Sinemaseverler sezonu açıyor

10 – 16 Ekim arasında Beyoğlu Emek Sineması’nda

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Nokia Nseries sponsorluğunda düzenlenen Filmekimi, yedinci yılında 10–16 Ekim tarihlerinde yine Beyoğlu Emek Sineması’nda…

Yaklaşan yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi bu yıl da Sundance, Berlin Cannes, Venedik gibi saygın festivallerde ilgiyle karşılanan ödüllü filmlerden ustaların merakla beklenen son yapıtlarına, 21 filmden oluşan programıyla 7 gün boyunca Beyoğlu Emek Sineması’nda izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Filmekimi’nde yine  her akşam 21.30 seansında Türkiye’de vizyona girmeyi bekleyen bir filmin ilk gösterimi yapılacak.

Nokia Nseries sponsorluğunda gerçekleşen Filmekimi kapsamında başlayan          Nokia Nseries Kısa Film Yarışması bu yıl da devam edecek.

 

Filmekimi ilk kez düzenlendiği 2002 yılından başlayarak İstanbullu sinemaseverlerden büyük ilgi gördü ve geçtiğimiz yıl en yüksek kapasiteye ulaşarak 30.000 kişiyle izleyici rekoru kırdı.

 

Filmekimi’nin programı, 22 Eylül Pazartesi günü “8 İstanbul”da yapılan bir basın toplantısıyla duyuruldu. Basın toplantısında konuşan Nokia Türkiye Genel Müdürü Imfred de Jong: “Paylaşımı geniş kitlelere taşıyan en popüler sanat dallarından sinema ile mobiliteyi farklı deneyimlerle birleştiren Nokia Nseries alt markası arasındaki bu birliktelik bizler için gerçekten büyük bir anlam taşıyor. Filmekimi sponsoru Nokia Nseries olarak üçüncü kez aynı heyecan ve sevinçle sizlerle birlikte olduğumuz Filmekimi’ni yürekten destekliyoruz dedi.

 

 

Filmekimi’nin medya sponsorluğunu CNBC-e, Radikal ve Radyo Eksen üstleniyor.

 

Filmekimi’nin afişlerini ve tanıtım kampanyasını ise yine Alametifarika gerçekleştirdi.

 

 

 

 

 

Nokia Nseries Kısa Film Yarışması

 

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’na başvuru için herhangi bir yaş, deneyim, tür ya da tema kısıtlaması bulunmuyor. Nokia Nseries’in “deneyim” kavramıyla bütünleşen yarışmada, günlük hayat ve deneyimler birer kısa filme dönüşüyor. Kısa filmlerin herhangi bir kameralı cep telefonu ya da dijital kamerayla çekilmesi yeterli.

 

Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’nın jüri başkanlığını bu yıl sinema ve televizyondan tanıdığımız yönetmen kardeşler Yağmur ve Durul Taylan üstleniyor. 10 Ekim – 31 Aralık 2008 arasındaki başvuru sürecinin ardından jüri iki aşamalı yarışmanın değerlendirme sürecini başlatacak. Yarışmada ilk beşe kalan finalistler birer Nokia N96 multimedya bilgisayarı, ilk üçe girenler ise para ödülü kazanacaklar. Finali 4 -19 Nisan 2009 tarihleri arasında düzenlenecek olan 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde yapılacak olan Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’nda ilk üçe kalan kısa filmler, Festival kapsamında da gösterilecek. (Ayrıntılı bilgi için: www.nserieskisafilm.com)

 

 

Filmekimi Biletleri Biletix’te…

Hafta içi gündüz seansları yine 3,50 YTL!

 

Filmekimi‘nde bilet fiyatları geçen yılla aynı. Biletler 25 Eylül Perşembe günü;

  • Biletix satış noktaları,
  • www.biletix.com,
  • Biletix çağrı merkezi (0216) 556 98 00,
  • Emek Sineması gişesinden satışa sunulacak.

 

Filmekimi’nde geçtiğimiz yıllarda büyük ilgiyle karşılanan hafta içi gündüz seanslarında (11.00, 13.30, 16.00) indirimli fiyat uygulaması bu yıl da devam edecek: Filmekimi boyunca hafta içi gündüz seansları sadece 3,5 YTL olacak.

 

Hafta içi 19.00 seansları ile hafta sonu tüm seanslar tam 12 YTL, indirimli 8 YTL olacak.

 

21.30 seanslarında yapılacak Filmekimi Galaları’nın bilet fiyatları ise 15 YTL olarak belirlendi.

