Guillermo Del Toro’nun Hellboy’u baba olmanın heyecanını yaşıyor. Bir tarafta dünya diğer tarafta aşk var. Bakalım hangisini seçecek?
Guillermo Del Toro, 2004 yılında Hellboy‘u vizyona soktuğunda fotoromana sadık kalarak Hellboy fanatiklerini çok mutlu etmişti. Üstelik Ron Perlman gibi o dönem için çok da ortalarda olmayan bir isimde ısrar ederek doğrusunu yaptı. Perlman’ın müthiş performansı insanlık için bir umut olan cehennem zebanisini izleyici için bir melek mertebesine ulaştırdı. Fotoromanın karakterleri Del Toro’nun müthiş hayal gücü ile etkileyiciliklerini bir kat daha arttırmıştı. Daha sonra başarılı filmin ardından devam bölümünü bekler oldu izleyici. Bu arada Del Toro Pan’ın Labirenti‘ni çekti ve ününe ün kattı. Pan’ın Labirenti yönetmenin şu ana kadar kariyerindeki en iyi film olarak zirveye oturdu. Böylece Hellboy‘un devam filmi için beklentiler daha da arttı. Sonunda ilk filmdeki kadro korunarak Hellboy 2: Altın Ordu çekildi. Bu hafta vizyona giren filmin bir değişim geçirdiğini söyleyerek işe başlamak gerekir. Bilindiği üzere Hellboy Naziler’in dünyayı ele geçirmek için cehennemden çıkarttıkları minik bir zebani. Fakat dünyaya geldiği anda Amerikan ordusu Almanlara baskın yapıyor ve Zebani’yi kurtarıyordu. CIA benzeri bir örgütün kurucusu olan profesör, minik Hellboy’u büyütüyor, onun sevgisi cehennemden gelen Hellboy’u insan dostu yapıyordu. İnanılmaz etkileyici ve benzerlerine nazaran derinlikli bir hikayeye sahip olan Hellboy devam filminde ne yazık ki sığ bir konuya hapsedilmiş. İlk filmden de hatırlayacağımız Selma Blair’in canlandırdığı Liz karakteri Hellboy’un muhterem sevgilisi. Her ne kadar aralarındaki imkansız aşk Hellboy’u ümitsizliğe gark etmiş olsa bile bu bölümde Liz’in Hellboy’dan bir bebek beklediğini öğreniyoruz. Sinirlendiği veya kendini tehlikede hissettiği an bir alev topuna dönüşen insanlığı yok etmek isteyen Elf ırkıyla savaşta sevgilisine omuz veriyor. Bu arada Dog Jones’un canlandırdığı balık adam Abe de, gaddar ELF prensi Nuada’nın kardeşine aşık olmuştur. Hellboy ve Abe aşk acısı çekerken dünyaya sahip olmak isteyen Elf kavmi hain planlarını işletmektedirler. Guillermo Del Toro hayal gücünün sınırlarını zorlamış ve sanki yıkılan bir su bendi gibi yaratıcılığının altında orijinal Hellboy’u yerle bir etmiş. Karakterleri yaratırken Pan’ın Labirenti‘ndeki bütün karakterleri Hellboy’a koymuş. Böyle olunca perdede Hellboy’u mu izliyoruz yoksa Pan’ın Labirenti‘nin devam filmini mi anlayamıyoruz. Halbuki Del Toro bizim büyük saygı duyduğumuz bir yönetmen. Küçüklüğünde annesini kaybedince fanatik dindar olan babanesi tarafından büyütülmüş. Bu fanatiklik o derecelere varmış ki ergen Del Toro’nun çizdiği yaratık resimleri yüzünden babanesi iki kere şeytan çıkarma ayini düzenlemiş Del Toro için. Böyle ilginç bir geçmişi olan yönetmenin iş kazası yaptığını düşünüp gelecek filmlerini beklemekten başka çaremiz yok.