Annemin Yeni Sevgilisi
Fırat Sayıcı
Her telden, ama akordu yerinde…
Meg Ryan sevenler! Gözlerinize inanamayacak, şaşıracak, hayal kırıklığına uğrayacak ve zaman kavramının ne olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Meg Ryan’ın dudaklarındaki hafif jokerimsi ifade, kafanızdaki Meg Ryan imajını bir hayli zedeleyip filme konsantre olmanızı bile zorlaştıracak. Abarttığımızı düşünüyorsanız, filmi seyredip kendiniz karar verin.
FBI’da çalışan Henry, iş için gittiği görevden üç yıl sonra geri döndüğünde annesini bıraktığı gibi bulamaz. Onlarca kilo vererek fit olan annesi Marty, yaşam tarzını da sonuna kadar değiştirmiştir. İtalyan bir aşçıdan, 20 yaşlarında Harley’ci bir gence kadar, birçok erkeği peşinden sürükleyebilecek çekicilikte, seksi bir ‘mature’ haline dönmüştür. Henry bir yandan annesindeki bu değişime alışmaya, bir yandan da kendi departmanında çalışan nişanlısıyla evliliğe doğru giden yola odaklanmaya çalışırken, tüm bunların üstüne bir de Tommy adlı, ne idüğü belirsiz bir Kazanova çıkınca işler sarpa sarar. Tommy’nin azılı bir suçlu olduğunu ve bir an önce Tommy’e aşık olan annesini ondan uzaklaştırması gerektiğini düşünen Henry iki arada bir derede kalır. Filmin sonunda ise, burada söylersek tüm sürprizinin kaçacağı bir sırla yüzleşen Henry ve çevresindekiler rahat bir soluk alacaktır.
“Annemin Yeni Sevgilisi”, saat gibi işleyen dakik senaryosu, usta oyuncuları ve Hollywood kurallarına tamamıyla uyan standart yönetimiyle izleyenlere keyifli dakikalar vaat ediyor. Filmin belki de tek kusuru, bu alışıldık çizgisi. İşte bu yüzden de, belli bir noktadan sonra, bir sonraki adımı rahatlıkla tahmin edebileceğiniz bir valse dönüşüyor. Meg Ryan’a dönersek; onun için her Hollywood aktrisinin özellikle 40’lı yaşlarından itibaren yaşadığı ve sistem içinde, daha iddiasız roller yazılarak kariyerlerinin sürdürülmesini sağlayan, “Ah, ah eskiden o kadın neydi be?” sendromunun yeni üyesi olmuş diyebiliriz. Yakında “Kadınlar” filminde aynı sorundan muzdarip kader arkadaşlarıyla da izleme şansı bulacağımız Ryan, umarız geçirdiği estetik operasyonları azaltarak bitirir. Biz seni böyle de seviyoruz Megi!
Kısaca diğer başrollere de deyinelim… Antonio Banderas, bir memur edasıyla, içine zaten çok fazla bir anlam katamayacağı Tommy karakterini aksatmadan hallediyor. Bundan sonra ( Sanırız Hellboy’daki rolünden etkilendi ) daha vamp rollerde oynayacağını açıklayan Selma Blair, en zayıf karakter olarak seyirciye kaçamak bakışlar atıyor. Henry rolündeki Colin Hanks ise, en zor durumlarda, arada kalan ve herkesi aynı anda idare etmesi gereken bir rolün kolay olmadığını ve usta oyuncularla çalışmanın getirdiği sorumluluğu sürekli hissettiriyor seyirciye. Ama onun bu panik hali bile zaten rolüne gerçekçilik katıyor.
Evet, karşımızda her telden çalan, birçok ana türü barındıran hazır çorba bir senaryo var. Üç şablon kol kola üstümüze gelirken, içlerinden beğendiğimizi alıp, kendi hikayemizi o pencereden oluşturabiliyoruz. Şablonlar o kadar mantıklı bir griftlik taşıyor ki, birini çıkartırsanız çatı yıkılacak gibi gözüküyor. Bu akortlu teller, filmin tınısını bozmayarak seyirciyi sıkıntının pençesine itmiyor.
Sonuç olarak aksiyon, polisiye ve romantik-komedinin kararında dozlarla iç içe ilerlediği “Annemin Yeni Sevgilisi”, Meg Ryan fanları ve sinema salonlarında yatıp kalkanlar hariç herkesi memnun edebilecek seviyede.