 

Festival boyunca filmleri en büyük indirimlerle ve öncelikli olarak izleme şansı Lale Üyelerinin olacak. Lale üyeleri, biletlerinde %25’e varan özel indirimden yararlanabilecekler. Lale üyeleri için ön satış günleri 23 ve 24 Eylül.

 

Filmekimi gösterim saatleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30.

 

 

Ayrıntılı bilgi için : www.iksv.org/filmekimi ; www.nserieskisafilm.com

 

 

Filmekimi’nden görseller için: www.iksvpress.com/filmekimi08

 

 

 

 

Filmekimi Programında Neler Var?

 

Filmekimi Açılış Partisi

 

Filmekimi’nin ilk günü olan 10 Ekim Cuma akşamı GHETTO’da bir Açılış Partisi yapılacak. Parti, Filmekimi programında bulunan “Chelsea on the Rocks / Chelsea’de Rock” filmine ithafen bu geceyi Chelsea Hotel ve müdavimlerine ayırdı.

 

Saat 21.30’da başlayacak partide Radyo Eksen DJ’lerinden sonra saat 23.00’ten itibaren Melis Danişmend, Seha Can, Cana Çankaya, Ceylan Ertem, Bora Uzer ve Bedük sahne alacak. Solistler Chelsea Otel’de, Chelsea Otel için bestelenmiş, burada kalanlarca yazılmış, Leonard Cohen, Joni Mitchell, Tom Waits, Janis Joplin, Bob Dylan, Jimi Hendrix gibi müzisyenlerin şarkılarını seslendirecekler. Gecede solistlere Friendly Fire grubu eşlik edecek. Dileyen sinemaseverler, aynı gün 19.30 seansında Beyoğlu Emek Sineması’nda “Chelsea’de Rock” filmini seyredip ardından partiye gelebilir.

 

 

Cannes Film Festivali’nin En Çok Ses Getiren Filmleri Filmekimi’nde

 

  • VICKY CHRISTINA BARCELONA / Woody Allen

 

Woody Allen’ın Mayıs 2008’de Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapılan son filmi “Vicky Cristina Barcelona” Filmekimi’nin gala filmlerinden. Barselona’da geçen ve kadın-erkek ilişkileri, aşk, gençlik ve cinselliği konu alan bu sıcak ve eğlenceli filmin başrollerinde Woody Allen’ın gözde oyuncusu Scarlett Johansson’un yanı sıra Oscar ödüllü Javier Bardem ve Penélope Cruz yer alıyor.

 

  • KÖRLÜK / BLINDNESS / Fernando Meirelles

 

“City of God / Tanrıkent” filminin Brezilyalı yönetmeni Fernando Meirelles’in Cannes Film Festivali’nin açılışını yapan son filmi “Körlük / Blindness”, Filmekimi galalarından. Nobel ödüllü yazar José Saramago’nun dilimize aynı adla çevrilen romanından uyarlanan filmin senaryosu, 2005’te İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale için yarışmış olan “Childstar / Çocuk Yıldız” filminin yönetmeni Don McKellar’a ait. Herkesi kör eden bir salgınının hızla yayıldığı modern bir kentte salgından etkilenmeyen bir kadının öyküsünü anlatan filmin başrollerini Julianne Moore, Mark Ruffalo, Danny Glover, Gael García Bernal ve Sandra Oh paylaşıyor.

 

  • GOMORRA / Matteo Garrone

 

Filmekimi’nin gala filmleri arasında Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü kazanan “Gomorra” da var. Matteo Garrone’nin yönettiği ve birbirine bağlanan beş öyküden oluşan bu epik mafya filmi, İtalya’da kahraman kabul edilen gazeteci-yazar Roberto Saviano’nun aynı adlı kitabından uyarlanmış. “Gomorra”, Napoli’de etkin olan acımasız Camarro örgütü ve her gün kan, para ve güç gibi değerlerle saptanan kurallara uymak zorunda kalan Napolilileri konu alıyor.

 

  • SINIF / ENTRE LES MURS / THE CLASS / Laurent Cantet

 

Filmekimi programında, Festival seyircisinin “Human Resources / İnsan Kaynakları”, “Time Out / İş Yok Zaman Çok” ve “Heading South / Güneye Doğru” filmleriyle tanıdığı Laurent Cantet’nin son filmi “Sınıf / The Class” da yer alıyor. Edebiyat öğretmeni François Bégaudeau’nun yarı-özyaşamöyküsel romanından uyarlanan film, Cannes’da yarışarak Fransa’ya 21 yıl aradan sonra Altın Palmiye kazandırdı. Paris’te bir ortaokulda geçen filmde başroldeki öğretmeni Bégaudeau’nun kendisi canlandırırken filmde gerçek ortaokul öğrencileri rol alıyor.

