Biri, uğruna yaşadığınız herşeyi elinizden alırsa…geri almak için ne kadar ileri gidersiniz? Sorusunun cevabı Jodie Foster’ın oynadığı Flight Plan’de saklı. Bu filmin hangi şartlar altında,ne kadar bütçeyle ve hangi kamera açılarıyla çekildiğini merak ediyorsanız bütün bu bilgileri sizin için topladık. Gelin hep beraber Flight Plan’ın kamera arkasına doğru yolculuk yapalım.
Yapım aşaması…
Hikayenin ortaya çıkış amacı oldukça enteresan.Yakından inceleyelim. Bir varmış bir yokmuş Los Angeles Havaalanı güvenliğinde çalışan bir adamın oğlu uçaktayken kaybolmuş. Sonra ne mi olmuş? Çocuğu teröristler kaçırmış. Senarist Peter A. Dowling bu hikayenin mizansenini olması gerektiği gibi kurgularken, yapımcılara göre asıl önemli olan, çocuğun teroristlerce kaçırılması değil, bir annenin dramatik ve travmatik anlarına haiz olmakmış. Baba karakterini anne karakteri ile yer değiştiren Dowling, Jodie Foster gibi usta bir oyuncudan yana oyunu kullanarak senaryoyu Foster’a göre uyarlamış. Role Foster’ı oturtmak ise yapılan en doğru tercihlerden biri.
Post Production…
Yapım aşaması bu şekilde ortaya çıkmış çıkmasına ama Post Production aşaması ise Flight Plan’i bir hayli zorlamış. “Fazla merak cildi bozar’’ diyerek dönüyoruz yazımıza.
“Gerilmesi gereken anlarda germek, hızlı gitmeniz gerektiği yerde hızlı gitmek” mantığından yola çıkan ekip özellikle ağır hız kazanan filmlerde sesin çok önemli olduğunu öne sürmüşler. Efektler müziğin bir parçası haline gelerek, flmin gerilimini kulağımızdan yüreklerimize doğru yükseltmişler. Bu nedenden dolayı müzikler için sıra dışı tonlar aranarak Bali’deki orkestralarda kullanılan çalgıların filme adaptasyonu sağlanmış. Bunlar: hazırlanmış piyano,telli,vurmalı ve üflemeli çalgılar. Örnek verecek olursak close-up çekimler eşliğinde Foster’ın kafasının içinde yaşadığı karmaşayı hissetmemek olanak dışı.
Visual Effects
Geldik işin en zor kısmı olan görsel efektlere. Flight Plan için Storyboardlar çizilip arka arkaya konularak hareketli görüntüler elde edilmiş. İnandırıcı olması için uçağın pozisyonuna göre renk efektleri belirlenerek sahnelerin daha realistik olması için böyle bir hileye başvurmuşlar. Yoksa siz de benim gibi uçağı sahici sananlardan mısınız? 747 model bir uçağın taslağına göre maket uçak yaratan görsel efektçiler filmin sonlarına doğru yaşanan patlama sahnesini oluşturmak için alev makinalarından yararlanmışlar.
Kaseti geriye doğru sardığınızda ise dağılmış parçalar,cam ve alevlerin seyirciye doğru geldiği izlenimini yaratıyor adeta. Tıpkı slow-motion tekniğinde olduğu gibi.