı amcanın üstüne atladı. Sonra da…
Bu sırada koridorda Hafize ananın çaldığı zil duyulur.
Hafize Ana: Hadi kuzucuklarım, öğlen yemeğine. Hem de sütlaç da var.
Hababam Rabarba: Allaaaah. Tutmayın beni.
Tüm sınıf Kel Mahmut’u ezercesine dışarı koşturur. İnek Şaban’da arkadan…
İnek Şaban: Bekleyin ulan eşşoleşekler. Bitirmeyin sütlacı.
Kel Mahmut ve Külyutmaz arkalarından bakakalırlar.
USTALARA SAYGIYLA…