Hayatımda sinema denince akan sular durduğu için, bir gün film izlemesem hayatımda bir boşluk duygusuna kapıldığım için, filmlerin insanları bir araya güçlü bir yapısı olduğuna inandığım için, politik, sosyal ve aynı zamanda asosyal bir arenası olduğu için, kendini ifade etmenin en görsel yolu olduğu için ve başka bir sürü nedenden dolayı sinemayı seviyorum. Ve sinemayla ilgili her şeyin altına imza atıyorum…
Banu Bozdemir
İnternet kullanımı dünya çapında hızla yaygınlaşırken ve uzmanlar yakın gelecekte basılı yayınların azalacağını iddia ederken, internet dergiciliğine yönelmek yanlış bir karar değil sanırım. Hele ki, sinema tutkusunu mesleki hayatıyla birleştiren üç arkadaşın el ele verip çıkardığı Cinedergi, eminim ki, kısa sürede, sinema alanında en çok okunan internet mecralarından biri olacak. Profesyonel kadrosu ve bakış açısıyla, birkaç ay içinde emsallerinin arasından sıyrılacak olan Cinedergi için, son olarak şunu eklemek isterim. Hatırlarsınız… “12 Maymun” filminde, dahi deli Jeffrey Goines karakteri, şöyle der; “Doğru ya da yanlış diye birşey yok, sadece popüler fikirler var.” Cinedergi’ye tekrar hoş geldiniz…
Fırat Sayıcı
20 yılı geçen gazetecilik tecrübemin sonunda, özlemini çektiğim en büyük duygunun bağımsızlık olduğunu anladım. İster sinema eleştirmeni olun ister yazı işleri müdürü, medyada bağımsız olmak imkansız. CINEDERGİ benim için bağımsızlığımı elime aldığım ilk üretim. İlk sayımızda göreceğiniz gibi Mevlana’dan, İşçi Filmleri Festivali’ne, Naomi Watts’tan, Sırrı Süreyya Önder’e kadar birbirinden farklı konuları dergimizde işledik. Bundan sonrası için tek bir söz verebiliriz. Biz sonuna kadar bağımsız olacağız ve her düşüncenin ürettiği filmi konu olarak sizlere sunacağız. Dergimizi okurken iyi zaman geçirmenizi dilerim.
Serdar Akbıyık