 

  • BEŞİR’LE VALS / WALTZ WITH BASHIR / Ari Folman

 

Filmekimi’nin çok ses getirecek filmlerinden biri de İsrailli yönetmen Ari Folman’ın kendi deneyimlerinden esinlendiği filmi Beşir’le Vals / Waltz with Bashir”. Uzun metrajlı bir animasyon belgeseli olarak türünün tek örneği sayılabilecek olan bu savaş karşıtı film, geçtiğimiz Mayıs ayında Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı ve hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden büyük ilgi gördü. Beşir’le Vals, izleyiciyi yirmili yaşlarında İsrail ordusunda askerliğini yapan Ari Folman’ın gözünden 1982′de ilk Lübnan savaşına ve Sabra-Şatila katliamına götürüyor.

 

 

Usta Yönetmenlerin Son Filmleri Filmekimi’nde

 

  • PALERMO’DA YÜZLEŞME / PALERMO SHOOTING / Wim Wenders

 

Alman usta Wim Wenders’in Cannes’da yarışan son filmi “Palermo’da Yüzleşme / Palermo Shooting”, metafizik öğelerle bezeli bir gerilim. Dünyaca ünlü bir fotoğrafçının Düsseldorf’tan Palermo’ya kendini bulma yolculuğunu konu alan filmde, başroldeki Alman punk grubu Die Toten Hosen’ın solisti Campino’nun yanı sıra Dennis Hopper, Lou Reed, Patti Smith ve Milla Jovovich gibi yıldız isimler de rol alıyor.

 

  • KÜÇÜK DENİZKIZI PONYO / PONYO ON THE CLIFF BY THE SEA / Hayao Miyazaki

 

Canlandırma sinemasının büyük ustası Hayao Miyazaki’nin Venedik’te Altın Aslan için yarışan filmler arasında yer alarak büyük tartışmalar da yaratan “Küçük Denizkızı Ponyo / Ponyo on the Cliff by the Sea” de Filmekimi’nde gösterilecek. Ülkemizde özellikle “Spirited Away / Ruhların Kaçışı” ve “Howl’s Moving Castle / Yürüyen Kale” filmleriyle büyük bir hayran kitlesi edinen Miyazaki’nin sekizinci filmi, insan olmak isteyen Japon balığı Ponyo ile arkadaşı beş yaşındaki çocuk Sosuke’nin öyküsünü anlatıyor. Filmin çıkış noktası ise Andersen’in masalı Küçük Denizkızı.

 

  • ZAMANIN KÜLLERİ / ASHES OF TIME REDUX / Wong Kar-Wai

 

Büyük usta Wong Kar-wai’nin filmografisinde yer alan tek dövüş sanatı filmi 1994 yapımı “Zamanın Külleri / Ashes of Time”, antik dönemde Çin’de geçen, aşk, hafıza ve ölüm üzerine epik bir melodram. Wong Kar-wai, bu bol ödüllü filmine 14 yıl sonra geri dönerek filmin kurgusunu yeniledi, renklerini iyileştirdi, müziğini elden geçirdi ve süresini yedi dakika kadar kısalttı. “Zamanın Külleri / Ashes of Time Redux” versiyonu, ilk kez bu sene Cannes’da özel bir gösterimde izleyicilerin karşısına çıktı. Eleştirmenlerin “fırça darbeleriyle yapılan bir tablo” diyerek övdüğü filmin görüntü yönetmeni İstanbullu sinemaseverlerin yakından tanıdığı Christopher Doyle. Filmin kadrosu ise tam bir Hong Kong yıldızlar geçidi: Jackie Cheung, Maggie Cheung, Tony Leung, Leslie Cheung

 

  • CENOVA / GENOVA / Michael Winterbottom

 

Michael Winterbottom’ın son filmi “Cenova / Genova”, anneleri ölünce hayatlarında yeni bir sayfa açmak adına babalarıyla birlikte Cenova’ya yerleşen iki kız kardeşin öyküsünü anlatıyor. Hem büyümenin hem de kendilerini bulmanın zorluklarını yaşayan iki kız kardeşin hayatları annelerinin hayaletini görmeleriyle daha da karışıyor. Bu dokunaklı filmin başrolünde baba rolünde Colin Firth var.

 

 

 

 

 

 

  • LORNA’NIN SESSİZLİĞİ / LE SILENCE DE LORNA / Jean-Pierre & Luc Dardenne

 

Gerçekçi filmleriyle tanınan Belçikalı Jean-Pierre ve Luc Dardenne Kardeşler, bu kez kameralarını Avrupa’daki kaçak göçmenler sorununa yönlendiriyor. Daha önce iki kez Altın Palmiye kazanan ikili bu yıl Cannes’da Senaryo Ödülü’ne layık görüldü. Genç bir Arnavut kızın daha iyi bir yaşam için geldiği Belçika’da sahte evlilikler ve mafya ilişkileri arasında kalarak yaşadığı çelişkileri anlatan “Lorna’nın Sessizliği”nde filme adını veren Lorna rolündeki Priştina doğumlu genç oyuncu Arta Dobroshi hem oyunculuğu hem de güzelliğiyle eleştirmenlerden tam not aldı.

 

  • DAİMA MUTLU / HAPPY-GO-LUCKY/ Mike Leigh

 

Usta yönetmen Mike Leigh’in İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen “Vera Drake”ten sonra çektiği ilk filmi “Daima Mutlu / Happy-go-lucky”, Blair sonrası Londra’sında geçen, iyimserliğiyle bazen etrafındakileri bezdirebilen, otuzlu yaşlarındaki ilkokul öğretmeni Poppy’nin hikâyesini anlatıyor. Başrolü üstlenen Sally Hawkins, Berlin’de En İyi Kadın Oyuncu ödülünün de sahibi oldu.

 

  • RÜYA / DREAM / Kim Ki-duk

 

Koreli usta Kim Ki-duk, bu on beşinci uzun metrajlı filminde de yine kamerasını insan ilişkilerindeki iletişimsizliğe yöneltiyor. Hayaller, hafıza ve aşk temalarını ele alan filmin başrollerinde iki farklı dilde konuşmalarına rağmen birbirleriyle anlaşan Japon bağımsız filmlerinin vazgeçilmez oyuncularından Joe Odagiri ve Koreli Lee Na-young var.

  • EVE DÖNÜŞ / WHEN A MAN COMES HOME / Thomas Vinterberg

 

Thomas Vinterberg’in 2005’te Filmekimi’nde gösterilen “Sevgili Wendy”den sonra çektiği bu ilk film, aşk ve aile bağlarının karmaşıklığı hakkında hoş ve sıradışı bir komedi.        “Eve Dönüş / When A Man Comes Home”, yıllar sonra doğduğu küçük taşra kasabasına geri dönerek her şeyi alt üst eden dünyaca ünlü bir opera sanatçısıyla bir aşçı yamağının aşk maceralarını anlatıyor.

 

  • STANDARD OPERATING PROCEDURE / Errol Morris

 

Oscar’lı yönetmen Errol Morris’in “The Fog of War / Yüzyılın İtirafları”ndan sonra çektiği ilk filmi “Standard Operating Procedure”, Ebu Garip’te çekilen işkence fotoğrafları ve bu fotoğrafların ardından yatan işkencenin kendisine ışık tutuyor. Screen Daily dergisinin “Irak hakkındaki en iyi belgesellerden biri” olarak övdüğü bu tüyler ürpertici film, ele geçen bazı kısa filmler, yeniden canlandırmalar, ünlü fotoğraflar ve aralarında General Janis Karpinski’nin de bulunduğu hüküm giymiş Amerikan askerleriyle yapılmış röportajlarla gerçeğin peşine düşüyor.

 

 

Filmekimi’nde Bağımsız Yönetmenlerden Seçmeler

 

  • O’HORTEN / Bent Hamer

 

  1. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale jürisinde yer alan ünlü yönetmen Bent Hamer’ın son filmi “O’Horten”, Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümündeki ilk gösteriminin ardından Filmekimi’nde. Bir önceki filmi “Factotum”la da Filmekimi’ne konuk olan Hamer’ın bu son filmi ölüm temasını, 67 yaşındaki makinist Odd Horten’ın melankolik ve mizahi dünyası üzerinden ele alıyor.

 

 

 

  • CHELSEA’DA ROCK / CHELSEA ON THE ROCKS / Abel Ferrara

 

Amerikan bağımsız sinemasının usta isimlerinden Abel Ferrera, bu kez ilk uzun metrajlı belgeseliyle Filmekimi’nin konuğu oluyor. Abel Ferrara’nın, bu yıl Cannes’da özel bir seansta yarışma dışı gösterilen filmi “Chelsea’de Rock”, bohem New York’un alâmetifarikası, bir zamanlar yazarlar, sanatçılar, müzisyenler ve marjinaller için dokunulmaz bir vaha olan efsanevi Chelsea Otel’i konu alıyor. Chelsea Otel’de kendisi de konaklayan Abel Ferrara, otelin renkli tarihini müdavimi olan ünlü isimlerle röportajlar, arşiv görüntüleri ve yeniden canlandırmalarla anlatıyor. Chelsea Otel’de kalan isimler arasında William S. Burroughs, Allen Ginsberg, Jean-Paul Sartre, Charles Bukowski, Stanley Kubrick, Milos Forman, Edie Sedgwick, Tom Waits, Patti Smith, Édith Piaf, Joni Mitchell, Bob Dylan, Jimi Hendrix ve Leonard Cohen de var.

 

  • TABU / TOWELHEAD / Alan Ball

 

TV dizisi “Six Feet Under”ın yaratıcısı ve “Amerikan Güzeli”nin senaryo yazarı Alan Ball’un yazıp yönettiği ilk film “Tabu / Towelhead”, 13 yaşındaki Arap kökenli bir kızın gözünden Amerika’da ırkçılık ve bağnazlığı gözler önüne seriyor. Filmin başrolünde küçük kızı canlandıran Summer Bishil var. Oyuncu kadrosunun diğer güçlü elemanları ise Aaron Eckhart ve bağımsız sinemanın Avustralyalı kraliçesi Toni Colette.

 

  • TIKANMA / CHOKE / Clark Gregg

 

“Fight Club / Dövüş Kulübü”nün yazarı Chuck Palahniuk’un aynı adlı romanından uyarlanan “Tıkanma / Choke”, “modern aile”yi ve bencil toplum düzenini yerden yere vuran, utanmazca çarpık bir mizah anlayışıyla örülü, gayet sivri bir komedi-dram. “What Lies Beneath / Gizli Gerçek” filminin de senaryo yazarı olan deneyimli aktör Clark Gregg, yönettiği bu ilk filminde Lord Charlie rolünde de oynuyor. Oyuncu kadrosunda Sam Rockwell, Anjelica Huston, Kelly Macdonald gibi isimler yer aldığı film bu sene Sundance’de Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.

 

  • DENİZKIZI / MERMAID / Anna Melikyan

 

Anna Melikyan’ın ikinci uzun metrajlı filmi “Denizkızı / Mermaid”, Filmekimi’nin bol ödüllü filmlerinden. Moskova’nın modern yüzünü “Amelie”ye benzer bir görsel tarzla işleyen film, Sundance’te Dünya Sineması kategorisinde En İyi Yönetmen, Berlin’de FIPRESCI ve Erivan’da Altın Kayısı ödüllerine layık görüldü.

 

  • LİMON AĞACI / LEMON TREE / Eran Riklis

 

Şubat 2008’de Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyeri yapılan ve İzleyici Ödülü’ne layık görülen “Limon Ağacı / Lemon Tree” yönetmen Eran Riklis’in acı-tatlı “Syrian Bride / Suriyeli Gelin” filminin ardından çektiği ilk film. Senaryosu “Suriyeli Gelin” gibi yine Riklis ve Filistinli eski gazeteci Suha Araf tarafından yazılan bu ironik ve iyimser dramın kahramanı, limon ağaçlarını korumak için İsrail devletiyle mücadeleden sakınmayan Filistinli bir dul kadın.

 

  • DONMUŞ IRMAK / FROZEN RIVER / Courtney Hunt

 

Karavanda yaşayan yalnız bir anne, Ray, terkedilmiş Mohawk bir kadın, Lila ve New York-Kanada sınırını çizen donmuş bir nehir… Courtney Hunt’ın “Donmuş Irmak / Frozen River” adlı bu etkileyici dramı zorlu hayat şartları ile annelerin çocuklarını koruma içgüdüleri hakkında heyecanlı ve etkileyici bir dram. İnsan kaçakçılarının gerçek öykülerinden esinlenen ve çokça tartışmalara yol açan “Donmuş Irmak” bu sene Sundance’de Jüri Büyük Ödülü, Seattle’da ise Sinemada Kadın Ödülü’ne layık görüldü.

 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.